Diyarbakır`da "Çiftlik Bank" benzeri bir dolandırıcılık vakası yaşandığı ortaya çıktı. İddiaya göre, Aydın Mühendislik İnşaat Nakliyat Tekstil Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile bazı emlakçıların karıştığı dolandırıcılık olayında, en az 800 milyonluk bir vurgun yapıldığı, olayla ilgili soruşturma başlatıldığı belirtildi.

Aralarında iş adamı, hâkim, savcı, avukat, mühendis, öğretmen, imam ve diğer bazı memurlar ile çok sayıda vatandaşın olduğu yüzlerce kişinin mağdur edildiği belirtilirken, dolandırıcılık olayının merkezinde yer alan kişilerin ise kayıplara karıştığı kaydedildi.

800 milyon TL civarında bir vurgun yapıldı

İddiaya göre uzun bir süreden bu yana müteahhitlerden yaptığı iş karşılığı daire alan Aydın Mühendislik, bu daireleri piyasanın altında bir değerle halka sattı. Birçok kişi bu sayede ev sahibi oldu. Diyarbakır merkezin yanı sıra çevre ilçe ve köylerde de ismini duyurmayı başaran firması sahibi İ.A. ve kendisine yardımcı olan bazı emlakçılar, bu kez insanların kendilerine duydukları güveni suiistimal etme yoluna gitti.

Kendilerinden ev almak isteyenlere, evleri piyasanın altında bir fiyatla peşin olarak satan kişiler, evlerin tapularını ise sonraki bir zamanda hak sahiplerine vermeyi vadettiler.

Daha önce birçok kişinin bu şekilde ev sahibi olduğuna şahit olan mağdurlar ise dolandırılabileceklerine ihtimal vermedikleri için tapularını hemen alma talebinde bulunmadılar.

Bu şekilde bir evi en az 10, bazı yerlerde ise 20-30 kişiye ayrı ayrı olarak satan kişilerin, 800 milyon TL civarında bir vurgun yaptığı ileri sürüldü.

İsmini vermek istemeyen görgü tanıklarının ifadelerine göre; İ.A. ve bazı kardeşleri, halktan topladıkları paralarla pazartesi günü kenti terk etti. Yüzlerce kişinin polise başvurmasının ardından adli makamlar olaya el koyarken, savcılık soruşturma başlattı.

Bir gün içerisinde polise yüzlerce kişinin başvurduğu ve bu kişilerin yüz milyonlarca lirasını dolandırıcılara kaptırdıkları belirtildi. Parasını dolandırıcılara kaptıranların tamamının olaydan haberdar olmadıkları, bu nedenle dolandırılan insan sayısı ile vurgun yapılan para miktarının çok daha fazla olabileceği belirtildi.

“Nakde çevirdikleri paraları bavullara koyarak ortadan kaybolmuşlar”

İlke Haber Ajansı muhabirine konuşan olayın mağdurlarından Refik Çitak “27 Temmuz 2017 tarihinde daire ihtiyacım dolayısıyla Aydın Mühendisliğe başvurdum. İ.A. ile görüştüm. Dairelerin her birini 300 bin TL`den satın almak üzere anlaştık. İkisini kendim, ikisini bir abim, birini bir diğer abim, birini de kız kardeşim için olmak üzere 7 daire satın aldım. Kendilerine 500 bin TL`yi elden verdim. Bir milyon 600 bin TL`yi de hesaplarına aktardım. Hepsinin dekontu elimde mevcut. Ben daireleri satın aldığımda inşaatın yüzde 60`ı tamamlanmıştı. Tapularımızın 2017`nin Kasım ayında teslim edileceği söylendi. Tapuların teslim edilme zamanı geldiğinde her defasında bizi farklı söylemlerle oyaladılar. Bir türlü tapularımızı alamadık.” dedi.

“Aldığı dairelerden her birini de birkaç kişiye satıyormuş”

Sözlerine; “Bu arada bizim gibi başka insanlar da tapularını almak için geliyorlardı.” diye devam eden Çitak, “İ.A. büyük bir taşerondu. Kardeşleri ile birlikte çalışıyordu. Aydın Mühendislik adında bir firmaları vardı. İ.A.`nın Diyarbakır`da birçok müteahhitle iş ortaklığı yaptığını öğrendik. Müteahhitlerle yaptığı anlaşma gereği taşeronluk yapıyor ve işini bitirdiği her bir bina karşılığında müteahhitlerden birkaç daire alıyormuş. Aldığı bu dairelerden her birini de birkaç kişiye satıyormuş. Örneğin bir inşaattan yaptığı işin karşılığı olarak 10 daire almışsa bu 10 daireyi 50 kişiye sattığını öğrendik. Ben kendilerinden 7 daire satın aldım. Benim gibi yüzlerce insanın mağdur olduğunu öğrendim. Bazıları 100, bazıları 500 bin lira ödemiş, bazıları ise bir milyon lira ödemiş. Bugün duyduğumuz kadarıyla İ.A, 7 kardeşi ve tüm aile bireyleri pazartesi gününden beri ortadan kaybolmuşlar. Olayı duyduğumuz gibi yazıhanelerine gittik, muhatap bulamadık. Olayın duyulmasıyla birlikte mağdur sayısı her geçen gün arttı. Görgü tanıklarının bize anlattığına göre bunlar, nakde çevirdikleri paralarını bavullara koyarak ortadan kaybolmuşlar. 3-4 gündür hakkımızı aramaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Çiftlik Bank vakasındaki Mehmet Aydın`ı ikiye katlayacağım”

