FETÖ'nün ABD destekli 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Van'daki siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ile âlimler; halkın tanklara, uçaklara ve kurşunlara karşı dik durarak, büyük bir azimle darbenin geri püskürtüldüğünü ifade ettiler.
Van Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad-Ul Ulema) Başkanı Molla Ali Arslan, 15 Temmuz darbe girişiminde yüzlerce kişinin şehit, binlerce kişinin de yaralandığını hatırlatarak, darbenin dış güçler tarafından yapıldığına işaret etti.
Arslan, "Bizim o dört elle sarıldığımız güçler bunu bize yaptılar. Defalarca bu ülkede farklı darbeler yaptırdılar ve en son 15 Temmuz darbe girişimini yaşadık. Eğer bu halk, aklını başına almasa adamlar tekrar başka bir kılık, renk ve isimle karşı çıkarlar. Bunu belki İslami kılıklı birkaç insanla yapmaya çalıştılar ama arkalarında Amerika, dünya Yahudileri ve siyonizm vardı." dedi.
"Biz artık derdimizi dağlara mı söyleyelim?"
28 Şubat sürecinde mağdur edilenlerin mağduriyetinin devam ettiğine değinen Arslan, şunları söyledi:
"Ülkede herkesin dilinden düşürmediği bir kelime var: Adalet. Bir soralım. Siyonist rejim israil bir bacımızı yakaladı. Herkes kendi tarafından o bacımıza sahip çıktı, güzel bir örnek. Onu yakalayan siyonist rejimdi. Neden Müslümanlar o bacıya sahip çıktı? Çünkü o bacımız suçsuz bir Müslümandı, ona zulmedildi, israil bu tepkilere dayanmadı ve özgür bıraktı. 28 Şubat'ta Kur'an üzerinden alınıp cezaevine konulan insanlar var. 24, 25, 26 yıldır cezaevinde olan insanlar var ve tek bir suçları var: Kur'an okuyup, okutmaları. Hâlbuki Hazreti Resulullah, 'Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretenininizdir.' diye buyuruyor. Peki neden? Çünkü Kur'an, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarıyor. Bu minvalde çalışan insan, insanların en hayırlısıdır. Kemalizm rejimi ise bu en hayırlı insanları zindanlara attı. Biz şimdi namaz kılan yetkililerimize şunu diyoruz: Bakın! Siyonist rejim tepkilere dayanamadı ve bacımızı bıraktı. Siz neden sağır kalıyorsunuz? Biz artık derdimizi dağlara mı söyleyelim, taşlara mı duyuralım? Hani siz meydanlara ve mitinglere çıkıyordunuz ve yemininizde bütün Türkiye halkının haklarını koruyacağınıza namusunuz ve şerefiniz üzerine söz veriyordunuz ama bu insanların hakları elinden alındı. Bu insanlara zulmedildi. Bu insanlar 28 yıldır içerdedir. Annelerinden, çocuklarından mahrum kaldılar."
"Eğer bu babalar suçluysa 28 Şubat zihnini taşıyan darbecileri neden içeri attınız?" diye soran Arslan, 28 Şubat mağdurlarının, onları mağdur eden FETÖ'cü savcı, hâkim ve polislerle aynı cezaevlerinde olduklarına işaret etti.
"Adaletli davranmayı öğrenmemiz lazım"
Adaletli davranmanın öğrenilmesi gerektiğini anlatan Arslan, "Burada bir çelişki var. Ya onlar terör mensubudurlar ki teröristseler terörün hükmü batıldır, bu mazlumları çıkarın ki daha fazla bunların beddualarına hedef olmayın. Ya da eğer 28 Şubat'ta içeri alınanlar suçlu ise bu darbeyle kendi iç yüzlerini gösterenleri neden içeri aldınız? Bu zulümden ne zaman geri adım atarlarsa bu onlar için bir erdemliliktir. Biz bu ülkede adaleti tesis edersek kurt ve kuzu birlikte yaşayacak. Adaletli davranmayı öğrenmemiz lazım. Bu ülkeye gerçek manada adaleti getirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
"Ülkemizi Suriye durumuna düşürmek istiyorlardı"
Hazreti Ömer Camii İmam Hatibi ve Önder Van İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği Başkanı Mehmet Emin Akan, 15 Temmuz darbe girişiminin, dış güçlerin desteğini alan ve dış güçlerin müdahalesi ile Türkiye'deki kuklalarının bir kalkışması olduğunu söyledi.
