Siirt İl Müftülüğü tarafından, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirdiği darbe girişiminin yıl dönümü vesilesiyle medrese öğrencileri ve hocalarına yönelik "Karanlık Geceden Aydınlık Sabaha" konulu konferans düzenlendi.

Siirt Kültür Müdürlüğü Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen konferans, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Programın açılış konuşmasını yapan Siirt İl Müftü Yardımcısı Muhammed Özdemir, dini bilginin kendi kaynağından öğrenilmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Daha sonra söz alan Siirt Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Cemalettin Erdemci, toplumun bütün kesiminden insanın, FETÖ mensuplarının tuzağına düştüğünü dile getirdi.

15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminde bulunulduğunu hatırlatan Erdemci, "Bu darbe girişiminin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen tehlike tam olarak atlatılmış değil. Bu da gösteriyor ki çok büyük bir organizasyon ve çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmışız. Öyle ise üzerinden iki yıl geçtikten sonra bunu incelemek, sebep ve sonuçlarını ortaya koymak artık bir zorunluluk arz etmektedir. Maalesef Türkiye, birçok darbeye maruz kalmıştır. Bu darbeler arasında özellikle 15 Temmuz'un çok farklı bir özelliği var. Diğer darbeler genellikle dine karşı koyarak bir meşruiyet ortaya koydukları halde 15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe girişimi dine nispet edilmiştir. 15 Temmuz, dini bir kamuflajın içerisine saklanan ve emellerini dini argümanların arkasına saklayan bir hareketin darbesi olarak gerçekleşti." dedi.

"Din istismarcılarının en çok kullandıkları bilgi kaynakları rüya ve ilham olmuştur"

Tarih boyunca dini istismar eden birçok hareketin ortaya çıktığını belirten Erdemci, şunları söyledi:

"Bu ilk değil, son da olmayacaktır fakat biz bunları iyi tahlil ettiğimiz zaman hiç değilse bundan sonraki nesillerimizi belki bu tür tuzaklardan kurtarabiliriz. Belki bu tür tuzaklardan kendimizi alıkoyabiliriz. Sadece gençler düşmedi bu tuzağa, koca koca insanlar, iş adamları, profesörler, hocalar, medreseler ve toplumun bütün kesimleri düştü. Mükellefiyetimizin temelini akıl oluşturur. Aklı olmayanın mükellefiyeti yoktur. FETÖ, bilgi kaynağı olarak neyi kullandı? Test edilemeyen, tecrübe edilemeyen, doğru mu yanlış mı olduğu belirlenemeyen şeyleri bilgi kaynağı olarak kullandı. Rüyalar, onların en büyük bilgi kaynağıydı. Yalan olduğunu ortaya koyabilecek bir aracımız, bir ölçeğimiz var mı? Hayır. Test edilemeyen, tecrübe edilemeyen bilgi kaynağı, bilgi kaynağı değildir. Maalesef tarih içerisinde ortaya çıkan din istismarcılarının en çok kullandıkları bilgi kaynakları rüya ve ilham olmuştur."

"Öğrencilerimize bilgi kaynaklarını doğru bir şekilde aktarmamız gerekiyor"

Erdemci, öğrencilere bilgi kaynaklarının doğru bir şekilde aktarılması gerektiğini vurgulayarak, "FETÖ elebaşı, kendisine bağlılığı, kayıtsız şartsız teslimiyeti rüya üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyor. Kendisine açılan bir yolla bunu söylediğini söylüyor. İşte, bizim özellikle öğrencilerimize bilgi kaynaklarını doğru bir şekilde aktarmamız gerekiyor. Nasıl olur da böylesine dini terimlerle birilerinin bir kardeşini, bir cinayet işlevini helal kılacak bir intisap oluşturulabiliyor? Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Nasıl oluyor da insanlar Allah'ın emrinden çok rahat bir şekilde çıkabiliyor? Oysa bizim temel ilkemiz nedir? Peygamber Efendimiz, 'Allah'a isyan noktasında kula itaat yoktur.' diyor. Bütün bu açık ilkelere rağmen nasıl oluyor da bir insanın öldürülmesi helal kılınabiliyor? Nasıl oluyor da 'Casusluk yapmayın, birbirinizin ayıplarını araştırmayın.' denildiği halde insanların en mahrem durumları kayıt altına alınıp şantaj olarak kullanılabiliyor? FETÖ terör örgütünün başı, her konuşmasında Peygamberimizi rüyasında, uyanıkken gördüğünü, konuşup direktifler aldığını anlatıyor." ifadelerini kullandı.

"Önemli olan, bu din istismarcılarının nemalandığı bataklığı kurutmaktır"

Din istismarcılarının nemalandığı bataklığın kurutulmasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Erdemci, "Ashaba bakalım. Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Ali, Hazreti Osman ve diğer sahabelerden hangisinin böyle bir iddiası olmuştur? Peygamber Efendimizin vefatından sonra insanları kandırmak için Peygamberin kutsiyetinden faydalanılmıştır. İnsanların Peygambere verdiği değer istismar edilmiştir. 'Gülen olarak size şunu söylüyorum.' dese kimse yapmayacak ama 'Peygamber bana bunu buyurdu.' dediği zaman insanlar kanmışlardır. Önemli olan, bu din istismarının kaynaklandığı bataklığı kurutmaktır. Onun yolu da doğru bilgi kaynaklarımızı oluşturmak, Kur'an, hadis ve Peygamber Efendimizin sünnetiyle insanlarımızı buluşturmakla mümkün olacaktır." şeklinde konuştu. (Murat Orhan - İLKHA)