Gaziantep'te son 2 hafta içerisinde mevsimlik tarım işçileri taşıyan araçların karıştığı trafik kazalarının ardından gözler bir kez daha mevsimlik tarım işçilerine çevrildi. Son 2 hafta içerisinde meydana gelen 3 ayrı kazada 8 tarım işçisi hayatını kaybederken 3'ü ağır 43 işçi de yaralandı. Yaşanan bu acı kazalara rağmen tarım işçilerinin halen kamyon kasalarında yolculuk yapmaya devam etmesi ise dikkat çekti.

Antep fıstığı hasadının sürdüğü Gaziantep'te mevsimlik tarım işçileri, hasat zamanlarında çalışacakları şehirlere veya tarlalara, bağlara ve bahçelere gidip gelirken, çoluk çocuk bindirildikleri kamyonlarda, kamyonetlerde, minibüslerde, traktör römorklarında ölüm yolculuklarına çıkarılıyor. İşçilerin tehlikeli yolculuğu bazen 20-30 dakika bazen de bir kaç saat sürüyor. 

Fıstık toplayan ve aralarında çocuk yaştakilerin de bulunduğu işçilerin çalışma süresi en asgari 10 saat ve her gün sabah saat 07.00'de çalışmaya başlayan bu işçilerin bahçelerdeki mesaisi ise saat 17.00'de sona eriyor. Yevmiye sistemiyle çalışan işçilerin 10 saat boyunca büyük kısmı kavurucu güneş altında kazandıkları para ise günlük ortalama 50-60 lira. Mevsimlik tarım işçilerinin tamamı sigortasız ve bir kısmı da daha düşük ücret aldıkları için çocuklar ve Suriyeli işçiler.

Gün boyu zor şartlar altında çalışan mevsimlik tarım işçilerinin, tıka basa konuldukları traktör römorku, kapalı kasa pikap ve kamyonetlerle çalışma alanlarına taşınmasının çok tehlikeli ve yanlış olduğunu vurgulayan HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, Bu konuda gerekli önlemlerin alınması çağrısında bulundu.

"Çok ilkel yöntemlerle bir taşıma usulüne gidiliyor"

Erat, sanayi şehri Gaziantep'in, Güneydoğu illeri içerisinde fıstık üretimi konusunda da marka bir şehir olduğunu belirterek, "Genelde daha önceden köylüler fıstıklarını kendileri topluyorlardı. Bu şekilde bir gelir elde ederlerdi. Fakat özellikle de bu son birkaç yıldan beridir köyler boşalmış, köylerde artık fıstık toplayacak çok fazla kimse kalmadığından dolayı fıstık üreticileri de fıstıklarını henüz daha ağaçta iken tüccarlara satıyorlar. Tüccarlar da fıstık toplama için elbette ki şehirden özellikle de kırsal kesimlerden insanları fıstık bahçelerine götürüp yevmiye ile çalıştırıyorlar. 'Mevsimlik işçi' adlandırılan bu işçilerin hiçbir sosyal güvenceleri yok. Bunun yanı sıra belki burada düzenli bir yemek bile verilmiyor. Bununla beraber bu işçiler şehirlerden köylere taşınırken çok ilkel yöntemlerle bir taşıma usulüne gidiliyor. Bu insanları tüccarlar karga tulumba bir araca doldurup, özellikle üstü açık kamyonet, pikap, traktör gibi araçlarla tarlalara ve köyleri götürüp çalıştırıyorlar." dedi.

Her yıl fıstık hasadı döneminde ölümlü ve yaralanmalı kazaların yaşandığına dikkat çeken Erat, şunları söyledi:

"Neredeyse her sene fıstık mevsiminde maalesef sonucu gerçekten ölümlerle sonuçlanan olayları sık sık duyuyoruz. Her sene hemen hemen buna rastlıyoruz. Gerçekten bu insanı ve bizi de ciddi anlamda üzüyor. Bununla ilgili mutlaka somut bir adım atılması gerekiyor. Malumunuz geçtiğimiz hafta Oğuzeli ilçesinde yine aynı şekilde üstü açık bir kamyonetle işçiler taşınmıştı. Bu işçiler yaşanan kaza sonucu 8 kişi hayatını kaybetmişti, 19 kişi de yaralanmıştı. Sonuçları vahim oldu, can yakıcı oldu. Bununla ilgili mutlaka bu işçilerin servisi ile taşınması gerekiyor. Zaten bir sosyal güvenceleri yoktur. Bir de bu şekilde taşınıp, yollarda hayatlarını kaybetmeleri gerçekten çok acı ve üzüntü vericidir. Bu işçilere bir servis tutulmalıdır. Bu işçiler servisi ile köylere, tarlalara götürülmelidir. Hayat emniyetleri güvence altına alınmalıdır."

"Artık ölüm haberlerini duymak istemiyoruz"

Gerekli önlemlerin alınması çağrısında bulunan Erat, "Elbette bunu yapacak olan devlettir. Devletin bunu kontrol etmesi gerekiyor. Özellikle jandarma mı, emniyet mi trafik polisi mi olur, yani bir şekilde bu insanların güvenliği sağlanmalıdır. Güvenlik içerisinde gidip işlerini yapabilmelilerdir ve özellikle de mevsimlik işçilerle ilgili maalesef buna benzer hep sıkıntıları dinliyoruz. Bu insanlar başka şehirlerde çadırlarda kalıyorlar. Çok zor yaşam şartları var. Evet, belki burada çok fazla tarım işçisi yok ama fıstık hasadı Gaziantep'te her sene ciddi anlamda yapılıyor ve hem bir gelir kapısıdır hem de fıstık üretimi Gaziantep'te çok fazladır. Her sene biz bu ölüm haberlerini duyuyoruz. Bununla ilgili özellikle devletin mutlaka somut bir adım atması gerekiyor. Biz artık bu ölüm haberlerini duymak istemiyoruz. Çünkü maalesef çocuklar yetim kalıyor. Kadınlar dul kalıyor. İnsanlar mağdur oluyor. İlkel yöntemlerle karga tulumba insanların bu araçlara bindirilmesi gerçekten 21'nci asırda yeni Türkiye'ye yakışmayan bir görüntüdür. Mutlaka bununla ilgili somut bir adım atılmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Servis konusunda tüccarlar ile çiftçilerin de haklı talepleri olduğunu, ancak insan hayatının her şeyden önemli olduğunun altını çizen Erat, "Özellikle bu konu ile ilgili tüccarlar ve çiftçileri biz dinlediğimizde tüccarlar yakıtın çok pahalı olmasından ve masraflarının çok oluşundan şikâyetçiler. Onlar da bundan dolayı muzdaripler. Çiftçilere sorduğumuzda; çiftçiler de kendi mahsullerini daha yaş iken yani ağaçta iken satmak zorunda kaldıklarını ifade ediyorlar. Gerçekten geçimlerini sağlayamadıklarını, daha fıstık mevsimi gelmeden tüccarlardan peşin para alarak satmak zorunda kaldıklarını ifade ediyorlar. Onların gerekçeleri de ekonomik sebeplerdir. Dolayısıyla şu anda tüccarlar da mağdur olduğunu ifade ediyor çiftçilerle mağdur olduğunu ifade ediyorlar. Ama insan hayatı her şeyden önemlidir." şeklinde konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)