TEKNOLOJİ SERVİSİ
İmmünoterapi ilaçları ve bir kimyasaldan oluşan yeni bir kanser aşısı, farelerde cilt kanseri tedavisinde yüzde 100 başarı gösterdi. Umut verici gelişmede araştırmacılar ayrıca kanserin yeniden oluşumunu engellemeyi de başardı. Kaliforniya Scrippps Araştırma Enstitüsünden Dale Boger “Bu yardımcı tedavi, melanomun iyileştirilmesinde bütünsel ve küratif bir tepki üretti. Tıpkı bir aşının vücudu dışarıdan gelen patojenlere karşı eğitmesi gibi, bu aşı da bağışıklık sistemini tümörleri yok etmesi konusunda eğitiyor.” dedi.
Araştırmacılar 100 bine yakın bileşeni inceleyerek kanser immünoterapi ilacının etkinliğini artıracak bir bileşen bulmak için çalıştı. Neticede Diprovocim adı verilen bir kimyasalın hem insanlarda hem de farelerde bağışıklık reseptörlerine bağlanabildiği görüldü. Bir sonraki aşamada bu bileşenin farelerde tümörlerin iyileştirilmesine nasıl yardımcı olacağını test etmek oldu.
Araştırmacılar deneylerde, ovalbumin içermesi için genetik olarak düzenlenmiş bir tür melanoma sahip bir grup fareyi kullandı. Ovalbumin, antijen gibi davrandığı için vücutta bir bağışıklık tepkisini tetikleyen bir madde ve bu yüzden araştırmacılar kanser vakalarında bağışıklık sisteminin tepkilerini incelemek için bu maddeyi kullanıyor.
Üç grup fareye üç farklı aşı verildi
Deneyde tüm farelere anti-PD-L1 adı verilen bir ilaç verildi. Bu ilaç tümörlerin bağışıklık sisteminden kaçmasını engellemeye yarıyor. Daha sonra fareler sekizerli üç gruba ayrıldı. İlk gruba sadece anti-PD-L1 ve bir doz ovalbumin verildi. Ovalbumin vücudun bağışıklık sisteminin, tümörü yabancı bir madde olarak tanımlamasını sağlıyor.
İkinci gruba, anti-PD-L1`in yanı sıra ovalbumin ile birlikte Diprovocim adlı bir kimyasal da verildi. Böylece bağışıklık sisteminin harekete geçmesi amaçlandı.
Üçüncü gruba ise anti-PD-L1 ve ovalbuminin yanı sıra, Diprovocim yerine alum adlı başka bir madde verildi. Alum da bağışıklık sistemini harekete geçiriyor ancak Diprovocim`den daha farklı bir şekilde çalışıyor.
Her hayvana daha önce aldığı ilaçlar bir hafta sonra bir kez daha verildi. Enjeksiyon direkt olarak tümöre değil, hayvanın başka bir bölgesine yapıldı. Burada amaç bağışıklık hücrelerinin ilacı tümöre götürüp götürmeyeceğini öğrenmekti.
Yüzde 100 başarı
Ekip 54 gün süren deneyin ardından ilk gruptaki farelerin tamamının öldüğünü, alum verilen farelerin de sadece yüzde 25`inin hayatta kaldığını gördü. Diprovocim verilen farelerde ise yüzde 100`lük bir başarı görüldü ve sekiz farenin tamamı hayatta kaldı.
Boger “Aşının anti-PD-L1 gibi immünoterapi ilaçları ile birlikte kullanılabildiğini görmek heyecan vericiydi.” diyor. Ekip aşının bağışıklık sistemini tetikleyerek kanserle savaşmak üzere tümörlerin içine girebilen lökositler ürettiğini söylüyor.
Aşının etkileri, hayvan kanserden kurtulduktan sonra da devam etti. Araştırmacılar bu farelere yeniden tümör yerleştirmeye çalıştığında hayvanlar zaten aşılı olduğu için tümör vücuda yerleşemedi.
Bu çalışma kanser immünoterapisi alanında heyecan verici bir adım ancak sonuçlar şimdilik sadece genetik olarak düzenlenmiş tümörlerde ve farelerde denendi. Bu tarz bir aşının insanlar için üretilmesi için henüz vakit var. Neyse ki ekip şimdiden Diprovocim destekli aşıların test edilmesi için bazı şirketlerle görüşmelere başladı. Bu bileşenin diğer tedavi yöntemlerinde de denenmesi planlanıyor.
Kaynak, Science Alert, Dünyahalleri