Güneydoğu Anadolu bölgesinde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıkmasıyla Bingöl, Muş, Erzurum ve serin olan diğer yaylalara çıkan göçerler, günlük yaşamlarını İLKHA muhabirine anlattılar.

Geçim kaynağı koyunlarını otlatmak için göçebe hayat süren ve çadırlarda konaklayan aileler, yaz mevsiminde daha verimli otlak bulabilmek için çıktıkları Bingöl Karlıova'ya bağlı Şerafettin yaylalarında hayatlarını sürdürüyor.

Koyundan sağdıkları sütle elde ettikleri peyniri satarak geçimlerini sağlayan göçerler, hayvancılık mesleğinin zor olduğuna dikkat çekerek, hayvancılığın gelişmesi ve hayat şartlarının iyileştirilmesi için devlet desteğinin artırılması gerektiğini söylediler.

"Yaylada yol ve elektrik sıkıntısını yaşıyoruz"

Göçerlerden Mahmut Morkoyun, havaların ısınmasıyla birlikte yaylaya çıkıp, eylül ayına kadar burada hayvanlarını otlattıklarını söyleyerek şunları ifade etti:

"Yaylada hayvanlarımızı otlatıyoruz. 4 ay boyunca yayla hayatını yaşıyoruz. Tabi sıkıntılarımız da var; elektrik, yol ve tuvalet gibi bazı sorunlar yaşıyoruz. Bu hayvancılık mesleğini babamdan devraldım, babam da dedemden aldı, bu şekil sürdürüyoruz. Geçim kaynağımız hayvancılık üzerinedir."

61 yaşındaki Kumriye Morkoyun ise göçebe hayatının zorluklarına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Yaz aylarında Şerafettin yaylasına, kış ayların da ise daha sıcak illere gidiyoruz. Daha önceleri Şanlıurfa gibi sıcak illere gidiyorduk. 61 yaşındayım, kendimi bildim bileli böyle göçebe bir hayat yaşıyoruz.  Geçimimiz için hayvancılık yapıyoruz. Ailece buradayız, çok zor olmasına rağmen 35 yıldır bu işi yapıyorum."

Koyunlarının süt sağım işini yapan Ayşe Morkoyun da "Sağdığımız sütü peynir yapıyoruz. Burada işimiz tamamen hayvanlarla uğraşmak. Sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyoruz." dedi.

Leyla Morkoyun ise günlük yaşamlarını anlattı:

"Yaylada sabah erken kalkıyoruz. İlk olarak kahvaltı yapıyoruz, ardından koyun sağım işini ve sonra koyundan aldığımız sütü peynir yapıyoruz. Burada her işi el ile yapıyoruz. Şehir hayatına göre yayla hayatı daha zor.  Şehir hayatı yaylaya göre daha basit. Yaylayı herkes yapamaz. Doğal ortamda işimizi yaptığımız için bize huzur veriyor." (Nihat Kanat-İLKHA)