Peygamber Sevdalıları Platformu, Kerbela olayının yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda Kerbela katliamının mümin yürekleri kanatmaya, Ümmet-i Muhammed-i hüzünlendirmeye devam ettiği vurguladı.
Peygamber Sevdalıları Platformu, Kerbela olayının yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Mesajda, "Yine bir Muharrem ayına girdik! Yine acılarımız, hüznümüz tazelendi! Muharrem ayında, Aşura gününde yaşanan Kerbela katliamı mümin yürekleri kanatmaya, Ümmet-i Muhammed-i hüzünlendirmeye devam ediyor." denildi.
Hicretten 50 yıl sonra Yezit liderliğindeki zalimlerin, dedesi Muhammed Mustafa'nın dinini tekrar ihya etmek isteyen cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin'i ve beraberinde bulunan Peygamber'in ehli beytini Kerbela çölünde vahşice katlettiği belirtilen mesajda, "Peygamber ailesinin kadın ve çocuklarını köle ve cariyeler gibi esir alıp zincirli ayaklarla şehir şehir dolaştırdılar. İmam Hüseyin ve yarenlerinin mübarek başlarını mızrakların ucuna taktılar, kanlı vücutlarını atların ayakları altında çiğnediler. Peygamberin öpüp kokladığı o mübarek başın dudaklarına çubuklarla vurdular." denilerek yaşanan vahşete dikkat çekildi.
"Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim"
Hazreti Muhammed'in Hazreti Hüseyin hakkındaki sözlerinin aktarıldığı mesaj, söyle devam etti:
"Evet, tarihe kara bir leke olarak geçen ve peygamber efendimizin 'Hüseyin bendendir. Bende Hüseyin'denim. Hüseyin'i seven beni sevmiştir. O'na kin tutan bana kin tutmuştur.' dediği, peygamber efendimizin ehli beytinin soykırımdan geçirildiği, arş-ı alayı titreten Kerbela, Kerb-u-Bela'nın yıldönümündeyiz. Günümüzde yaşananlar, bu tarihi vakıanın mesajının kıyamete kadar devam edeceğini ve Hüseyinlerin tarih sahnesinden asla silinemeyeceğini göstermiştir. Bugün Kerbelaları yüreğimizin ta derinliklerinde; Suriye, Arakan, Yemen, Keşmir, Irak, Filistin, Bahreyn, Mısır, Çeçenya, Afganistan, Doğu Türkistan ve canların Rabbe adandığı daha birçok İslam beldesinde, tekrar tekrar her gün yaşıyoruz. Ümmet, zalimlerin ölüm kılıçları altında feryad-u figan ediyor. Zillet ve zulüm ümmet coğrafyasını adeta esir almış bir durumda."
"Kerbela bir kahramanlık destanıdır, direniş ve mücadelede bir zirvedir "
Kerbela hadisesinin sadece bir matem olmadığı ifade edilen mesajda, "Kerbela bir kahramanlık destanıdır, direniş ve mücadelede bir zirvedir. Onurlu ve izzet sahibi olmak isteyen insanlara, Müslümanlara vereceği mesajlarla doludur. Kerbela bir ibretler ve dersler mektebidir." denildi.
"Peygamber Sevdalıları olarak, İmam Hüseyin'in safında olduğumuzu her ortamda haykıracağız." denilen mesaj şu ifadelerle son buldu:
"Peygamberin aziz torununun yaptığı gibi Yezitlerin, zalimlerin, despotların, sömürgeci emperyalistlerin, zamanın Yezidi düzenlerinin karşısında olduğumuzu haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Hüseyin'in yolunu yol tutacağız, davasını ne pahasına olursa olsun omuzlayacağız. Heyhat Minezzile feryadını her daim canlı tutacağız. Bu vesile ile dünyanın dört bir yanında Yüce Allah'ın dinini yaşamak arzusunda olan Müslüman kardeşlerimize reva görülen vahşet, katliam ve soykırımların son bulması için yüce Mevlamıza yalvarıyor, duamıza icabet etmesini diliyor, İslam ümmetini ve dünya mustazaflarını kurtuluşa ulaştırmasını, vahdet çatısı altında toplanmasını can-ı gönülden niyaz ediyoruz."
