Yasir Çelik / doğruhaber 

Tıp dilinde disk hernisi olarak adlandırılan bel fıtığının toplum içinde rastlanma sıklığı onda bir gibi yüksek bir düzeydedir. Bel fıtığı en sık 35 – 50 yaş arasında ve her iki cinste de eşit olarak görülür. Omurga yapısı nedeniyle uzun boyluların bel fıtığına yakalanma riskleri daha fazladır. Özellikle uzun süre oturmak zorunda kalan masabaşı çalışanları etkisi altına alan bu hastalık, ağır işlerde çalışanlar, ev hanımları, şoförler, sürekli ayakta duran öğretmen, eczacı, garson gibi meslek sahipleri, açık havada çalışanlar, yoğun stres altındaki yöneticilerde de meydana gelme olasılığı oldukça yüksektir.  

NASIL OLUŞUR?

Bel fıtığı omurgalar arasında bulunan disk denilen elastiki kıkırdak dokunun omurgalardaki baskı nedeniyle öne doğru akarak bacağın çeşitli yerlerine giden sinirleri sıkıştırmasıyla oluşur. Ağır bir şey kaldırmak, ters bir hareket, yerden hafif de olsa bir şey kaldırıldığı zaman dizleri değil beli bükerek kaldırmak, ani bir zorlama veya belin üşütülmesi gibi sebeplerle meydana gelir. Ancak hastalığın temel nedeni uzun süren stres ve gerginlikler sonrası kaslardaki aşırı gerilmedir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bel fıtığının başlıca belirtileri, tek veya her iki bacağa vuran ağrılar, ayaklarda uyuşmalar, hareket kısıtlılıkları, yürüme ve oturmada güçlüktür. Bel fıtığı ilerlediği durumlarda ise iktidarsızlık, çabuk yorulma, idrarını tutamama, dengesizlik ve yürüyememe gibi belirtiler görülebilir.

TEŞHİS

Bel fıtığı, şikâyetler üzerine doktor tarafından önerilen ve toplum içerisinde MR olarak adlandırılan Manyetik Rezonans Görüntüleme tekniğiyle teşhis edilir. MR ile fıtığın tam olarak nerede olduğu ve büyüklüğü görüntülenebiliyor.

TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Bel fıtığı tedavisi, fıtığın sinirlere yaptığı baskıya göre şekillenebilir. Eğer sadece bel ve bacak ağrısı mevcut, herhangi bir uyuşukluk, güç kaybı, hareket kısıtlılığı yoksa bel fıtığı başlangıç safhasında demektir. Bu halde hastaya kas gevşetici ilaçların verilmesi, yatak istirahatı ve belini zorlayacak hareketlerden kaçınması önerilir. Bu durumdaki hastanın yapması gerekenler;

—Hasta kesinlikle bir iki kiloyu aşan ağırlıkları kaldırmamalıdır.

— Öne ve yanlara doğru eğilme, belin bükülmesi yasaklanır. Eğer yerden bir şey alınacaksa hastanın çömelerek alması söylenir.

—Hastaların otururken belinin arkasına bel boşluğunu yok edecek şekilde bir yastık koymaları ve yirmi dakikadan fazla oturmamaları önerilir. Oturarak çalışma durumunda olanların 20 dakikada bir birkaç dakika yürümeleri önerilir.

—Hastanın yukarıya doğru uzanması yasaklanır.

—Hastaya belini daima sıcak tutması, açık pencere veya havalandırma önünde durmaması hatırlatılır.

—Bel ve bacak ağrısı olan hastalar mutlaka stresten kaçınmalıdır.

—Hastanın evde kaldığı süre içinde yatak istirahatı yapması önerilir. Çok sert zeminlerin sanıldığının aksine zararları daha fazladır. Kaliteli bir yaylı yatakta ve hastanın kendince rahat edebildiği pozisyonda yatması daha uygundur.

HASTALIK İLERLERSE

Eğer yukarıdaki öneri ve ilaçlara rağmen şikâyetler devam ediyorsa fizik tedavi uygulanmalıdır. Fizik tedavi mutlaka bir uzmanın denetiminde olmalıdır. Bel çektirme, akupunktur, bele balık bağlama, el masajı, zift yakma gibi yöntemler ancak istirahatla iyi olabilecek bel fıtıklarına fayda edebilir. Bu tip alternatif tedavi metotlarının amaçları fizik tedavide olduğu gibi kasları gevşetme esasına dayalıdır. Ama amacı dışında uygulanırsa bu metotlar faydadan çok zarar getirir.

Eğer yapılan tüm tedavilere rağmen hastanın ağrıları geçmemiş ise nükleoplasti metodu uygulanabilir. Nükleoplasti ileri dereceye ulaşmamış bel fıtıklarında fıtıklaşmış diske bilgisayarlı tomografi altında bir iğne ile girilerek radyofrekans dalgalarıyla diskin ısıtılması, diskin içindeki sinirlerin harap edilmesi ve diskin içinde boşluklar açarak fıtığın çökmesi esasına dayanır. Nükleoplasti tek seans olarak ve hastanede yatma gerekmeden uygulanan bir metottur. Herhangi bir riski yoktur, ama fıtığı tamamen yok etmesinin garantisi yoktur.

Bunun ötesi olan tedaviler ameliyatla cerrahi yöntemler uygulanır. Bunlar da elbette ki uzman hekimlerin yapacağı işlemlerdir.