Akan, "Hain FETÖ ve çetesi, ülkemizi Suriye durumuna düşürmek istiyordu. Bunun arkasında bütün dünya da biliyor ki Amerika ve siyonist rejim israil vardı ve bunun gibi İslam'ı yok etmek için çalışan Batılı ülkeler vardı. Onlar, Müslümanların, özellikle Türkiye'deki Müslümanların ve Türkiye'deki insanların azim ve gayretle direneceklerini tahmin etmiyorlardı. Bu kalkışma, halkı bilinçlendirdi, halkı tamamıyla yekvücut haline getirdi, bütün ülke vatandaşları bu ülkenin korunması, bu ülkenin Suriye gibi, Ortadoğu ülkeleri gibi bataklığa sürüklenmemesi için ellerinden gelen gayretleri yaptılar, bir araya geldiler ve bu kalkışmayı kursaklarında bıraktırdılar." şeklinde konuştu.
"Hükümetin, İslami kimliğe sahip olanlara sahip çıkması lazım"
28 Şubat darbesinin Müslümanlara yönelik olduğuna, ceza kesen hâkim ve savcıların da "darbe yapmak" suçundan cezaevinde olduğuna dikkati çeken Akan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"28 Şubat sürecinde bir darbe yapıldı. Bu, tamamıyla Müslümanlara karşı yapılan bir oyundu. O zaman İslami hassasiyete sahip olan ve İslami kimliğe sahip olan Müslümanları bu 15 Temmuz'da bölme oyununu yapan darbecilerin yaptığına yine şahit olduk ki şu an bütün hâkim ve savcılarını içeri attılar. Tamamıyla zulmettiler. Halen bu zulüm altındaki kardeşlerimiz bulunuyor ama Rabbim darbecilerin başlarına öyle bir şey getirdi ki bu Müslümanları içeri tıkan savcılar ve hâkimlerin hepsi şu anda içerideler. Bu konuda hükümetimizin de bunu bilmesi lazım. 28 Şubat sürecinde İslami hassasiyete, kimliğe sahip olan Müslümanlara sahip çıkması lazım. Çünkü bunlar, bu ülkenin hainleri, ülkeyi bölmek ve yıkmak isteyen hain FETÖ'cüler tarafından cezaevlerine konuldu."
HÜDA PAR Van İl Başkan Yardımcısı Faruk Tasan, 15 Temmuz darbe girişiminin FETÖ eliyle ABD destekli yapıldığının herkes tarafından bilindiğini hatırlattı.
FETÖ'nün mağdur ettiği kesimin başında HÜDA PAR camiasının geldiğine işaret eden Tasan, bu mağduriyetlerin devam ettiğini söyledi.
"28 Şubat mağdurları ve aileleri af değil, adalet istiyorlar"
Tasan, "FETÖ gibi örgütlerin kısa zamanda hemen bu ülkeden sökülüp atılacağı ve gideceği zaten inanılacak bir durum değildir. Bu gibi örgütlerin sökülmesi uzun vadeli işlerdir. Şu ki büyük işlerin sonlandığına bizler inanıyoruz. 'FETÖ bitirildi mi?' diye bir soru sorulacak olursa FETÖ bitmedi çünkü halen FETÖ'nün bıraktığı hukuktaki müdahaleleri devam ediyor. FETÖ'nün oluşturmuş olduğu algılar halk üzerinde halen devam diyor. Yıllarca kendilerinden olmayan Müslümanlara yaptıkları zulümler, eziyetler ve bunca yıl geçtikten sonra hain yüzünü gösterdikten sonra o hainin ve yandaşlarının mağdur ettiği Yusufiler, yani 28 Şubat darbesinden bu yana cezaevinde bulunan Müslümanlar var. Bunlarla alakalı halen atılmış bir adım yok ve yargılayan savcı, hâkimler içeri atılmasına rağmen bu sorun çözülemiyor. Bu sorunun günahı, vebali hükümetin boynundadır. Özellikle cumhurbaşkanımızın yeni kabineden sonra 28 Şubat mağdurlarıyla alakalı çok acil bir karar vermesi lazım. 28 Şubat mağdurları ve aileleri af değil, adalet istiyorlar. Yeni bir yargı yolu, yeni bir yargı süreci istiyorlar." dedi.
