Ankara Polatlı'da Eylül Yağlıkara ve Ağrı'da Leyla Aydemir'in katledilmesinin sebebinin toplumda ahlaki çöküşün olduğuna dikkat çeken STK'lar, toplumun ciddi manada eğitime tabi tutulması gerektiğini belirterek, kısasta hayatın olduğunu ifade ettiler.
Türkiye Eylül'ün ve Leyla'nın katledilmesini konuşuyor. Gerçekleştirilen cinayetlerin, toplumda ciddi yaralara sebep olduğunu belirten STK temsilcileri, bunun sebebi olarak başta eğitimsizliğin geldiğine dikkat çektiler.
Hayata işlenecek İslami yaşam modeli, insanların eğitime tabi tutulmaları bu tür istismarların, cinayetlerin önüne geçileceğinin altını çizen STK temsilcileri, bu tür caniliği işleyenlere kısas uygulanması, idam ve hadım edilmeleri, infiallerin önüne geçilebilecek etkenler, yöntemler olduğunu kaydettiler.
"Kısasta hayat vardır"
İslam hukukunun ölümle neticelenen olaylarda gündeme gelmemesi gerektiğini ifade eden Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi Başkanı Arif Yılmaz, "Son dönemlerde gündeme gelen idam tartışmalarından kasıt, aslında İslami hukukun gündeme getirilmesidir. İslam hukukunun ölümle neticelendirilen olaylarda gündeme getirilmemesi lazım. İslam hukuku aslında aileden, ticarete, komşu ilişkilerine kadar geniş çerçevede bakılan yaşam biçimidir. Kısasta hayat vardır. İslami yaşamın hakim olması demek, bu tür vakıaların yaşanmaması demektir. Eğer ki bu suçu işleyenlere idam cezası gerçekleştirilse, bir nebzede olsun başka kişilerin bu tür olaylara karışmayacaklarına bir caydırıcılık esası ile neticelenecektir." dedi.
Ağrı Girişimci Sanayici İş Adamları Derneği ve Serhat İş Federasyonları Başkanı Mehmet Akbaş ise topluma ahlaki değerlerin yerleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
"Olayın ana kaynağı kurutulmalıdır"
Akbaş, "Bütün cezai durumlar düşünülebilir. Ama önemli olan olayın ahlaki boyutudur. Toplum olarak bir yozlaşma içerisindeyiz. Toplumda ahlaki ve insani değerlerin yerleştirilmesi gerekiyor. Sonra idam, kimyasal kullanım gündeme getirilmeli. Ne tür tedbirler alırsak alalım, olayın ana kaynağını kurutmadığımız müddetçe bu tür durumlar tekrar edecektir. Önemli olan ahlaki çöküntüyü ortadan kaldıracak tedbirlerin devlet tarafından alınması, ahlaki değerleri ve dini değerleri bir bütün olarak insanlarımıza vermesidir." şeklinde konuştu.
"İyiliği, merhameti, vicdanı kaybet üzere olan bir gidişat içerisindeyiz"
Eğitim-Bir-Sen Ağrı Şubesi Başkanı Süleyman Gümüşer, "Bu tür menfur olaylardan dolayı toplumuzun düştüğü durum; iyiliği, merhameti, vicdanı kaybet üzere olan bir gidişat içerisindeyiz." diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocukların istismar edilmesi, toplumdaki masumiyet karinesinin ortadan kalkmasına yönelik bu tür davranışlar, aslında toplumda güven problemine bir anlamda kapı aralıyor. Bir toplumda da güven kavramı oluşmuyorsa bu şiddet ve katledilmenin, masum çocukların cesetlerini bazen dere kenarında, bazen bir elektrik direğinin dibinde veya hiçbir zaman bulunamayacak şekilde bir kayıp ülkesinde kaybolup gidecektir. Dolayısıyla bu konuda biz toplum olarak; Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı, STK'lar, eğitim camiaları, basın yayın enformasyon konusunda hassas bir dil ile bir bütün içerisinde çalışarak toplumun yozlaşmışlığından kurtulması, gerekli olan müeyyidelerin ortaya konulması gerekmektedir. Vaktinde Mekkeli çocuklarda diri diri toprağa gömülürken, onların hak ve hukukunu ortaya koyan ilahi mesajın o toplumda oluşturduğu güven, o güvenle birlikte çocukların can buluşu söz konusudur." (Ömer Adıgüzel - İLKHA)