DİYARBAKIR - İlk konuşmayı yapan ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, binyıllarca düşmanın yıkamadığı surların son 50 yılda bilinçsizlik sonucu yıkıldığını söyledi. Diyarbakır ve Surların "Diyarbakır ve Surlar" olarak dünya tarihinde yer almasını istemediklerini belirten Sözen, "Burayı yaratan insanlar zaten büyüklüğü, uygarlığı ve bilimi yarattıkları için bu surlar var" dedi.

Surlara uzun bir tarih ve uygarlık sahnesini birleştiren bir bütünün parçası olarak bakılması gerektiğini belirten Sözen, Diyarbakır İçkale'deki Artuklu Sarayı'nda yaşamış El Cezire'nin sözünü kitaplarının önsözünde kullandığını kaydetti.

Birlik Olmak Uygarlık Birleşmesidir
"İnsanlar olmasaydı o surlar olmayacaktı arkadaşlar" diyen Metin Sözen, "Bilim çevreleri, Mesudiye, Zinciriye medreseleri olmasaydı, bugün Dicle Üniversitesi olmayacaktı. Onun için bilim insanlarına şunu söylemek istiyorum. Teknik olanaklar, gelişmiş onarım teknikleri vs. bir gelecek için bir sürecin aletleridir. Onu yaratan toplumların nasıl yaşadıkları, onu nasıl ürettiğini bu büyüklüklere ulaşmak için hangi olanakları ve olanaksızlıkları bir araya getirdiğini ve bunu kimin mutluluğu için yaptığının sonuçlarına bakmak zorundadırlar. Toplumsal tarihe, toplumsal ilişkilere bakmadan onun ucundaki sonuçlara bakmak bizi sağlıklı bir yere getiremez" diye konuştu.

21 Madde Halinde Bir Brifing Verdik
Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyaretinde gezdiği surların tarihi değerlerini derinliğini yüz hatlarında ve ruhunda yaşadığına tanık olduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Osman, Baydemir, "Kendilerinden himaye talebinde bulunduk, Surlar için süreç işledi. En son 3 Ocak 2012'de Çankaya Köşkü'ndeki ziyaretimizde 21 madde halinde ve aynı zamanda bütün teferruatını kapsayan bir brifing verdik. O brifing sonrası bir ortak akıl oluştu. Diyarbakır'da çok deneyimli uzmanlar şu anda bu ortak akılın içerisinde bundan sonrası pratik eylem planlamalıdır" diye konuştu.

Göçle Gelenler Sırtını Sur'lara Verdi
Dağkapı Meydan düzenlemesi, Gazi Caddesi, Yeni Kapı sokak, Melikahmet Caddesi, Mardinkapı, Surp Gragors Kilisesi restorasyonu Cemilpaşa Konağı'nın restorasyonu, İzzetpaşa Caddesi'nin düzenlenmesi gibi çalışmaların detaylarına girmeyeceklerini belirten Baydemir, Sur diplerinde gecekonduların oluşması sürecini anlattı. 1990'lardaki zorunlu göçle birlikte ayağındaki terlikle ve battaniyesini bile alamadan gelen insanların Surlara sığındığını ve burada güvenli bir yer bulduğunu belirten Baydemir, "Bütün insanlığın yaptığı gibi kendilerini güvenli yere attılar. Sırtını surlara verdiler. Alternatif üretme çabasına girdik. İşte İçkale'deki Hz. Süleyman Cami ve çevresindeki dönüşüm bunun örneğidir. Büyükşehir Belediyesi, Sur Belediyesi, Valilik, TOKİ proje ortaklığı ile çalışma yürütüyoruz. Bir 6 ay daha sürebilir. Ama kimsenin kafası kırılmadan kimsenin burnu kanamadan o bölgenin tamamı boşaltılmış olacak" şeklinde konuştu.

Toprak: Surlar Mimari Bir Başyapıttır
Son açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak da, şehirleri şehir yapan özelliklerden söz ederek, "Nasıl ki Özgürlük Abidesi olmadan bir Newyork, Eyfel Kulesi olmadan bir Paris, Colezyum olmadan Roma düşünülemezse, Surlar olmadan da Diyarbakır düşünülemez. Kaldı ki Diyarbakır Surları bu eserlerin hepsinden gerek tarihi, gerekse eşsiz mimarisi ve haşmetiyle çok daha önemli bir eser, mimari bir başyapıtıdır" dedi.

"Surların Diyarbakır için anlamı sonsuzdur" diyen Toprak, Çünkü binlerce yıldır kol kanat germiştir, koynunda sakladığı bu kadim şehre… İçinde sakladığı İç Kale kadar tarih kokar, kalbinin ortasındaki cami kadar uludur, yamacında yeşeren Hevsel kadar güzel, yanından nazlı nazlı akıp geçen Dicle'nin suları gibi azizdir. Diyarbakır'ın kimliğidir adeta Surları, mazisidir, sanatıdır, kültürüdür" diye konuştu. (M. Salih Keskin - İLKHA)