Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde şehit yakınları ve gaziler ile bir araya geldiği yemekte katılımcılara hitap etti.
Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, milletin evini, o meşum gecede 29 kardeşimizin şehit edildiği bu gazi mekana teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.
Erdoğan, 15 Temmuz'da ve terörle mücadele operasyonlarında hayatını kaybeden tüm şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek, şehit yakınlarına sağlık ve metanet, gazilere de sağlık afiyet temenni etti.
Tedavileri süren gazilere de şifa dileyen Erdoğan, bugünkü buluşmalarında tüm şehit yakını ve gazilerle birlikte olma arzuları bulunduğunu belirtti.
"15 Temmuz'u unutturmayacağız, unutmayacağız"
"Bizler terör örgütlerine karşı dini, milli ve ahlaki görevimizi yerine getirdik, asıl hükmü verecek olan milletimizin vicdanı ve tarihtir." diyen Erdoğan, bu önemli dönüm noktasını unutmamak ve unutturmamak için 15 Temmuz'u Demokrasi ve Milli Birlik Günü ilan ettiklerini hatırlattı.
Başkan Erdoğan, "Artık her 15 Temmuz bizim için tatil olan bir gündür ve unutturmayacağız, unutmayacağız. Bu anma günü vesilesiyle yıllar boyunca yapılacak her muhasebe, maziden atiye kurduğumuz köprünün daha da güçlenmesini sağlayacaktır." ifadesini kullandı.
"FETÖ'nün arkasından gelenler bitmez"
Ülke ve bölgede bir süredir yaşanılan olaylardan çıkarılan dersler ışığında, daha güvenli, güçlü ve aydınlık bir gelecek kurmak için daha çok çalışacaklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şunu unutmayın, bu FETÖ'nün arkasından gelenler bitmez. Onların girdiği bütün hücreleri keşfederek söküp atacağız. Durmak yok, yola devam edeceğiz. Ecdadımızdan tevarüs ettiğimiz şekilde özgürlüğümüzün kıymetini daha çok bileceğiz. Ezanlarımızı susturtmamak, bayrağımızı indirtmemek, vatanımızı korumak, devletimize sahip çıkmak için daha kararlı hareket edeceğiz. Milletimiz, asırlardır sahada kanıyla, canıyla, bileğinin hakkıyla kazandıklarını masada söz oyunlarıyla, diplomasi tuzaklarıyla, gafletle ve hatta ihanetle kaybetmekten bıkıp usanmıştır. Biz kaybetmeyeceğiz. Şehitlerimizin kanları, gazilerimizin fedakarlığı ve bu yola baş koymuş milyonların mücadelesi uğruna kazandıklarımızı masada tehlikeye atmamakta da kararlıyız. Bunun için içerideki başarımızı dışarıda da tahkim edecek şekilde hareket ediyoruz."
Avrupa Birliği'nden NATO'ya tüm uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin bu anlayışla yürütüldüğünü, Rusya, Çin, Afrika, Güney Amerika, Asya ve tüm coğrafyalarda dünyanın yükselen güçleriyle mümkün olan en geniş iş birliği zeminini kurmaya çalıştıklarını aktaran Erdoğan, "Mecburiyet ve mahkumiyet değil, karşılıklı fayda temelinde bize doğru atılan her adıma fazlasıyla karşılık veriyoruz." dedi.
"Hep elimizi uzattık, uzatmaya devam edeceğiz"
Başkan Erdoğan, artık farklı bir Türkiye'nin olduğunu belirterek, "Hep elimizi uzattık, uzatmaya devam edeceğiz. Çünkü biz paylaşmanın bereketine inanan bir medeniyetin mensupları olarak bu konumumuzu daha da ileriye taşıyacağız. Rabbim bizi hep alan değil, veren el konumunda bulundursun." dedi.
