28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi'ne destek açıklamasında bulunan Hak ve Özgürlükler Platformu üyesi Batman Kültür, Eğitim ve Dayanışma Derneği (Hira-Der), 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi'ne destek açıklamasında bulundu.

Batman Hira-Der Başkanı Abdulhakim Tekin, FETÖ yargısı mağduru Yusufilere yönelik zulmün bir an önce son bulması gerektiği belirtti.

FETÖ yargısı mağdurlarının 25 yılı aşkın bir süredir mahkumiyetlerinin devam ettiğini belirten Tekin, "Adil olmak ve bir ülkede adaleti tesis etmek yöneticiliğin ve liderliğin en temel vasfıdır. Adaletin terazisi bozulduğunda, güçlülerin ve sözüm ona saygınların kefesi ağır basmaya başladığında o düzenin vereceği netice zulümden başka bir şey değildir. Ve zulümle abâd olunmadığına da tarihin seyri içinde nice örnekler mevcuttur. Hal böyle iken bu ülkede 25 yılı aşkın bir süredir devam edegelen bir zulüm var, 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru olanların arşı titretecek bir mağduriyeti var ve her ne hikmetse herkesin kör, sağır ve dilsiz kesildiği bu zülüm iki neslin hayatında onulmaz yaralar açtı. Yoksa bu ilgisizliğin ve körlüğün sebebi oluşabilecek tepkilerin önüne geçebilmek mi? Artık bu bahanelerin sizleri de tatmin etmediğini biliyoruz. Çünkü 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları sizden af beklemiyor. Çalınan özgürlüklerinin iadesini istiyorlar." dedi.

"Yusufî mahkumlar hakkında karar veren hakimler bugün 'devletin güvenliğini tehlikeye atmakla suçlanıyor' düşünmek gerekmez mi?"

Gerçek suçluların dışarıda oldukları mağdurların ise içerde tutulduklarına dikkat çekilen açıklamanın devamında Tekin, "Ergenekoncular, Balyozcular ve alenen bu ülkeyi büyük güçlere peşkeş çekmek için darbeye teşebbüs edenlerin dahi bir kısmı çıktı. Mağduriyetler giderilsin diye inceleme komisyonları kuruldu ve davalar tekrar görüldü. Babalar için af, paşalar için tutuksuzluk halleri uygun görüldü. Öyle ya 'at izi it izine karışmıştı' ve bu karışıklık adaleti yanıltmamalıydı. Oysa derin devletin ve birçok kirli yapının at koşturduğu ve neredeyse bütün izlerin birbirine karıştığı bir dönemde kurulan kumpaslar ve komplolarla en ağır cezalara çarptırılanlar için bir gün olsun 'acaba' diye şüphe edilmiyor mu? gerçekten merak ediyoruz. Üstelik bu kararları veren hakimlerin birçoğunun FETÖ'den yargılandığını bile bile. Zamanında devletin güvenliğini tehdit ediyor diye karar veren hakimler bugün devletin güvenliğini tehlikeye atmakla suçlanıyorsa durup düşünmek gerekmez mi?" ifadelerini kullandı.  

"Babaları cezaevlerine girdiğinde çocuk olanlar baba oldular şimdi"

Yusufilerin mağduriyetlerine bir an önce son verilmesi gerektiğini belirten Tekin, "40-50 bayramdır çocuklar baba eli öperek bayrama uyanmıyor. Babaları cezaevlerine girdiğinde çocuk olanlar baba oldular şimdi. Mahkum babalar ise dede olup torun sahibi oldular. Kaç anne ve baba evlat hasretiyle göçüp gitti. Damatsız düğünler yapıldı. Herkesler salıverilirken onlar şehir şehir sürgün edildiler. Yüreklerde mesken tutan bu acıların dindiğini ve açılan yaraların kabuk bağladığını sanmasın kimse. Bu zulme sebep olan, ortak olup devam ettiren herkes bilmeli ki bu mazlumların ahı kendilerini rahat bırakmayacaktır. Bir an önce bu zulme son verilmeli. Bu mağdurlar için bir adım attıkları takdirde zor duruma düşeceklerini düşünen zevat, 'Sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma' ayetine muhatap olduklarını ve bunun kendilerini nasıl zor bir duruma düşüreceğini unutmasın hiçbir zaman." şeklinde konuştu.  

"Unutulmamalıdır ki devletleri yaşatan ve yücelten en önemli güç adalettir"

28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi'ne destek verdiklerini söyleyen Tekin, "Masumiyetleri belgelerle kesinleşmiş olanların dahi içlerinde bulunduğu 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları için atılması gereken adımları atın. Bu insanların çalınan özgürlüklerini geri verin. Uyduruk belgelerle sipariş kararların verildiği bu davalar tekrar incelendiğinde gecikmiş bir hakkın teslim edileceğini göreceksiniz. Son olarak son günlerdeki af tartışmalarıyla ilgili olarak da şunu söylemek istiyoruz. Şahıslara karşı işlenen suçlar ile devlete karşı işlenen suçlar ayrı düşünülmeli ve devlet sadece kendisine karşı işlenen suçlarda af yetkisini kullanmalıdır. Bu hususta Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleri hala tazeliğini korurken, bu af tasarısının hırsızları, gaspçıları, uyuşturucu tacirlerini ve birçok yüz kızartıcı suçu kapsayıp 28 Şubat ve FETÖ mağdurları gibi devlete karşı işlendiği iddia edilen suçları kapsamaması adalete olan güven duygusunu bir kez daha yaralayacaktır. Unutulmamalıdır ki devletleri yaşatan ve yücelten en önemli güç adalettir. Mazlumun hakkının zalimlerden alındığı, her haklıya hakkının verildiği adil bir dünya özlemiyle..." ifadelerine yer verdi. (Mehmet Sait Çelik -İLKHA)