Peygamber Sevdalıları'nın Kerbela hakkında yayınlanan mesajın tam metni:
"Hamd âlemlerin rabbi, şanı yüce olan Allah'a mahsustur. Salat ve selam fahr-ı kâinat, efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in, güzide ashabının ve ehl-i beytinin üzerine olsun.
Yine bir Muharrem ayına girdik! Yine acılarımız, hüznümüz tazelendi! Muharrem ayında, Aşura gününde yaşanan Kerbela katliamı mümin yürekleri kanatmaya, Ümmet-i Muhammed-i hüzünlendirmeye devam ediyor.
Hicretten elli yıl sonra, Yezit liderliğindeki zalimler, dedesi Muhammed Mustafa'nın dinini tekrar ihya etmek isteyen cennet gençlerinin efendisi İmam Hüseyin'i ve beraberinde bulunan Peygamber'in ehli beytini Kerbela çölünde vahşice katlettiler. Peygamber ailesinin kadın ve çocuklarını köle ve cariyeler gibi esir alıp zincirli ayaklarla şehir şehir dolaştırdılar. İmam Hüseyin ve yarenlerinin mübarek başlarını mızrakların ucuna taktılar, kanlı vücutlarını atların ayakları altında çiğnediler. Peygamberin öpüp kokladığı o mübarek başın dudaklarına çubuklarla vurdular...
Evet, tarihe kara bir leke olarak geçen ve peygamber efendimizin 'Hüseyin bendendir. Bende Hüseyin'denim. Hüseyin'i seven beni sevmiştir. O'na kin tutan bana kin tutmuştur.' dediği, peygamber efendimizin ehli beytinin soykırımdan geçirildiği, arş-ı alayı titreten Kerbela, Kerb-u-Bela'nın yıldönümündeyiz. Günümüzde yaşananlar, bu tarihi vakıanın mesajının kıyamete kadar devam edeceğini ve Hüseyinlerin tarih sahnesinden asla silinemeyeceğini göstermiştir. Bugün Kerbelaları yüreğimizin ta derinliklerinde; Suriye, Arakan, Yemen, Keşmir, Irak, Filistin, Bahreyn, Mısır, Çeçenya, Afganistan, Doğu Türkistan ve canların Rabbe adandığı daha birçok İslam beldesinde, tekrar tekrar her gün yaşıyoruz. Ümmet, zalimlerin ölüm kılıçları altında feryad-u figan ediyor. Zillet ve zulüm ümmet coğrafyasını adeta esir almış bir durumda...
Kerbela hadisesi sadece bir matem olayı değildir. Kerbela bir kahramanlık destanıdır, direniş ve mücadelede bir zirvedir. Onurlu ve izzet sahibi olmak isteyen insanlara, Müslümanlara vereceği mesajlarla doludur. Kerbela bir ibretler ve dersler mektebidir.
Peygamber Sevdalıları olarak, İmam Hüseyin'in safında olduğumuzu her ortamda haykıracağız. Peygamberin aziz torununun yaptığı gibi Yezitlerin, zalimlerin, despotların, sömürgeci emperyalistlerin, zamanın Yezidi düzenlerinin karşısında olduğumuzu haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Hüseyin'in yolunu yol tutacağız, davasını ne pahasına olursa olsun omuzlayacağız. Heyhat Minezzile feryadını her daim canlı tutacağız.
Bu vesile ile dünyanın dört bir yanında Yüce Allah'ın dinini yaşamak arzusunda olan Müslüman kardeşlerimize reva görülen vahşet, katliam ve soykırımların son bulması için yüce Mevlamıza yalvarıyor, duamıza icabet etmesini diliyor, İslam ümmetini ve dünya mustazaflarını kurtuluşa ulaştırmasını, vahdet çatısı altında toplanmasını can-ı gönülden niyaz ediyoruz." (Mehmet Sait Çelik -İLKHA)