Mardin'in Kızıltepe ilçesinde ikamet eden Mehmet Ali Akış (56), Hac farizasını yerine getirmek için yaklaşık 10 yıldır yaptığı başvurunun ardından kurada ismi yer aldı ancak bu kez de yaşadığı sakatlık nedeniyle mukaddes toprakları ziyaret edemeyecek.
İLKHA muhabirine konuşan Akış, mukaddes topraklara gidememenin üzüntüsünü gözyaşları içesinde anlattı.
10 yıl boyunca her Hac mevsiminde kaydını yaptırdığını ama isminin çıkmadığını dile getiren Akış, bu sene kurada isminin çıktığını, hac masrafı için eksik kalan parayı tamamlamak için çalıştığı esnada düşerek ayağını kırdığını söyledi.
"Ayağımın acısı hiç umurumda değil, Hacca gidemediğim için ağlıyorum"
Akış, "Bu yıl ismim çıktığında Hac farizamı yerine getireceğim diye çok sevindim. Hac ücretimin 2 taksitini ödedim, bin dolar açığım vardı. Kalan parayı kazanmak için kamyonla nakliye işini yapmaya başladım. Ramazan ayının 27'inci günü kamyonun üzerinden düştüm ve kalçam 3 yerden kırıldı, yatalak kaldım. Sürekli ağlıyorum, ayağımın acısı hiç umurumda değil. Hacca gidemediğim için ağlıyorum. Çocuklarım sürekli bana destek verdiler. 'Baba moralini bozma, böyle sürekli ağlarsan yaran iyileşmez' diyorlardı. Ayağımın kırıldığına dair raporu Kızıltepe ilçe müftülüğüne teslim ettik. Hakkımın saklı olduğunu ve gelecek sene eğer Allah ömür verir ve kısmetimiz varsa gelecek sene gideceğim inşallah." dedi.
"Kâbe'nin tablosuna bakarak hasretimi gidermeye çalışıyorum"
Bir çok arkadaşının, Hac farizasını yerine getirmek için mukaddes topraklara gittiğini belirten Akış, "Kâbe tablosuna bakarak hasret gidermeye çalışıyorum. Kutsal toprakları çok merak ediyorum. Televizyonda gördüğümde de gözyaşlarım sürekli akıyor ve ağlıyorum. Allah'ın evi olan Kâbe'yi ziyaret etmeyi çok istiyordum." ifadelerini kullandı.
Hac ücretinin dolarla alınmasına tepki gösteren Akış, "Doların yükselmesinden dolayı benimle birlikte Hacca gidecek 40 arkadaşımın ismi çıkmasına rağmen parayı denkleştiremedikleri için gidemediler. Diyanet İşleri Başkanlığımızdan isteğimiz Hac ücretinin dolar üzerinden değil, Türk parası üzerinden olmasıdır. Allah'ın evine dolarla gitmek olmuyor. Dolar, gayrimüslimlerin parasıdır. Ücreti de çok yüksek. Bir kişi eşi ile birlikte gitse 50 bin TL parası gidecek, buna da herkesin gücü yetmiyor." dedi.
"52 yaşında Kur'an-ı Kerim'i öğrendim 34 süreyi ezberledim"
52 yaşında kendi çabalarıyla Kur'an-ı Kerim okumaya öğrendiğini anlatan Akış, "Allah-u Teâlâ birden Kur'an-ı Kerim'i öğrenme aşkını kalbime verdi. Küçüklüğümde elifba'yı okumuştum ama okumayı bilmiyordum. Bundan 4 yıl önce bir elifba alarak Arapça ve Türkçe harfleri karşılaştırıp harfleri tekrar öğrendim. 3 ayda Kur'an-ı Kerim-i öğrendim. Şu anda Tebareke, Yasin ve 32 kısa süreyi ezbere okuyorum. Allah, bana bu yaşta Kur'an-ı Kerim'i öğrenme nimetini verdiği, Kur'an öğrenme hasretiyle bırakmadığı için çok şükrediyorum. Allah Kur'an-ı Kerim'i bilmeyen tüm Müslümanlara nasip etsin. Çünkü Kur'an-ı Kerim her iki dünyanın saadetidir. Ahirette bize rehberlik edecek, kabrimizi nuruyla aydınlatacak Kur'an-ı Kerim'dir. İnşallah hacca da gitme hasreti bende kalmaz ve giderim." diye konuştu. (Mehmet Aslan-İLKHA)