Sümeyra binti Kays (r.anha)

Medine`nin gözü kulağı Uhud`daydı. Zira, Uhud`da cesaret ve sadâkatle sınanan erler, arkalarında onları özlemle bekleyen ailelerine “zafer veya şehâdet” müjdesini getirmenin zorlu mücadelesindeydi. Kalanlar, gidenlerin ardından metanetle beklemek ve sabırla dua etmekten başka bir şey yapamamanın çaresizliği içindeydi.

Dinaroğullarından Sümeyra binti Kays (r.anha) da, diğer hânelerin kadınları gibi payına beklemek düşenlerdendi. Sevgili babası, kardeşi, evinin direği eşi ve canından iki can yavrularını yani evinin tüm erkeklerini Uhud`a göndermişti. Bu büyük bir imtihandı. Başlarına ne gelecekti, sağ salim dönebilecekler miydi? Izdıraba dönüşen bu bekleyiş ne zaman dinecekti?

Sümeyra Hatun, dışarıdan gelen sesleri işitince evinden fırlayıp herkes gibi yollara düştü, sevdiklerinin ne durumda olduğunu öğrenmeye çalışıyordu. Meraklı ve telaşlı bekleyiş, “Savaşı kaybettik.” haberi ve “Rasûlullah öldürülmüş…” dedikodularıyla yerini hüzne ve büyük bir acıya bıraktı. Sümeyra Hatun, canından daha değerli olan akrabalarını unutmuş “Ya doğruysa, ya gerçekten Rasûlullah(sas)`a bir şey olmuşsa!…” diye heyecan ve korkuyla Uhud`a doğru koşmaya başlamıştı.

Uhud`dan dönenler telaşla gelen Sümeyra Hatun`u tanımışlar, ona acı haberi nasıl vereceklerini düşünüyorlardı. Uhud`da olanları görmesini istemiyorlardı. Ona engel olmak istediler. En sonunda içlerinden biri üzüntüyle “Ey Sümeyra! Onlar şehid oldular. Hepsi Allah yolunda şehid oldular.” dedi.

Sümeyra Hatun ne onu teskin etmeye çalışan ashabın sözlerini duyuyor, ne de şehid akrabalarını düşünüyordu. O, canlarından vazgeçtiği bu yolda Rasûlullah`a bir şey olması endişesiyle,“Peki, Rasûlullah?! Rasûlullah nasıl?!” diye telaşla onu arıyordu. O anda sadece O`nun iyi olduğunu bilmek en büyük tesellisi olacaktı. Ashabdan birisi ona Efendimizin (sas) iyi olduğunu söyledi: “Allah`a hamdolsun O, senin -istediğin gibi- iyidir.” Sümeyra Hatun için bu söz yeterli değildi,  Rasûlü görmek istiyordu. “N`olur  bana O`nu gösterin!”diye adeta yalvarıyordu. En sonunda Rasûlullah`ın sağ olduğunu gören gözleri, kalbini teskin edebildi. Gözlerinden akan yaşlar, sevinç gözyaşlarına dönüştü. Sevgili Peygamberimizin (sas) yanına gelerek gönlündeki derin muhabbet ve hasreti dile getirdi: “Sen sağ olduktan sonra hiçbir musibetin önemi yoktur!”[1]

 Babasını, kardeşini, eşini ve yavrularını şehit verdikten sonra “Sen yaşıyorsun ya, artık hiçbir musibetin önemi yok.” diyebilmek sevginin ve fedakarlığın zirvesidir. Hz. Sümeyra`yı bu zirveye ulaştıran, hakiki sevginin tadına eriştiren Allah ve Rasûlü`ne olan tereddütsüz imanıdır. Böyle bir imandan nasibimiz olması dileğiyle…

[1] Vakıdi,Meğazi, I, 292.

Kaynak, siyer-i nebi / Yazar: MUTLU BİNİCİ