Mısır direnişinin sembol ismi haline gelen henüz on yedisinde gencecik bir mücahide Şehit Esma Biltaci...

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (ihvan) liderlerinden Muhammed el-Biltaci'nin biricik kızı.

Rabiatül Adeviyye ve Nahda meydanlarında gösterdiği devrim mücadelesiyle, ümmetin yeniden uyanışına ve 'şehadet' lafzının kalplerde yeniden diri tutulmasına vesile oldu.

Mısır'da ordunun darbe karşıtı göstericilere ateş açması sonucu 14.08.2013'te şehit edildi.

O hazin günden sonra aşina olduk 'Esma' ismine.

Artık şehadet denince akla gelen isimlerden ilki haline geldi.

Çünkü o şehadete yakışır bir hayat ile yaşadı ve ebedi gençliğe kestirme yoldan gitti.

Şehadetiyle yüreklerde derin iz ve acı bıraktı.

Şehit Esma'nın annesi Sena Biltaci yaşadığı acıyı şu sözlerle ifade etti: "Allah onu bu dünyanın çirkinliklerinden kurtardı." Biltaci, "Esma 4 ay önce Kur'an-ı Kerim hıfzını tamamlamıştı; Rabia meydanını, oradaki yaralıları Kur'an okuyarak korumaya gayret gösteriyordu. Tanık olanların anlattığı kadarıyla vurulduğu esnada Sahra Hastanesi'nin önünde elindeki mushaftan Kur'an okuyormuş. Arkadaşlarının uyarılarına rağmen bir elinde Kur'an'ı tuttuğu diğer eliyle de taş toplayıp gençlere verdiğini söylediler. Biltaci "O, zulme ve tuğyana karşı mücadele ederken şehit oldu" ifadelerini kullandı.

Biltaci, kızının hayatını kaybettiği anları şöyle anlattı:

"Gaz bombalarının yoğunluğundan boğulacak duruma geliyorduk ve çevremizde insanların şehadete ulaştıklarına tanık oluyorduk. Esma'nın yüzüne bakıyordum henüz küçük yaşında olmasına rağmen kendisinin bunlar karşısında etkilenmeden sapasağlam durduğunu gördüm. Bilakis o beni cesaretlendiriyordu. Kurşunların ve gaz bombalarının yoğunluğunun altında olmamıza ve kimsenin hareket edecek gücünün olmamasına rağmen çantasından küçük bir su şişesi çıkartarak, abdest alma konusunda ısrar ederek su dökmemi istedi. Bu arada gazın etkisini azaltması için yüzümü sirkeyle yıkıyordu. Daha sonra Rabia'daki Sahra Hastanesi'ne gitme konusunda ısrar etti, 10 dakika kadar sonra telefonlarıma cevap vermiyordu. Ardından bulunduğum yere geri geldi, kendisine biraz çıkıştım 'Esma beni niye bıraktın, ne olacağını bilmiyoruz kızım birlikte olalım' dedim. Bana gülümseyerek baktı ve hiçbir şey demedi, sonra beni yanaklarımdan öptü ve gözümün önünden kayboldu gitti.

Daha sonra oğlu Halid'in kendisine Esma'nın vurulduğunu aktardığını anlatan Biltaci, "Sahra Hastanesi'ne gittiğimde şehitler ve ağır yaralılarla karşılaştım. Esma'nın yanına gittiğimde sabırlı ve metanetliydi. 'Ya Rab, Ya Allah' diyordu. Anlayamadığım sözleri mırıldanıyordu. Yüzünü siliyordum ve kendisine 'Hayatım sabret, metanetli ol' derken bana 'Anneciğim ben iyiyim' diyordu. Beni rahatlatmak istiyordu. Ancak yatağın altından çok miktarda kanın aktığını görünce doktorlar acil kan nakli yaptılar fakat vücudu bunu kabul etmedi. Ameliyat odasına götürülürken ortalıkta birçok ceset ve ağır yaralı gördüm. Her tarafta vahşetin izleri vardı. Onu ameliyat odasına bıraktım ve çıktım, birkaç dakika sonra şehit olduğu haberi geldi" şeklinde konuştu.

Bir anne için tarifi imkânsız bir acı evladını kendi elleriyle ölüme göndermek; ölümüne an be an şahitlik etmek ve bir daha geri gelmeyeceğini bilmek.

Gel gör ki iman böylesi bir acıyı dahi yüklenebilme gücünü veriyor insana.

Onun sıradan bir ölü değil sadece Allah için öldürülmüş olduğu bilincini en derinine kadar hissettirebiliyor.

Öte yandan şehit Esma'nın vefatından kısa bir süre önce cep telefonu üzerinden paylaştığı anlam yüklü şiiri;

"Onlar bizi Vitir'de namaz kılarken buldular

Kimimizi rükûda, kimimizi secdede vurdular

Onlar hem güçsüzdü hem az sayıca

Allah'ın kullarını çağır da gelsinler yardıma

Köpüklü deniz dalgalarını andıran ordularla"

Esma'nın paylaştığı şiir, Huzaa kabilesinin lideri Amr bin Salim'in Beni Bekr kabilesinin barış anlaşmasını ihlal ederek, Cahiliye dönemindeki bir kan davası uğruna Huzaa kabilesine saldırması üzerine Hazret-i Muhammed'den (SAV) yardım istediği şiirdir.

Şehit Esma yeniden dirilmeyi, Vahdet'e sarılmayı, direniş meydanlarında cesurca vakarlı ve yürekli bir duruşu ümmetin evlatlarına öğreten manevi bir ruhtur. O manevi ruhu bize aşılayan 21. Asrın Zeyneb'i, Asiye'si, Fatıma'sı oldu.

Şehadetiyle ardında ona özenen 'keşke bende Esma gibi şehit olsam' dedirten bir şehadetle genç bir nesil bırakan mübarek babanın mübarek kızı körpecik şehide...

Babası şehadetinin ardından kızına yazdığı o hazin mektupta bir kaç cümle ile ne güzel tarif etmiş şehit Esma'yı;

"Başı dik tuğyana isyan ederek yaşadın. Tüm engelleri redderek hürriyete sınırsızca âşık oldun. Bu ümmet, uygarlıkta hak ettiği yeri alabilsin diye onu yeniden diriltmek ve inşa etmek için sessizce yeni ufuklar arıyordun. Akranlarının uğraştığı işlerle meşgul olmadın. Her zaman derslerinde birinci olmana rağmen öğrenmeye olan açlığın dinmedi."

Öyle bir şehit ki; şehadete sevdalı. Öyle bir şehit ki; Davasına Sevdalı…

Onun yolu yolumuz, idealleri idealimizdir! Esma; ümmetin yüreklerinde taptaze gül gibi yerini ilelebet koruyacaktır ve cihad aşkının suyu ile tazeliğini koruyup asla solmayacaktır!

Şehadetiyle genç nesillerin idolü haline gelen Şehit Esma Biltaci'yi rahmetle yâd ederken rabbimizden bizleri de onun İmân aşkından nasiplendirmesini diliyoruz...

Vesselam