Çitak, sözlerini şöyle noktaladı: “Suç duyurusunda bulunduk. Emniyet bizim suç duyurumuzun ardından Türkiye genelinde kendileri için arama kararının çıkarılacağını söyledi. Ama bugüne kadar yakalandıklarına dair bir şey duymadık. Şu ana kadar yüzlerce insan suç duyurusunda bulundu. Diyarbakır, Silvan, Çermik, Eğil ve daha başka birçok yerde mağdur olanlar var. Bu mağdurlar da suç duyurusunda bulundular. Halen kendilerinin mağdur duruma düşürüldüğünü duymamış insanlar var. Bu yaptıkları nitelikli dolandırıcılıktır. Çünkü bile bile bir daireyi birden fazla kişiye satmışlar. 300 bin TL`lik bir daireyi 6-7 kişiye sattıkları için yaklaşık 2 milyon TL kazanç sağlamışlar. Kendilerinden tapularımızı istemeye gittiğimizde bize hep ‘Sabredin, 3-5 gün sonra tapular çıkar. Ben işi bitirmediğim için müteahhitler bana tapuları vermediler. Almam gereken bir kredi var, biraz bekleyin. Kredimi alınca tapularınızı vereceğim.` şeklinde cümleler kuruyordu ama bazen de bize ‘Öyle bir vurgun vuracağım ki beni sadece Türkiye`de değil dünyada duyacaklar. Çiftlik Bank vakasındaki Mehmet Aydın`ı ikiye katlayacağım.` diyordu. Gülerek söylediği için kendisini ciddiye almıyorduk. Böyle bir şey yapacağını tahmin etmiyorduk. Diyarbakır`da yıllardır bu işi yaptığı için kendi çapında bir güven ortamı oluşturmuştu. Bu yüzden insanlar kendisine güveniyordu. Yüzlerce insanı mağdur etmiş, bu mağduriyetimizin giderilmesi için mutlaka bu şahısların bulunup bu paraların kendilerinden alınması gerekiyor. Devlet yetkililerinden de bu konuya hassasiyet göstermelerini ve bu dolandırıcıların yakalanarak insanların mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz.”

“Mağdur durumdayız”

Mağdurlardan Haniye Alkış ise “Biz de geçen yılın kasım ayında kendi evimizi sattık. Paramızı bunlara verdik. Bize bir daire vereceklerini söylediler. Daireyi bize 2019`un eylül ayında teslim edeceklerdi. Ama maalesef bizi dolandırdıklarını gördük. Mağdur durumdayız.” dedi.

“Bir buçuk sene önce kendilerine elden 120 bin TL verdim. Sonra kendilerine bu parayı 180 bin TL`ye tamamladım. 15 bin TL`leri kaldı.” diyen Ramazan Çakır ise “Gelip kendilerine ‘Benim dairem hangisi?` diye sordum. Her defasında bana daha belli olmadığını söylediler. Dün olayı duyduktan sonra yazıhanelerine geldim. Ama kimseyi bulamadım. Beni mağdur edenler R.A. ve İ.A. kardeşlerdi. Ödediğim paranın 120 bin TL`sini İ.A'ya, diğerini R.A'ya vermiştim.” diye konuştu.

“Yetkililerden bu dolandırıcılığın peşini bırakmamalarını istiyoruz”

“Ben, İ.A. ve ailesini daha önceden de tanıyordum. Yıllardır bu işin içerisindeydiler. Bir evim vardı. Sattım. Parasını getirip bunlara verdim.” diyen mağdurlardan Mehmet Kalkan ise “Ev için 160 bine anlaştık. 110 bin TL`sini peşin verdim. Bana dairemi 2017 sonunda, en kötü ihtimal 2018`in başında teslim edeceklerini söylediler. Zamanı geldiğinde yanlarına gittim. Bana ‘Kıştır, iş olmuyor, 2-3 ay bekle, mart ayında bir bakalım.` dediler. Zamanı gelince yine tapumuzu vermediler. Ben de kardeşlerimle birlikte mağdur olduğumuz için bunları sıkıştırdım. En son araya bazı kimseler girdi ve bunlara vekil oldular. Bize ‘En kötü ihtimal ayın 5`inde size paranızı geri vereceğiz.` dediler. Biz de bugüne kadar kendilerini rahatsız etmedik. Dün duyduk ki İ.A. ortada yok, kaçmış. Yetkililerden bu mağduriyetin üzerinde durmalarını istiyoruz. Yapılan bu iş nitelikli dolandırıcılıktır. Bu insanların yurt dışına çıkmadan adalet önüne çıkarılmalarını istiyoruz. Yine bu şahısların müteahhitlerin yanında olan dairelerine el konulmasını ve bedellerinin mağdurlara dağıtılmasını istiyoruz. Varsa başka mal varlıklarına da el konulmasını istiyoruz. Devlet yetkilileri bu tür olayların önüne geçsin ki bir daha aynı şeyler yaşanmasın.” ifadelerini kullandı. (Emrah Deniz / Mehmet Çelik-İLKHA)