15 Temmuz gecesi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne giden Burhan Öner, yanında tank mermisinin patlaması sonucu şehit oldu. Öner, arkasında 2 yetim çocuk bıraktı.
Şehit Burhan Öner'in ailesi İLKHA'ya yaptıkları açıklamada, şehidin örnek hayatını ve şehadetini anlattı.
Baba İbrahim Öner, darbe girişimi gecesi oğlu Burhan'ın, çocuğunu ve yeğenini dışarı çıkmasın diye evin kapısını kilitlediğini ve köprüye doğru gittiğini ve orada darbeciler tarafından şehit edildiğini belirtti.
Oğlunun, darbeye direnmek için Fatih Sultan Mehmet Köprüsü gittiğini sonradan öğrendiğini ifade eden baba Öner, oğlunun şehadetiyle gurur duyduğunu söyledi.
Baba Öner, "Her şey Allah'ın takdiri. Onların kaderinde şehit olmak varmış. Allah tüm şehitlere rahmet eylesin. Allah bunları yapanların yanına bırakmasın. Ben, Kenan Evren'in yaptığı darbeyi gördüm bir de 15 Temmuz darbesini gördüm. Bunlar o kadar insanı katletti çoluk çocuğu yetim bıraktı." dedi.
"Burhan, işinden geldiğinde Kur'an-ı Kerim'ini okur normal hayatına dönerdi"
Oğlu Burhan'ın İslami şahsiyetine dikkat çeken Öner, "Burhan, işinden geldiğinde abdestini alır, namazını kılar, Kur'an-ı Kerim'ini okur ondan sonra normal hayatına dönerdi. Burhan'ın kafası giderdi ama namazı gitmezdi. Burhan, hastaların sürekli ziyaretine giderdi. Tanısa tanımasa hep onları ziyaret ederdi. Ben birkaç defa kendisine söyledim, oğlum sen tanımadığın kişilerin neden ziyaretine gidiyorsun, onlar seni tanımıyor, derdim. Bize verdiği cevap ise ben Allah rızası için, hayır işlemek için gidiyorum, olurdu. Burhan, kötülük düşünen, bozgunculuk, fitne fesat düşünen bir insan değildi. Burhan, Allah dostuydu Allah yolunda gitti. Vatanını seven bir çocuktu." ifadelerini kullandı.
"Ağabeyim yaralandığında cep telefonunun ekranı tamamen kanla kapanmıştı"
Burhan Öner'in kardeşi Murat Öner ise ağabeyinin şehadet haberini nasıl aldıklarını anlattı. Öner, şunları söyledi:
"Biz inşaatta çalışıyorduk. Darbe girişimi günün iş dönüşü çok yorgun oluyorduk. Eve gelip yemek yedikten sonra dinlenmeye çekildik, uyuduk. Sabah kahvaltı yaptıktan sonra annem eşimi arayıp Burhan ağabeyime ulaşamadıklarını söyledi. Tabi ben akşam darbenin olduğundan, olayların olduğundan haberim yoktu. Kahvaltının ardından sonra işe gitmek için büyük ağabeyimi aradım. Ağabeyim bana dün gece darbe girişimi olduğunu söyledi. Daha sonra Burhan ağabeyim aradım, telefona cevap vermedi. Sürekli aramaya başladım, daha sonra telefona başka biri cevap verdi. Ağabeyimin, Zeynep Kamil Hastanesinde olduğunu öğrendim. Ağabeyim, yaralandığında cep telefonuna o kadar kan akmıştı telefon ekranı tamamen kanla kapanmıştı. Bundan dolayı kimin aradığı belli olmadığı için karşıdaki görevli ne olduğunu söylemiyordu. Daha sonra kendimi tanıtıp kardeşi olduğumu söyleyince ağabeyimin yaralı olduğunu, hastanede olduğunu ve ameliyata alınacağını, kan ihtiyacı olduğunu ve acilen gelmesi gerektiğini söyledi."
