Gaziantep'te ikamet eden Ayşe Çalıcı (50), ilerlemiş yaşına rağmen yaptığı el işlemeli örgü ve takı eşyaları satarak hem hasta eşine hem de okula giden bir oğlu 2 torununu okutmanın mücadelesini veriyor. 15 yıl önce eşinin geçirdiği rahatsızlıktan dolayı çalışmak zorunda kalan 5 çocuk annesi Çalıcı, bir yandan hasta eşine bakmanın mücadelesini verirken, diğer yandan oğlunu ve torunlarını okutmanın çabası ile ailesinin geçimini sağlamaya çalışıyor.

15 yıl önce eşinin bir rahatsızlık geçirmesi üzerine ailesinin geçimini üstlenen Çalıcı, o dönemde henüz küçük olan 5 çocuğuna bakmak zorunda kaldı. 15 yıldır soğuk-sıcak dinlemeden semt pazarında açtığı tezgâhında sattığı takı ürünleri ile ailesinin geçimini sağlayan Çalıcı'nın fedakarlığı imrendiriyor.

Şahinbey ilçesinde yaşayan Çalıcı, çalışma azmiyle herkese örnek oluyor. 15 yıldır pazarlarda satıcılık yaparak geçimini sağlayan Çalıcı, yaz-kış demeden her mevsim pazarda kendisine ait tahta tezgâhında el işlemeli çocuk patikleri, küpe, bileklik ve kolye gibi takı eşyaları satarak büyük fedakârlıklarla eşine, 4 çocuğu ile yanında kalan bir gelini ve 2 torununun geçimi için çabalıyor.

Ailesinin geçimini sağlamak zorunda olduğunu belirten Çalıcı, "15 yıl önce eşim rahatsızlandığı için bir daha çalışamadı. Doktor eşimin dinlenmesi gerektiğini ve çalışamayacağını söyledi. 5 çocuğum vardı. Çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılayabilmem için ben de ve kendi çocuklarımın geleceğini düşünerek bu işe başladım. Çocuklarımı okutmak istedim. Onun için ben de bu işe başvurdum."dedi.

"15 yıldan beri çocuklarımın geleceğini düşünerek çalışıyorum"

Bu işe kadın girişimci olarak başladığını belirten Çalıcı, "El işlerimizi ürettik, onları sattım. Daha sonra ilk önce üretip satarken şu an ise alıp satıyorum.  Bu şekilde çalışmaya başladım. 15 yıldan beri ben bu işi severek kendi gücümle çocuklarımın geleceğini düşünerek onları okutmak, bir şeylere sahip etmek ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için burada çalışıyorum. Allah'a (Celle Celaluhu) şükür evimin ihtiyacını karşılıyorum. Kısmeti gönderen yüce Allah'tır. Çalışmak için mecbur kaldım, ben bu işe başladığımda çocuklarım henüz çok küçüktü. Şu anda işime devam ediyorum. 15 yıldan beri bu işi yapıyorum."diye konuştu.

"Pazarcılık en zor meslektir"

Çocuklarına bakmak ve onları kimseye muhtaç etmek istemediğini belirten Çalıcı, "Şu an bir oğlumu okutuyorum. Diğer çocuğum okulu kazanamadı. Çocuklarımın ihtiyaçlarından dolayı mecbur kaldım, çalışmaya karar verdim. 15 yıldan beri severek çalışıyorum. benim için biraz zor oluyor. Sabahleyin eşyaları yükle getirip, burada indirmek, tezgahı açmak, akşam tekrar toplamak hiç kolay değil. Ama kolay bir işte yoktur. Çalışmaya mecburdum. Kolay bir iş değil ama ailemin geçimini sağlamak içinde mecbur çalışıyorum. Pazarcılık en zor meslektir.  Ama yinede çocuklarımın geleceği için çocuklarımı yetiştirip, herhangi bir iş ve ev sahibi yapmak için çalışıyorum. Kendi başıma evimin ihtiyaçlarını da karşılıyorum."ifadelerini kullandı.

"Anne olmak kolay değil"

Kendi parasını kazanmanın ve ailesinin geçindirmenin mutluluğunu yaşadığını vurgulayan Çalıcı, şöyle devam etti:

"Allah-u Teala'nın verdiği kısmetlere sonsuz şükürler olsun. akşam evime giderken mutfak masrafımı karşılıyorum. Bütün ihtiyaçlarımı görüyorum, şükürler olsun. İyi-kötü burada bir şeyler kazanıyorum. Kimseden 5 kuruş ekmek parası isteyemem. Bir defa istersiniz, iki defa istersiniz ama üçüncü defa da 'Sağlığın yerinde, çalışabilirsin' derler. Allah'ın bana verdiği güç ile elim kolum sağlam olduktan sonra çalışmak mecburiyetindeyim. Çünkü birinden 5 lira bir para istediğinde 'Geri verecek misin, ne zaman vereceksin?' diye sorarlar. Ama Rabbime hamd olsun ki bize böyle bir kapı açtı. Bu pazara geldim ve kısmetimin üzerine şu anda çalışıyorum. Ailemi bu şekilde geçindirdiğim için mutluyum. Eve giderken mutfak eşyalarımı ve çocukların istediğini alıyorum. Çocuklarım kapıyı açtığı esnada bakıyorlar elimde eşyalarla gitmişim seviniyorlar. yine aynı şekilde öksüz iki tane torunum var. Aynı şekilde ben onlara da bakıyorum. Elimden geldiği kadar hem çocuklarıma hem de öksüz olan torunlarıma da bakıyorum. Anne olmak kolay değil. En çok yükü taşıyan annedir ve babanın sorumluluğundan daha çok annenin sorumluluğu vardır." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)