"Yine öleceğiz ama bu ülkeyi İslam düşmanlarına yedirmeyeceğiz"
"Bu memleket hepimizin memleketidir. Her türlü muhalefeti yaparız, sorun ve sıkıntıları dile getiririz ama bu memleketin bir Suriye'ye, Irak ve Yemen'e dönmesini kesinlikle ve kesinlikle istemeyiz." diyen Tasan, "Bizim bu darbede herkesten önce meydanlara çıkma sebebimiz, 'Yeter ki Kur'an susmasın, yeter ki ezanlarımız susmasın.' diyeydi. Bizim tek derdimiz buydu. Bundan sonra Allah göstermesin bir daha olur da hainler yine böyle bir girişimde bulunursa HÜDA PAR olarak yine meydanlara ineceğiz, halk olarak yine meydanda olacağız. Yine öleceğiz ama bu ülkeyi İslam düşmanlarına yedirmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Yargı konusunda ciddi sıkıntılar söz konusu"
Saadet Partisi Van İl Başkanı Özay İlhan da şu değerlendirmelerde bulundu: "15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden iki yıl geçti. Birçok kişi, kurum ve kuruluşlardan atıldı, cezaevlerine girdi. Adalet konusunda halen ciddi kafa karışıklığı söz konusu. Birçok kurum ve kuruluşlarda çoğu kişi işinden olurken, cezaevlerine girerken bizzat bu darbeyi gerçekleştirmeye çalışan kişinin yanında fotoğraf verenler ve bununla beraber yol yürüyen birçok kişi halihazırda TBMM'de görev yapmakta. Özellikle 15 Temmuz darbe sürecinden sonra FETÖ'nün siyasi ayağı temizlenmemiştir ve bu konuda toplumu rahatlatacak hiçbir adım atılmamıştır. Üzerinden iki yıl geçen bu darbenin akabinde hainlerin temizleneceğini ümitle bekledik. En son KHK ile 18 bin küsur insanımız işinden atıldı fakat en son 24 Haziran seçimlerine bizzat örgüt lideri (Fethullah Gülen) şahsın yanında fotoğraf verenler ne yazık ki Meclis'e girdiler ve Meclist'e milletvekili oldular. Siyasi ayağının da temizlenmesini hükümetimizden bekliyoruz."
"İncirlik Üssü derhal kapatılmalı"
15 Temmuz darbe girişiminin İncirlik Üssü'nden yönetildiğini savunan İlhan, "Türkiye'de olan hiçbir darbe; ABD, israil ve Fransa'dan bağımsız değildir. Bizler halihazırda kuklayı hedef alırken, kuklanın sahibi olan kuklacıları da hedef almak zorundayız. ABD ve İncirlik Üssü'ne karşı tavrımızı koymalıyız. ABD'nin İncirlik Üssü'nün derhal kapatılması gerekmektedir. İsrailin güvenliğini sağlamakta olan Malatya Kürecik'teki radar üssünün kapatılması gerekmektedir. ABD ve İngiltere'nin bu darbenin taraftarı olduğu ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizin de tekrar gözden geçirilmesi ve Avrupa Birliği yerine İslam birliğine yüzümüzü çevirmeye mecburuz." şeklinde konuştu.
Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Osman Ayşin ise darbe girişiminin üst aklı olan dış güçlerin, 15 Temmuz'dan önce diğer örgütleri kullanarak darbeye yeltendiklerini ancak başaramadıklarını söyledi.
"Bu ihaneti 28 Şubat ihanetlerinden ayıramayız"
Ayşin, "Bu ihaneti 27 Mayıs'tan, 12 Eylül'den, 28 Şubat ihanetlerinden ayıramayız. Bu darbelerin her biri aynı odakların, ayrı taşeronlara verdikleri ihalelerdir. Peki, kim bu üst akıl? Suriye'de bizim karşımızda hangi aktörler var, Irak'ta tezlerimizi kimler çürütmeye, bizi denklemin dışında kimler tutmaya çalışıyor, kendileriyle savaştığımız, binlerce evladımızı katleden teröristleri kimler koruyor, kimler onlara ülkelerini açıyor, kimler onlarla stratejik iş birliği içine giriyorsa bu işgal girişiminin arkasında onlar var." dedi.
"Darbelerle millete baş eğdirme devri 15 Temmuz'la kapanmıştır"
15 Temmuz darbe girişiminin, emperyalistlerin bölgede uzun zamandır sergiledikleri kirli oyunların yeni bir perdesi olduğuna dikkati çeken Ayşin, sözlerini şöyle tamamladı:
"FETÖ ise bu oyunda senaryonun gereğini yapan bir aktördür. Üst akıl dediğimiz küresel terör şebekesi, küresel faiz lobisi, küresel emperyalist çete 15 Temmuz'da yenildi, bütün tezleri çöktü. FETÖ'cü darbecilere sahip çıkan, kucak açan ülkelere de buradan sesleniyoruz: Bu milleti PKK ile DEAŞ ile yıkamadınız, FETÖ ile de yıkamayacaksınız. Darbelerle millete baş eğdirme devri 15 Temmuz'la kapanmıştır." (Yunus Tuğrul - İLKHA)