İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği'nde, 100 binde 1 kişide görüldüğü belirtilen akalazya nedeniyle yutma zorluğu çeken hastalara hizmet verilmeye başlandı. Hastalığın tedavisinde en etkili yöntemlerden POEM ile hastalara ameliyatsız ve daha etkili tedavi imkanı sunulan Gastroenteroloji Kliniği'ne şu ana kadar 6 hasta başvuru yaptı. Türk Gastroenteroloji Derneği'nin bursuyla Güney Kore'nin başkenti Seul'deki 'CHA Bundang Medical Center'da eğitim aldıktan sonra İzmir'e dönen ve Gastroenteroloji Kliniği'nde çalışmaya başlayan Uzman Dr. Süleyman Günay (43), hastalığın belirtileri ve tedavi yönetimiyle ilgili bilgi verdi.

Akalazyanın, yemek borusunda sorun oluşturduğunu, bunun da yutkunma güçlüğüne neden olduğunu aktaran Dr. Günay, "Yutma güçlüğü, akalazyanın en önemli belirtisidir. Hem katı ve hem de sıvı besinlerin yutulması sırasında takılma hissedilir. Regürjitasyon ikinci sıklıkta karşılaşılan belirtidir. Mideye geçemeyip, yemek borusunda birikmiş gıda artıkları ve sıvılar ağza doğru geri gelir. Reflü hastalığında da benzer bir şey olduğu için akalazya hastaları yanlışlıkla reflü hastası zannedilebilir" dedi.

YEMEK BORUSU KANSERİNE YOL AÇABİLİYOR

Bu hastalıkta gıdaların, uyurken nefes borusuna kaçabileceği uyarısında bulunan Dr. Günay, yemek borusunda uzun süre duran besin artıklarının, bakterilerin etkisiyle bozularak kokuşmaya daha sonra da reflüye benzer yanma hissine yol açabileceğini belirtti. Bu rahatsızlığın tedavi edilmemesi halinde yemek borusu kanseri gibi ciddi rahatsızlıklara neden olabileceğini de kaydeden Günay, uyguladıkları tedavi yöntemiyle ilgili "POEM tedavisi ile yemek borusu balon ile genişletiliyor. Endoskopik tedavi yöntemi olan POEM ile gevşemesi yetersiz olan yemek borusu kaslarına müdahale ediyoruz" diye konuştu.

DÖVİZ ARTIŞI ONLARI DA ETKİLEDİ

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Belkız Ünsal (62) ise hastalığın tedavisinin ameliyatla yapıldığını; ancak son yıllarda özellikle Uzak Doğu'da, Japonya'da ve Güney Kore'de ameliyat yerine endoskopik tedaviyle hastaların şifa bulduğunu söyledi. Bu gelişmenin, Türk tıp dünyasını da umutlandırdığını aktaran Ünsal, "Sağlık Bakanlığı'na bağlı devlet hastaneleri içinde bu tedaviyi yapan tek hastane biziz. Özel hastanelerden biri daha ameliyatsız tedavi uyguluyor ama ücretleri yüksek. Burada hastalar SGK kapsamında, bu tedaviden yararlanıyor" dedi.

Tek sorunlarının, bu işlemi yaparken gerekli olan teknik malzemenin kolay temin edilememesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ünsal, "Özellikle dövizdeki artış, bizi de olumsuz etkiledi. Endoskopik olarak kestiğimiz bıçaklar, kestiğimiz yeri kapatmak için kullanılan aletleri almada sorun yaşıyoruz. Bunların maliyeti yükseldi. Yükselince de alım konusunda zaman zaman sıkıntılar yaşanabiliyor; ama biz bu konuda umutluyuz. Hastanemiz de bize gerekli desteği veriyor" diye konuştu.