Ensar‘dan bir zat vefat etmek üzereydi. Alemlere rahmet Hz. Muhammed [s.a.v] Efendimiz de bu zatın yanında bulunuyor, onunla ilgileniyordu. Efendimiz [s.a.v] ölüm meleği Azrail‘in [a.s] geldiğini gördü ve aralarında geçen konuşmayı şöyle haber verdi. Resûlullah [s.a.v] , ölüm meleğine:

-Ey ölüm meleği, bu sahabime yumuşak davran; şüphesiz o bir mümindir.“ buyurdu. Ölüm meleği Azrail (a.s) şöyle dedi:

-Gönlün hoş, gözün aydın olsun; bil ki ben her mümine yumuşak davranırım.

Ey Muhammed, şunu bil: Ben bir insanın ruhunu alınca, onun ailesinden birisi feryat ederse, ben ruh elimde olduğu halde adamın evinin kapısında durur ve:

“Bu feryat da ne oluyor? Vallahi biz bu kimseye zulmetmedik, ecelinin önüne geçmedik, kendisi için takdir edilen vakitten önce gelmedik. Onun ruhunu aldığımız için bir günaha da girmedik. Eğer Allahu Te-ala‘nın yaptığına razı olursanız, sevap alırsınız. Eğer üzülür ve kızarsanız, günaha girersiniz. Sizin bizi ayıplayacak bir durumunuz yok. Hem biz size daha çok geleceğiz. Siz kötü halden sakının, kötü ölümden sakının.“ derim.
Ey Muhammed! Yer yüzünde köylü-şehirli, iyi-kötü kim varsa, ben her gün onları gözden geçiririm. Ben onların büyüğünü ve küçüğünü kendilerinden daha iyi tanırım. Vallahi Ya Muhammed, Allahu Teala‘nın izni olmadan ben bir sineğin canını almaya güç yetiremem.“

Bu hadisi nakleden Cafer b. Muhammed (rah) demiştir ki:

“Bana şu haber ulaştı: Azrail Aleyhisselam insanları namaz vakitlerinde gözden geçirir. Ölüm anında ruhunu almak için baktığında, eğer o kimse namazlarını muhafaza eden bir kimse ise, melek ona yakın durur, şeytanı ondan uzaklaştırır. Bu arada melek ona: “Lâ ilâhe illallah Muhammedu‘r-Resûlullah“ sözlerini telkin eder. Bu, gerçekten büyük bir hâldir.“

Kaynak; [Ebu Nuaym, Marifetü‘s-Sahabe, II, 231 No:2572. (Beyrut, 2002); Tabarani, el-Kebir, No: 4188; ibnu Hacer, el-isabe, I, 425; Suyuti, Şerhu‘s-Sudur, 77; el-Muttaki, Kenz, No; 42194; Heysemi, ez-Zevaid, II, 326.]