Telefonda ne söylediğinize, internette ne yaptığınıza dikkat edin! Amerikan basını, dünyanın en gizemli ve karmaşık istihbarat servisi olarak nitelendirilen ve iletişim istihbaratı konusunda uzmanlaşan NSA tarafından Utah Çölü’ne inşa edilen dev tesis için bu yorumu yapıyor.

2009 yılında “data merkezi” olarak açıklanan çalışmanın ilk adımları 2003 yılında, 11 Eylül saldırısından 2 yıl sonra dönemin ABD Başkanı Bush tarafından atıldı. Ocak 2011’de temeli atıldığında ise “Ulusun en büyük siber güvenlik projesi” olarak tanıtıldı.Oysa ki bu durumda bir gariplik vardı. Ülkede siber güvenlikten sorumlu olan kurum İç Güvenlik Bakanlığı’ydı ama temel atma töreninde bu bakanlıktan tek bir görevli bile yoktu. İnşaat ilerledikçe çölde yükselen devasa tesis hakkında spekülasyonlar da yayılmaya başladı. Amerikan medyasına bilgi sızdıran istihbarat kaynakları tesisin asıl amacını anlattığında ise karşısındaki gazetecilere küçük çaplı bir şok yaşattı.

ŞİFRELER DE KALDIRILDI

Bir istihbaratçıya göre Utah’taki tesis dünyanın görmüş olduğu en büyük dinleme ve izleme merkezi olacak. Uydulardan, yeraltı kablolarından, deniz altındaki kablolardan geçen her tür iletişim, yani kısacası dünyanın tüm iletişim trafiği bu merkez tarafından izlenerek kayıt altına alınabilecek. Bu da NSA’in tüm bu trafiğe attığı ‘çengeller’ sayesinde gerçekleşecek. Daha önce ‘Echelon’ adlı gizli proje ile dünya iletişim trafiğini izleme deneyinde bulunan ABD temel hedefine Utah projesiyle ulaşacak. İzlenen verilerin büyük bir kısmının şifrelenmiş olması da hiçbir olumsuzluk oluşturmayacak. Çünkü ikinci bir istihbarat kaynağına göre NSA birkaç yıl önce şifre çözümlemesi konusunda çok büyük bir başarıya imza attı. Geliştirilen programlar sayesinde sadece kişisel şifreler değil, diplomatik ve askeri şifrelemeler de kolayca kırılabiliyor. Yani, ABD’nin yakaladığı bir diplomatik mesajın şifresini kırması sadece saniyeler alacak.

Net trafiği depolanacak

Tesiste bu işlemleri gerçekleştirebilmek için 93 bin metrekarelik bir depolama alanı ve dünyanın gelmiş geçmiş en hızlı işlem gerçekleştirebilen süperbilgisayarı kullanılacak. Bu bilgisayar saniyede 1 katrilyon işlem yapabilme kapasitesine sahip olacak. Peki her şeyi nasıl kaydedecek? diye soracak olursanız cevap matematikte gizli... Küresel internet trafiğinin boyutu 966 exabyte olarak tahmin ediliyor. Bir şey ifade etmedi değil mi? Karşılaştırma yapmak gerekirse Utah merkezinin veri depolama alanı her yıl 2 milyarı aşkın kişinin internette yaptığı her tür işlemin toplamından 1 milyon kat daha fazla... Yani internette ne olup bitiyosa Utah’taki merkeze depolamak çocuk oyuncağı olacak.. Ardından bu trafiğin içinden anahtar kelimeler kullanılarak kuşku çeken ya da ABD güvenliğini tehdit eden her şey ayırt edilebilecek. Çünkü merkezin server kapasitesi 500.000.000.000.000.000.000 sayfa veri kaydedecek kadar büyük.

ÖZEL HAYATINIZ VERİ TABANINDA

İstihbaratçıların verdiği bilgiye göre merkezin kayıt altına alacağı iletişim trafiği şöyle:

- Kişisel telefon görüşmeleri (cep ve sabit hatlardan yapılan tüm görüşmeler)

- E-posta trafiği

- Kişisel Google aramaları

- Elektronik ticaret verileri

- Seyahat verileri (Havayolu ve seyahat şirketlerinin veritabanından)

- Finansal bilgiler

- Yabancı ülkelerin ordularına ait her tür gizli bilgiler

- Tüm diplomatik yazışma trafiği

‘Narus’a isim gir, ekranda tüm kayıtları gör

Utah projesi aslında NSA’in 11 Eylül’den sonra başlattığı Stellar Wind kod adlı gizli izleme ve dinleme programının bir uzantısı. Daha önce NSA’de görev yapıp kurumun yasadışılığa bulaştığını belirteren işinden ayrılan William Binney’in verdiği bilgilere göre NSA daha şimdiden günde 320 milyon telefon görüşmesini kaydediyor. NSA’in süperbilgisayarlarında bulunan Narus isimli bir programa bir kişinin ismi girildiğinde o kişinin yaptığı tüm aramalar ve o kişiye gelen tüm telefonlar görülebiliyor, tek tıklamayla dinlenebiliyor. 11 Eylül’den beri Narus’a kaydedilen telefon konuşmalarının sayısı 15 ile 20 trilyon arasında. Dinleme programının 11 Eylül saldırılarında istihbarat zaafiyeti yaşayan güvenlik yetkililerinin tavsiyesi ve dönemin ABD Başkanı George Bush’un talimatıyla başlatıldığı belirtiiyor. ABD Kongresi 2003’te programın yasal ayağını özel hayata müdahale gerekçesiyle durdurmuştu.

DipNOT: İngiliz edebiyatının önde gelen isimlerinden George Orwell, 1949 tarihli romanı "Bin Dokuz Yüz Seksen Dört"te adeta bugünleri yazmıştı. Orwell büyük yankı uyandıran eserinde, her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu, muhalefetsiz bir toplum kurguluyordu. İnsanların çeşitli kontrol mekanizmalarıyla izlendiği bir modele doğru gidildiğinin altını çizen roman, daha sonra sinemaya da aktarılmıştı. Zamanla kitabın sloganı haline gelen "Büyük birader seni izliyor" (Big brother is watching you) ezberlerdeki yerini koruyor...

Kaynak: Vatan