"Ağabeyimin şehit düştüğünü bir anda söyleyince ne yapacağımı şaşırdım"
Aldığı bu haber üzerine tüm kardeşlerini aradığını söyleyip olayı anlattığını dile getiren Öner, "Tüm aile minibüse binip hastaneye gittik. Hayatımda ilk defa böyle bir darbe gördüm. Maltepe Köprüsünde her taraf kapalı olduğu için ara sokaklara girerek yolumuza devam ettik. Bu sefer ağabeyimin telefonundan görevli kişi aradı. Ağabeyimin şehit düştüğünü, cenazenin Üsküdar Devlet Hastanesi morguna gönderildiğini söyledi. Bana ağabeyimin şehit düştüğünü bir anda söyleyince ne yapacağımı şaşırdım. Allah'ım bu yaşananlar bir rüya olsa ve ben bu rüyadan uyansam, diyordum. Hastaneye ulaştık ve ağabeyimi aramaya başladık. Hastaneden Burhan isminde bir cenazenin morga gelmediğini söylediklerinde dedim herhalde bir karışıklık olmuş. Biz hastane dışındayken ambulansla iki şehidin getirildiği söylendi. Cenazeler morga alındı ve ağabeyim Ayhan gitti içeri, çıktı hüzünlüydü. Daha sonra ben girdim ve ağabeyimin şehit olduğunu gördüm."
Oğlunu ve yeğenini eve kilitleyerek darbecilere direnmeye gitti
Yaşadıkların bu acı dolu olaydan sonra ağabeyinin şehit olduğu Fatih Sultan Mehmet Köprüsündeki bir basın mensubunun çektiği kamera görüntülerini izlediklerini anlatan Öner, "Ağabeyim orada köprüde darbecilere karşı koyarken top atışı sonucu bir şarapnel parçasını sol bacağına isabet etmiş. Bacağı ve kalça kısmı gitmişti. Orada kan kaybından şehit olmuş. Bizim haberimiz olmadı gittiğinden ama komşusu varmış. Komşumuz, hayırdır nereye gidiyorsun, diye sorunca ona, köprüye gideceğini ve orada olması gerektiğini söyleyerek oğlunu ve yeğenini eve kilitleyerek gidiyor." ifadelerini kullandı.
"Bir Burhan gitti ama 7 Burhan Öner daha var"
Ağabeyinin, çok hayırsever biri olduğunu söyleyen Öner, "Bir gün bana kendisine yardım etmem için işe çağırdı ve inşaata gittim. Kendisini beklerken sonradan arada bir komşusunun hasta olduğunu onu ziyarete geldiğini söyledi. Ağabeyim kendisini hayırdan uzak tutmazdı ve sürekli hayır işlemek için yarışırdı. Bir akrabamız Burhan ağabeyime sürekli şunu söylerdi: Bizim cenazemizi belediye gelip kaldıracak ama sen öldüğün zaman millet ayak basacak yer bulamayacak. Gerçekten de öyle oldu. Hepimiz Burhan Öner'iz. Babamın bir Burhan'ı gitti ama burada 7 Burhan Öner daha var. Bunu da o FETÖ'cüler bilsin." diye konuştu.
"Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız." ayetine atıfta bulanan Burhan Öner'in eniştesi Enis Şen ise şunları dile getirdi: "Burhan Öner, şehitliği hak eden bir insandı. Burhan bu mertebeyi hak eden bir insandı. Ben İstanbul'a yanına gittiğimde sürekli, 'Hocam beni bir dinle. Kur'an kıraatım nasıl, güzel okuyor muyum' derdi. Ben, 'Burhan, dinlenelim' deyince, 'Siz hep dinleniyorsunuz beni de dinleyin' derdi. Burhan, Allah aşığı, peygamber aşığı ve vatan aşığı bir insandı. Hiçbir siyasi görüşü savunmuyordu ama vatanını aşırı seviyordu. Burhan, milletini, halkını, insanları, dinini seviyordu." (Yunus Tuğrul- İLKHA)