ABD destekli 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde yaralanan ve şehit edilenlerin aileleri, Dünya'da dönen bütün fesat komitelerinin arkasında Amerika ve siyonistlerin olduğunu söyledi.
ABD destekli 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü dolayısıyla İLKHA'ya açıklamalarda bulunan 15 Temmuz Gazileri ve şehit aileleri, 15 Temmuz darbesinin asıl amacının ülkedeki İslam'ı hedefe koymak ve Müslümanları yok etmek olduğunu söyledi.
15 Temmuz Şehitler Köprüsünde motosikletiyle tankların üzerine giden Yılmaz Ercan'ın babası Melih Fuat Ercan, 15 Temmuz direnişinin, ülkenin ikinci kurtuluş savaşı olduğunu vurguladı.
Ercan, "15 Temmuz 2016 gecesi ülkemizin ikinci kurtuluş savaşıydı. Bu kurtuluş savaşına çocuklarımız, topyekûn halkımız destek vermiştir. Burada rahat, huzur içinde yaşıyorsak çocuklarımızın sayesindedir. Hainlerin duruşmasının son karar duruşması 12 Temmuzda Silivri'de açıklanacak. Bu hainlerin ihanetleri ile suçüstü yakalanmışlardır. Bunların hafifletici hiçbir sebebi yoktur. Kimsenin kalbinde, gönlünde bu hainlere yer yoktur. 15 Temmuz davası ülkemizin bütün insanlarını ilgilendiren bir davadır. Asla bir parti, bir kurum veya kuruluşun, bir şahsın davası değildir. Oradaki duruşmada herkesi davet ediyoruz." dedi.
"Dünyada bütün darbe ve fesat işlerin arkasında ABD ve siyonistler var"
15 Temmuz Şehitler Köprüsüne gidip darbeciler karşı direnen ve yaralanan Sabahattin Ünal, dünyada bütün darbe ve fesat işlerinin arkasında ABD ve siyonistlerin olduğunu belirtti.
15 Temmuz şehitler köprüsü gazisi olduğunu ve köprü üzerinde 4 kurşun ile yaralandığını belirten Ünal, darbecilere karşı ortaya konulan direnişi, Asımın Nesli'nin uyanışı olarak değerlendirdi.
Nakliye işi ile uğraştığını ve darbeyi haber alır almaz köprüye koştuğunu belirten Ünal, "Hainler hedef gözetmeksizin ateş açtılar. Tankların önünde duran askerlerin hepsi ateş etti. Yaklaştım, onları gördüm. Vatandaş olarak çok acı bir darbe yaşadık. Vatandaşlarımızın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşuyla bunu kazasız belasız atlattık. Bir daha böyle bir şeye maruz kalmayız inşallah. Dünya'da bütün fesat komitelerin arkasında baş mimarisi Amerika ve yavrusu siyonist terörist israil var. Her kargaşanın, darbenin sebebi bunlardır. İşleri güçleri kan dökmektir. ABD bu işin arkasındadır." ifadelerini kullandı
"Darbenin amacı Müslümanlığı bitirmekti"
Darbenin asıl amacının Müslümanları etkisiz kılmak ve bitirmek olduğunu dile getiren Hüseyin Başkurt, şunları söyledi:
"O gece buraya ilk çıkanlardandım. 3 motosikletli arkadaş hainlerin üzerine motoru sürdüler. Gişelerde bir bayrak vardı onları taradılar. Bende bayrağa doğru koştum ve yakaladım. Asker beni yaylım ateşine tuttu, büküldüm. Keskin nişancılar sırtımdan vurdu ve 4 mermi yedim. Kaburga kemiklerim kırıldı, yere düştüm. Şarapnel göğsüme girmişti. Arkadaş sırtına aldı beni, düşüyordum. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Uyandığımda sadece Allah diyebiliyordum. Ambulansa ateş ettiler, ambulansta bizi alamadan gitti. Avrupa yakasında bir taksi çevirdiler, beni onunla hastaneye götürdüler. Darbe görünümlü siyonizme hizmet eden bu münafıkların kalkışmasının asıl sebebi bu ülkede İslamiyet'i, Müslümanlığı bitirmekti. Kanı bozuklar bu ülkenin hem ekmeğini yediler, havasını soludular, kepi ve postalı giydiler... sonra bize mermi sıktılar. Çünkü bunlar Amerika için çalışacaklarına yemin ettiler. Bir daha olursa Allah'a dua ediyorum beni şehit olarak yanına alsın diye. Ruhsatlı silah aldım. O zaman çakıl taşım bile yoktu. Şimdi ise en azında karşılarına dikilip canımı vermeye çalışırım."
"Cennete gider gibi koşar adımlarla gidiyorduk"
15 Temmuz Şehitler köprüsü üzerindeki darbe karşıtı direnişinde kolunu kaybeden gazilerden Erol Sönmez ise yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Gece, Genelkurmay başkanımızın rehin alındığını duyduktan sonra hızla hazırlık yapıp dışarı çıkmak üzereyken cumhurbaşkanın çağrısı geldi. Bizde sokağa çıkmaya başladık. Köprüye gittim. Anlatılacak gibi değil, sanki o anı bir daha yaşıyorum. Herkes oradaydı. Köprüye yaklaşırken gaz bombası attılar. Gaz bombası parfüm kokusu gibi geldi. Barikata geldik, polislere neden gitmediğimizi sorduk. Onlarda 'bize bir emir verildi burada beklemek zorundayız' dediler. Biz ise oraya ülkemiz için geldiğimizi söyleyerek köprüye doğru gittik. Öyle bir ateş ediyorlardı ki yanımda vurulanlar oldu. Omuzumdan kurşun alınca düştüm beni kurtarmaya gelenlere kurşun sıkıyorlardı. Ambulansa aldılar hastaneye götürdüler. 3 hafta boyunca komada kaldım. Kurşun ciğerimin yarısını yaktı. Bundan dolayı 8 ay gün yüzü göremedim. Öldü diye bir kenara koydular ama yaradan canımızı bağışladı." şeklinde konuştu. (Emrah Deniz, Nizamettin Aşkın-İLKHA)