2018-2019 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda öğrencilere ücretsiz dağıtılan kitapların yetersiz bulunarak kaynak kitap istemesinin doğru olmadığını belirten Gaziantep Akademik Eğitimciler Derneği Başkanı Abdurrahman Örnek, yetkilileri göreve çağırdı.
Okulların açılmasıyla veliler tarafından yoğun olarak ciddi bir şikâyete sebep olan kaynak kitap isteği MEB'in konuyla ilgili genelgesine rağmen okullar tarafından alınması zorunlu tutuluyor. MEB'in her eğitim ve öğretim yılında öğrencilere dağıttığı ücretsiz kitaplarını yetersiz bulan bazı okul idarecileri "yardımcı kaynak" adı altında öğrencilerden kitap almalarını istiyor. Velileri zor durumda bırakan bu durumun önüne ise bir türlü geçilmiyor.
Konu ile ilgili İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Gaziantep Akademik Eğitimciler Derneği Başkanı Abdurrahman Örnek, velilerin ve öğrencilerin kaynak kitaplara yönlendirilmesinin yanlış olduğunu söyledi.
"Ücretsiz kitapların yardımcı kaynak kitaplardan pek farkı yok"
Bazı yayınevleri ve art niyetli kişiler tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrencilere ücretsiz dağıttığı kitapların içerik olarak yetersizmiş gibi algı oluşturulduğunu belirten Örnek, "Devlet son birkaç yıldır sosyal devlet ilkesi anlayışıyla öğrencilere ücretsiz kitap dağıtımı yapmaktadır. Bu gerçekten devletin milletine, öğrencilere karşı yaptığı ve uyguladığı güzel bir imkandır. Ama burada şöyle bir durum söz konusu oluyor. Bu yardımcı kaynak kitaplarında sanki baktığımızda devletin verdiği ücretsiz kitapların yetersizmiş gibi bir algı oluşturuluyor. Gerek var olan yayınevleri tarafından gerekse de bazı art niyetli kişiler tarafından bu yapılıyor. Ama incelendiğinde kalite yönünden Milli Eğitim Bakanlığı'nın ücretsiz kitaplarının normal o yardımcı kaynak kitaplar denilen kitaplardan pek farkının olmadığını görüyoruz. Şimdi burada öğretmenlere özellikle okul idarecilerine ciddi görev düşmektedir. Kesinlikle Milli Eğitim Bakanlığı'nın dağıttığı kitapların okullarda öncelikle öğretmenlerin tarafından kabul edilebilir bir hale getirilmesi gerekiyor." dedi.
"Öğrencilere ücretsiz dağıtılan kitapların içeriği zenginleştirilmelidir"
Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrencilere ücretsiz olarak dağıttığı kitapların içerik olarak yetersiz ise bunun giderilmesi ve yeterli hale getirilmesi gerektiğini belirten Örnek, "Bunun yanında öğrencileri de kabul edilebilir bir hale getirildikten sonra eğer bu tür kitaplarda madem eksiklik mi var? Bunu öğretmenler, öğrenciler, okul idarecileri ve gerekirse üst yöneticilerde bir araya gelerek bu eksiklikleri tamamlayıp, güzel olanı üst mercilere bildirip veya yayıncı kuruluşların yeni eğitim öğretim döneminde bu kitapları tekrar düzenlenmiş bir şekilde dağıtması sağlanabilir. Şimdi az değil ve bu sene Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 144 milyon adet kitap dağıtımı yapılacak. Bunun 125 milyonu okullara gönderildi ve kalan kısmı tamamlamak üzere. Bu yardımcı kaynak kitaplarına baktığımızda bu kitapları yazanların yabancı ülkelerden yazarlar olmadığı malumdur. Bu kitapları yazanların da bizim ülkemizde yetişmiş eğitimci, akademisyenlerden oluşmuş komisyonlar tarafından hazırlanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK üyeleri bir araya gelerek 'Bu kitapları daha ne kadar geliştirebiliriz? Ne kadar daha iyi, kaliteli yönde basımını sağlayabiliriz?' diye üzerinde düşünürlerse önümüzdeki dönemlerde ücretsiz kitap tartışması bitecek. Bunun yanında da öğretmenler tarafından veya okul idarecileri tarafından dayatılan yardımcı kaynak kitaplar da olmayacaktır. Özelliğini yitirmiş olacaktır." ifadelerini kullandı.
