Biological Psychiatry dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre hamilelik sırasında annede stres hormonu kortizolün yüksek seviyede görülmesi, kız çocuklarında 2 yaşında ortaya çıkan kaygılı ve depresyon benzeri davranışlar görülmesine sebep oluyor.

Artan kortizolün çocuklardaki olumsuz davranışa etkisinin sebebi beynin önemli algı ve duygu işleme merkezleri arasındaki iletişimin artmasından kaynaklanıyor.

Bulgular, hamilelik sırasında annenin içinde bulunduğu durumların, çocuğun daha sonraki yaşamında karşısına çıkacak sağlık problemlerine etki ettiğini gösteriyor.

ERKEK BEBEKLERDE GÖRÜLMÜYOR

İlginç bir şekilde aynı strese maruz kalan annelerin erkek çocuklarında, beyin bölgeleri arasındaki yüksek iletişim ya da hamilelik sırasındaki kortizol seviyesi ile ruh hali değişiklikleri arasındaki ilişki gözlenmedi.

Biological Psychiatry Editörü Dr. John Krystal “Pek çok ruh hali ve kaygı bozuklukları kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla görülüyor. Bu makale kadınlarda ruh hali ve kaygı bozuklukları konusunda beklenmedik bir cinsiyete özel risk faktörü bulunduğunu vurguluyor.” şeklinde konuştu.

Makalenin baş yazarı, Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesinden Prof. Dr. Alice Graham “Bu çalışma annelerde hamilelik sırasındaki kortizol seviyesini önceki araştırmalara göre daha kapsamlı şekilde ölçtü.” diyor.

Hamilelik sırasında ortalama kortizol seviyesinin belirlenmesi için Belin Charité Tıp Üniversitesi ve Kaliforniya Irvine Üniversitesinden araştırmacılar erken, orta ve geç hamilelik dönemlerinde birkaç gün boyunca annelerin kortizol seviyelerini ölçtü.

70 anneden alınan ölçümler değişken kortizol seviyelerini yansıtıyordu. Araştırmacılar daha sonra beyin görüntüleme yöntemini kullanarak yenidoğanlarda, doğumun hemen ardından, dış dünya beyin gelişimini etkilemeye başlamadan önce, beyin bağlantılarını inceledi. Daha sonra iki yaşına gelen çocukların kaygılı ve depresyon benzeri davranışları incelendi.

ANNENİN STRESİ BEBEĞİN BEYNİNİ ETKİLİYOR

Makalenin yazarlarından Prof. Dr. Claudia Buss “Hamilelikte yüksek kortizol seviyesinin yenidoğanların beyin bağlantılarında değişikliğe sebep olduğu, bunun da farklı beyin bölgelerinin birbiriyle iletişimini etkilediği belirlendi.” diyor. Değişen bağlantılar beynin duygu işleme konusunda önemli bir merkezi olan amigdalayı da etkiledi. Bu beyin bağlantısı değişiklikleri iki yıl sonra kaygılı ve depresyon benzeri semptomlar görülmesine sebep oldu.

Bulgular hamilelikte içinde bulunulan ortamın kadınlarda duygu durumu bozukluklarının oluşmasına sebep olabileceğini gösteriyor. Çalışma hamilelik esnasındaki stresin, gelişmekte olan fetüste beyin bağlantılarını etkilediğine yönelik fikri de doğruluyor. Bu durum, duygu durumu bozukluklarına karşı savunmasız bir yapıya sahip olmanın doğum öncesinde ortaya çıktığını gösteriyor. Bu ayrıca yaygın psikiyatrik bozuklukların görülme sıklığının kadınlar ve erkeklerde hangi aşamada değişiklik göstermeye başladığı konusunda da fikir sahibi olmamızı sağlayabilir.

Kaynak, dünyahalleri