DOĞRUHABER
Allah (cc), kitabında buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah'tan korkunuz ve O'na itaat ediniz. Herkes yarını için ne amel işlediğine baksın. Allah'tan korkunuz. Çünkü Allah, yaptığınız herşeyden haberdardır.” (Haşr: 18)
Kıyamet günü melekler, gökler, yeryüzü, gece, gündüz, hayır ve şer olsun insanoğlunun işlediği her şeye şahitlik edeceklerdir. Hatta vücudun azaları dahi insana karşı şahit tutulacaktır.
Yeryüzü, günah işlemekten sakınarak iyiliğe koşan mümin kul için şahitlik ederek “Bu adam üzerimde namaz kıldı, oruç tuttu, hacca gitti, cihad etti”diyecek, günahtan sakınarak iyiliğe koşan mümin kul da bu şahitliğe sevinecektir.
Buna karşılık aynı yeryüzü, kafir ve günahkarlar için de şahitlik ederek “Bu adam üzerimde Allah'a şirk koştu, zina işledi, içki içti, haram yedi” diyecektir.
Merhametlilerin en merhametlisi olan Allah (cc) kafir ve günahkarları hesaba çektiği gün vay onların hâline!
Mümin, vücudunun bütün âzaları ile Allah'dan korkandır. Ebu Leys es-Semerkandî der ki:
“Allah korkusunun, yedi alâmeti vardır:
Birinci alamet dilde belirir. Allah korkusu taşıyan kul, dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve lüzumsuz konuşmaktan alıkoyar. Bunlar yerine dilini zikirle, Kur'an okumakla ve ilmi mütalalarla meşgul eder.
İkinci alamet kalpte belirir. Allah korkusu taşıyan kul başkalarına karşı kalbinde düşmanlık, iftira ve kıskançlık barındırmaz. Çünkü kıskançlık iyilikleri mahveder. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmaktadır:
“Ateş odunu nasıl yiyip bitirirse, kıskançlıkta iyilikleri öylece yiyip bitirir.” Bilesin ki, kıskançlık, kalp hastalıklarının başlıcalarından biridir ve bu hastalıklarda ancak ilimle ve salih ameller işleyerek tedavi edilebilir.
Üçüncü alamet gözde belirir. Allah korkusu taşıyan kul, haram yiyeceğe, haram içeceğe, haram giyeceğe yani haram olan hiç bir şeye göz dikmez. Dünyaya aç ve hırslı gözlerle değil, ibret nazarı ile bakar. Helal olmayan şeylerden bakışlarını uzak tutar.
Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurur: “Kim gözünü haramla doldurursa Allah da onun gözünü kıyamet günü ateşle doldurur.”
Dördüncü alamet midede belirir. Allah korkusu taşıyan kul, karnına haram lokma koymaz. Çünkü haram lokma yemenin günah yükü ağırdır.
Beşinci alamet ellerde belirir: Allah korkusu taşıyan kimse, ellerini harama uzatmaz. Nitekim sahabeden Kâb'ul Ahbar'ın (R.A.) şöyle dediği rivayet edilir:
“Allah (cc) her bir bölümü yetmiş bin gözlü yetmiş bin bölümü olan yakuttan yapılma bir köşk yaratmıştır. Kıyamet günü bu köşke ancak önlerine çıkan haram şeylerden Allah korkusu ile uzak duranlar girebileceklerdir.”
Altıncı alamet ayaklarda belirir. Allah korkusu taşıyan kimse, günah işlemeye değil, Allah'ın emrine uygun ve O'nun rızasını kazandıracak işlere yürür. Alimlerle ve salih amel işleyenlerle buluşmak gayesi ile adım atar.
Yedinci alamet Amellerde belirir. Allah korkusu taşıyan kimse ibadetini sırf Allah rızası için yapar, riyadan kaçınır, böylelikle Allah'ın haklarında şöyle buyurduğu kimselerden olur:
“Rabb'inin katında Ahiret, günahlardan korkanlar İçindir.” (Zuhruf: 35) Başka bir ayette de Alllah (cc) şöyle buyurmaktadır:
“Günahlardan sakınanlar, hiç şüphesiz, cennetlerde ve pınarlarının başlarındadırlar.” (Zariyat: 15) Başka bir ayette de şöyle buyuruluyor:
“Günahlardan sakınanlar cennet ve nimetler içindedirler.” (Tur: 17) Diğer bir ayette de şöyle buyurulmuştur: “Günahlardan sakınanlar emin bir makamdadırlar.” (Duhan: 51)
Müminler her zaman korku ile ümit arasında bulunmalıdır. Buna göre bir yandan ümit kesmeksizin Allah (cc)'nün rahmetini beklerken diğer yandan kulluğu yerine getirerek, bir yandan da fenalıklardan vageçmelidir.
İmam Gazali - Kalplerin Keşfi