"Ücretsiz dağıtılan kitaplar ya çöpe gidiyor ya da sıraların altında kalıyor"
Kaynak yardımcı kitap dayatmasının öğrencilere ve veliye bir külfet ve fuzuli olduğunu belirten Örnek, "Eğitim için müfredata daha uygun olan Milli Eğitim Bakanlığı'nın dağıttığı ücretsiz kitapların biz gayet uygun olduğunu düşünüyoruz. Yardımcı kaynaklar yersizdir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın dağıtmış olduğu kitaplarda kısmı yetersizlik var, yok diyemeyiz. Bu yetersizliği gören öğretmenlerin bunu bakanlığa ve yayınevlerine bildirmesi lazım. Ama ben burada yayınevlerinin bilinçli olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın kitaplarını yetersiz gösterip, hatta öğrenciler daha okula başlamadan önce bu kaynak kitaplarını almış oluyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı'nın ücretsiz dağıttığı kitaplar ise ya çöpe gidiyor ya da sıraların altında kalıyor. Bunu da önleyecek olan, yine bakanlığımızın YÖK ile beraber bir araya gelip 'nerede eksiklik var, nerede kaliteyi yakalarız' diye oturup üzerinde konuşmaları lazım." şeklinde konuştu.
"Bir anaokulu öğrencisine 650-700 TL gibi bir ihtiyaç listesi veriliyor"
Okulların açılmasıyla öğrencilerden listeler halinde istenen okul ihtiyaçlarında aşırı abartıya gidildiğine dikkat çeken Örnek, şunları söyledi:
"Okul yöneticileri ya da çocuğun bulunduğu sınıf öğretmeni tarafından gerçekten kabul edilemeyecek derecede yüklü fiyat listeleri ile ihtiyaç tespit edilip bunların da bir an önce alınması yönünde bir baskı uygulanıyor. Şimdi ülkemiz dış güçler tarafından bir ekonomik dayatmaya tabi tutulmaktadır. Burada ben Milli Eğitim Bakanlığı'ndan şunu istiyorum, özellikle bu dönem için okul yöneticilerine bir uyarıda bulunup, okul yöneticilerinin de öğretmenleri uyararak özellikle bu kriz döneminde aşırı abartılı bazısı kullanmadan çöpe gidecek materyalleri alınmaması yönünde bir telkinde bulunmalarını istiyoruz. Bize bu yönde gelen şikayetlerde gerçekten çok uçuk derecede rakamlar olduğuna şahit oluyoruz. Örneğin bir anaokulu öğrencisine yaklaşık 650-700 TL gibi bir ihtiyaç listesi veriliyor. İlkokula giden birinci sınıf öğrencilerinden tablet bile isteniyor. Sonra velilerin yoğun baskısı üzerine tabletten vazgeçilip, onun da diğer anasınıfı öğrencilerinden farksız yaklaşık 500-600 TL civarında ihtiyacı var. Bunun yanında bir de biliyorsunuz okullarda kıyafet zorunluluğu var. Kıyafet konusunda da özellikle bu eğitim ve öğretim dönemi için velilere ve öğrencilere bir dayatma olmasa iyi olur. Bu dönem için isteyen istediği evdeki normal zamanda giyindiği kıyafetlerle okula gelmesi okul yöneticileri tarafından idare edilirse bu da dar gelirli ailelerimiz asgari ücretle geçinen ailelerimiz için kurtarıcı bir imkan olacaktır. Buradan üst mercilere ve yetkililere sesleniyoruz; bu konuda velilerin işlerini kolaylaştırsınlar."
"Öğrencilerden yabancı markaların ürünlerinin istenmesi doğru değildir"
Okulların öğrencilerden istediği kırtasiye malzemeleri listelerinde yabancı markaların ürünlerinin yer almasının doğru olmadığını ifade eden Örnek, "Ülkemiz özellikle bu son birkaç ay içerisinde dışarıdan gelen bir ekonomik dayatma ile karşı karşıya olduğundan dolayı şimdi iç piyasada biz her zaman bazı yabancı materyallere boykot uygulayalım diyoruz. Eğer bizler milli düşünüyorsak, gerçekten ülkemizin menfaatini düşünüyorsak, birlikten bahsediyorsak beraberce bu tür krizlerden çıkmadan bahsedip ve üzerinde duruyorsak ben buradan okul yöneticilerine, Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine, diğer kurum yetkililerine seslenerek diyorum ki; özellikle okulların açıldığı bugünlerde tamamen yerli materyalleri almaya yönelelim. Bizim ürettiğimiz ürünlerde yabancıların ürettiği ürünlerden kalite olarak o kadar da farksız değil. Bizim ürünlerimizin daha da kaliteli olduğunu görüyoruz. Bunun yanında da esnafa da bir çağrıda bulunalım. Biz yerli ürünlere yönelelim. Esnafta bu konuda biraz daha ucuz, aynı zamanda kaliteli ürün satarak bu kriz ortamından beraber çıkacağımızı inanıyoruz." diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)