2002 yılında göreve geldiklerinde ekonomisi çökme noktasına gelmiş, özel sektörü bunalım içinde bir ülke devraldıklarını, kişi başına millî gelirin 3 bin 500 dolar, ihracatın ise sadece 36 milyar dolar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İş adamlarımız, bırakın birkaç yıllık planlar yapmayı, birkaç ay sonra nasıl bir tabloyla karışılacaklarını  kestiremiyorlardı." diye konuştu.

2002-2016 arasında Türkiye ekonomisine toplam 180 milyar dolar doğrudan yatırım girişi olduğunu, sadece geçen yıl yaklaşık 11 milyar dolar doğrudan uluslararası yatırım çektiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Çevremizdeki tüm istikrasızlıklara, çatışmalara, sıkıntılara, yaşadığımız kanlı darbe teşebbüsüne rağmen ülkemiz, 2017 yılında yüzde 7,4 büyüdü. Bu oranla G-20 üyeleri arasında ilk, OECD üyeleri arasında ise ikinci sırada yer aldık. 2018 yılı ilk çeyreğinde yine yüzde 7,4'lük büyümeyi yakaladık. Altyapı alanında 2003 yılında dünyada 39'uncu sıradayken, bugün 9'uncu sıraya yükseldik."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu an dünyadaki on önemli dev altyapı projesinden altısının Türkiye'de olduğuna dikkat çekerek konuşmasında yakın dönemde Türkiye'de hizmete alınan büyük altyapı projelerinden örnekler verdi.

"Sürekli daha iyiye, daha güzele ulaşmanın mücadelesini verdik"

Mandela'nın, 'Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğudur' sözüne atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye olarak son 16 yılda ekonomiden ticarete, sanayiden altyapıya, demokrasiden siyasi istikrara kadar her alanda bir zamanlar aşılmaz gibi görünen pek çok tepeyi, engeli aştık. Ancak aştığımız her tepenin sonunda, bizi daha zorlu, daha büyük hedeflerin beklediğini gördük. Tarihimizin en büyük başarılarını elde etmemize rağmen, bulunduğumuz konumla asla yetinmedik. Sürekli daha iyiye, daha güzele, daha yükseğe ulaşmanın mücadelesini verdik. Genelde Afrika kıtası, özelde Güney Afrika Cumhuriyet ile ilişkilerimize de aynı anlayışla yaklaşıyoruz. Ülkemiz ile Güney Afrika'nın ikili ilişkilerinde son 16 yılda kat ettiği mesafe gerçekten takdire şayandır." diye ekledi.

"Bizim görevimiz yatırımcıların önlerini açmaktır"

Konuşmasının devamında, "Türkiye ve Güney Afrika gibi bölgelerinin çekim merkezi olan, ekonomik yapı itibariyle birbirlerini tamamlayan ülkelerin önünde çok daha büyük bir potansiyel var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ticaret savaşlarının artığı, BRICS gibi statüko dışı iş birliği platformlarının güç kazandığı, yeni bölgesel güçlerin ortaya çıktığı bir dönemde, Türkiye ile Güney Afrika'nın bu sürecin dışında kalması düşünülemez. Sahraaltı Afrika'da iki ülkenin enerjiden inşaata, ulaşımdan dayanıklı tüketim malzemelerine kadar çok ciddi iş birliği imkânları olduğu açıkça ortadadır. Şüphesiz bu potansiyelden layıkıyla istifade edilmesinde öncelikle sorumluluk bizlere, devlet adamlarına düşüyor. Bizim görevimiz, sizler gibi yatırımcıların önlerini açmaktır" değerlendirmesinde bulundu.

"Hepimizin, Afrika insanının kanaatkârlığından alacağı ders var"

Afrika'nın binlerce yıllık birikime, tecrübeye ve zamanı aşan hikmete sahip büyük bir öğretmen olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hepimizin, Afrika'nın hoşgörüsünden, yüce gönüllülüğünden, farklılıkları bünyesinde başarıyla yaşatma tecrübesinden öğrenecek pek çok şeyi var. İnsanlığın, bu kıtanın acılarının üzerine bir perde çekerek geleceğe odaklanma hasletinden öğreneceği çok şey var. Hepimizin, Afrika insanının kanaatkârlığından alacağı birçok ders var. Dünya meselelerinin çözümünde, Güney Afrika gibi, kıtanın ekonomik, diplomatik ve siyasi lokomotifi olan ülkelerin katkısına, kılavuzluğuna ciddi ihtiyaç bulunuyor. Kıtanın bu zenginliğinin, asırlara sari bu birikiminin uluslararası alanda da hak ettiği ilgiyi görmesini istiyorum. Türkiye olarak, kıta ile ilişkilerimizi ilerletirken Afrikalı kardeşlerimizin birikimlerinden de istifade etmeye gayret ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Elde ettiğimiz her özgürlüğün gerisinde büyük bir direniş ve özveri var"

Türkiye'nin, Afrika ülkeleriyle farklılıklarından ziyade ortak noktalarının çok daha fazla olduğuna inandığını belirterek "Afrika ülkeleri bizim gibi özgürlüklerini belli güçlerin lütfuyla değil, bedelini kanla, canla ödeyerek dişleri ve tırnaklarıyla kazanmışlardır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrikalıların bugünlere Nkrumah, Lumumba, Kenyatta, Biko, Mandela gibi direniş önderlerinin cesaretleri, fedakârlıkları ve kimi zaman ölümü göze alan kararlı tutumlarıyla geldiğini söyledi.

Kıtanın her köşesinde olduğu gibi, Güney Afrika'da da insanların kendi topraklarından çıkan kaynaklara, altına, elmasa, petrole sahip olabilmek için çok çetin mücadeleler verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Her başarımızın, her zaferimizin, elde ettiğimiz her özgürlüğün gerisinde büyük bir direniş, büyük bir mücadele ve özveri vardır. Ne siz, ne de biz bedeli insan hayatıyla ödenmiş bu kazanımlarımızdan asla taviz veremeyiz. Belli ülkelerin üretici konumda olduğu, diğerlerinin sadece tükettiği bir uluslararası ekonomik düzeni asla kabul edemeyiz."

"Hedefimiz birlikte kazanmak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrika'nın ihtiyacı, yeni mürebbiyeler, kıtanın kaynaklarını farklı yollarla gasp etmeye çalışan yeni sömürge heveslileri değildir. Afrikalı kardeşlerimizin yıllardır özlemini çektiği şey tarihlerine, kültürlerine, geleneklerine, dillerine saygı duyan gerçek dostlardır. Türkiye olarak Afrika'nın hakiki dostu, kader ortağı olmak istiyoruz. Kıta ile ilişkilerimizin harcı samimiyettir, hasbiliktir, kardeşliktir. Hedefimiz birlikte kazanmak, birlikte başarmaktır." dedi.

Konuşmasının sonunda Güney Afrikalı iş adamlarına katılımlarından dolayı şükranlarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini, toplantıyı düzenleyen DEİK ve MÜSİAD Güney Afrika Temsilciliği yetkililerine çalışmalarında başarılar dileyerek tamamladı. (İLKHA)