9 Eylül`de,  Rabiatul Adeviyye Meydanı'nın boşaltılması davasında mahkeme, aralarında 17 yaşında şehit edilen Esma el-Biltaci'nin babası Muhammed el-Biltaci'nin de yer aldığı 75 kişi hakkında idam cezası verdi.

23 Eylül`de, darbe karşıtı 781 kişinin yargılandığı "El-Adve Olayları" olarak bilinen davada mahkeme, 4 kişiyi idam, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii'nin de aralarında bulunduğu 88 kişiyi müebbet (25 yıl) hapis cezasına çarptırdı.

24 Eylül`de ise, Kahire'nin batısında yer alan Kirdase bölgesinde bir karakolu basmak ve 17 polisi öldürmekle suçlanan sanıkların yargılandığı "Kirdase olayları" olarak bilinen davada 20 sanık hakkında verilen idam kararı Yargıtay tarafından nihai olarak onandı.

Bu üç davada da yargılananların tamamı 3 Temmuz 2013 askeri darbesine muhalif isimlerden oluşuyor. Sanıkların hiçbirisi siyasi suçlardan yargılanmıyor.

Sanıkların tamamı; adam öldürme, adam öldürmeye teşvik, ülkede anarşi çıkarma, şiddet olaylarına karışma, güvenlik güçlerine mukavemet gösterme, terör örgütüne üye olma gibi suçlamalarla yargılanıyor.

-Yüzlerce kişi hakkında idam cezası

Darbenin gerçekleştirildiği 3 Temmuz 2013 tarihinden bu yana binlerce kişi hakkında dava açıldı. Resmi olmayan rakamlara göre, Mısır zindanlarında darbe karşıtı 40 bin civarında mahkûm bulunuyor. Yüzlerce sanık hakkında idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerle ilgili resmi bir istatistik bulunmuyor.

Ancak bir kalemde 500`den fazla sanık hakkında toplu idam kararlarının verildiği davaların olduğu ve bu davaların çoğunun kamuoyuna yansıdığı biliniyor. Bunlardan en öne çıkanı Mart 2014`te Yargıç Said Yusuf başkanlığındaki El-Minye Ceza Mahkemesi tarafından bir kalemde 529 kişi hakkında verilen idam kararı.

AA muhabirine konuşan Mısırlı Avukat Ahmed İbrahim, Mısır`da mahkemelerin idam kararları verdiği davalarda, “sanığın evrakının ülke müftüsüne gönderilmesine karar verilmiştir.” ifadesinin kullanıldığını, bunun idam anlamına geldiğini ancak “idam” kelimesinin ifade edilmediğini anlattı. 

Ülke müftüsünün görüşünün bağlayıcı olmadığını, müftü kararı reddetse bile mahkemenin idamı açıklayabileceğinin ve infazın gerçekleştirilebileceğinin altını çizen Mısırlı Avukat İbrahim, 60 gün içerisinde sanıkların yüksek mahkemeye itiraz hakkı bulunduğunu söyledi. 

İtirazın kabul edilmesi durumunda davanın temyize gideceğini vurgulayan İbrahim, şunları kaydetti:

“Temyiz mahkemesi, kararı bozarak başka bir yargı heyeti tarafından davanın tekrar görülmesine karar verebilir. Nitekim Muhammed Mursi hakkında verilen idam kararını yüksek mahkeme bozmuş ve aynı dava başka bir yargı heyeti tarafından tekrar görülmektedir. 

Yapılan itirazın kabul edilmemesi durumunda Yargıtay kararı onamış kabul edilir. Bu durumda sanık veya sanıklar için bütün yargı yolları kapanmış olur.” 

-Cumhurbaşkanının affı veya idamı hapse çevirmesi

Yargı yollarının tükendiği idam mahkûmlarını sadece Cumhurbaşkanı affedebiliyor veya idamı hapis cezasına çevirebiliyor. Mısır yasalarına göre 14 gün içerisinde Cumhurbaşkanı`nın affetmemesi halinde sanıkların infaz edilmesi gerekiyor. 

Ülkede geçen 24 Eylül`e kadar haklarında idam kararı verilen ve idamın Yargıtay tarafından onandığı ve haliyle bütün yargı yollarının tükendiği 37 mahkûm bulunuyordu. Nihai idam kararının ardından 14 gün geçmesine rağmen bu hükümlüler infaz edilmedi.

24 Eylül`de “Kirdase olayları" olarak bilinen davada 20 sanık hakkında verilen idam kararının Yargıtay tarafından nihai olarak onanmasının ardından idamını bekleyen mahkûm sayısı 57`ye yükseldi. 

Mısır`da demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi`nin devrildiği 3 Temmuz 2013 darbesinden bu yana 27 darbe karşıtı idam edildi. Bütün yargı yolları tükenmiş ve idamını bekleyen 57 sanık her an infaz edilebilir. İnfazlar için uygun siyasi ortam bekleniyor olabilir.