Demokrasi ve ekonomiyi geliştirerek istiklale ve istikbale sıkı sıkıya sahip çıkarak bu konumu daha da güçlendireceklerine işaret eden Erdoğan, 15 Temmuz'un bu inancın, bu kararlılığın sembolü olduğunu bildirdi.
Erdoğan, "Kendi akıllarınca 15 Temmuz'u önemsizleştirmeye çalışanlar aslında örtülü olarak ülkemize ve milletimize karşı ruhlarında biriktirdikleri kibirlerini, kinlerini, nefretlerini dile getiriyorlar. Terörle mücadelemizi küçümseyenler de aynı ruh halindedir. Hiçbir siyasi, sosyal, ekonomik çıkar, hiçbir kişisel husumet böyle bir alçaklığı mazur gösteremez. Şehitlerimizin aziz ruhlarının muazzep edilmesine, gazilerimizin incitilmesine asla izin vermeyiz. Böyle bir davranış içine girenler karşılarında önce bu aziz milletin bir ferdi olarak ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak bizi bulurlar. Her şehit ailesi ve her gazi benim öz kardeşim mesabesindedir. Onlara yapılan her yanlışı şahsıma yapılmış sayarım, ona göre davranırım." diye konuştu.
"Bize kendini bilecek, elif gibi dosdoğru olacak nesiller lazım"
Bir daha 15 Temmuzların yaşanmaması için çocukların bu bilinçle yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Dinini, milliyetini, dilini, vatanını, devletini bilmeyen her çocuk, terör örgütlerinin potansiyel hedefidir ama benim sizden bir ricam var; şehadet bambaşka bir şeydir, o makam çok başkadır. Şehadetin inceliğini, hassasiyetini özellikle kavramak ve şehadetin istismar edilmesine da asla müsaade etmemek gerekir ki şehitlerimizi o makamda rahatsız etmeyelim." ifadesini kullandı.
Cehaleti, okuma yazma bilmemek değil, tarihini, kültürünü ve medeniyetini öğrenmemek olarak tanımlayan Erdoğan, Yunus Emre'nin, "İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır. Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte. Sen elifi bilmezsen, bu nice okumaktır. Yunus Emre der hoca. Gerekse bin var hacca. Hepsinden iyice, bir gönüle girmektir." dizelerini hatırlattı. Erdoğan, "Bize kendini bilecek, elif gibi dosdoğru olacak, gönüllere girecek nesiller lazım." dedi.
"İlmiyle ve gönlüyle geleceğine yürüyen nesillere ihtiyacımız var"
Başkan Erdoğan, bunun için eğitim ve öğretim konusunu önceliklerinin en başına aldıklarını belirterek, "Hedeflerimize şekil olarak okumuş ancak ruh olarak çorak kalmış nesillerle ulaşamayız. Hem ilmiyle hem de gönlüyle geleceğine yürüyen nesillere ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.
İstiklal Marşı'nın "Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli. Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli. Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli." dizelerini okuyan Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:
"Bizim hem ilmiyle hem gönlüyle geleceğine yürüyen nesillere ihtiyacımız var. Anneler, babalar işte sizden bunu bekliyoruz. Unutmayın, en büyük öğretmen mürebbi, mürebbiye sizsiniz. Şüphesiz okullarımızdaki öğretmenler önemli ama siz en önemlisisiniz. Her şey sizinle başlıyor. Bu şekilde yeni 15 Temmuzların, yeni terör örgütlerinin bünyemize saldırmasının önüne geçebiliriz. Ancak bu şekilde yüce dinimizin değerlerinin, aziz milletimizin hassasiyetlerinin istismarının önüne geçebiliriz. Ancak bu şekilde geleceğimize güvenle bakabiliriz. 15 Temmuz'u ve terörle mücadeledeki zaferlerimizi yad etmek, bizi işte bu anlayışa yöneltmelidir. Bugünü sadece bir kuru hamasetten ibaret görürsek, asıl amacımızı unutmuş oluruz."