2017-2018 eğitim öğretim yılının sona ermesiyle Türkiye genelinde olduğu gibi Diyarbakır'da da yaz Kur'an kursları "Camide Çocuk Sesi Vatanımın Neşesi" temasıyla başladı. Bu kapsamda binlerce çocuk camilere akın ediyor.
Diyarbakır İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır, yaz Kur'an kurslarının önemine ilişkin İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Karabayır, "Çocuklarımız bizim gönül meyvemizdir. Dünya ahiret sermayemiz ve bizi geleceğe taşıyacak olan varislerimizdir. Çocukların beden sağlığına ehemmiyet verdiğimiz gibi en az onun kadar veya ondan daha fazla ruh sağlıklarına, kafa ve gönül dinginliğine, huzurlarına da ehemmiyet vermemiz icap ediyor. İnancımız gereği de bunun yolu, Allah, Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisiyle olmalıdır. Bunun yolu da eğitimden geçer. Biz de Diyanet İşleri Başkanlığımızın taşra teşkilatı olarak bütün Türkiye'mizin zatında, müftülükler olarak şu anda yaz kurslarına 25 Haziran itibariyle başlamış bulunuyoruz. 17 Ağustos'a kadar devam edecek bir eğitim süreci başlayacak. Bu vesileyle ailelerimizin, çocuklarına Allah'ın emaneti gözüyle bakmalarını, onların dünya ve ahiret mutluluklarını dikkate alarak kurslarımıza, camilerimize göndermelerini istiyoruz." dedi.
"Maneviyat olmaksızın hayata başlamak ileride bir takım psikolojik sıkıntılara yol açar"
"Kurslarımız iki dönem şeklinde olacak; 25 Haziran itibariyle başladı, 17 Ağustos'ta da bitmiş olacak." diyen Karabayır şunları söyledi:
"Çocuklarımıza bu kursta, bir mü'mine lazım olan bütün dini bilgileri vermeye çalışıyoruz. Kur'an'ı Kerim'i güzel okuma, dua ve kısa sureleri manaları ile birlikte öğretiyoruz. İlmihal bilgileri veriliyor. Yani ibadet edecek bir kimsenin ihtiyaç duyacağı bütün bilgilere bu kısa süre içerisinde çocuklarımız ulaşmış oluyorlar. Bir de Siyer-i Nebi dediğimiz, Efendimiz'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) güzel ahlakı, büyüklerimizin, tarihi şahsiyetlerin, geçmiş âlimlerin hayatlarından örneklerle, çocuklarımıza güzel ahlak kazandırma çabası içerisinde oluyoruz. Bu vesileyle çocuklarımız inşallah sağlam bir inanç ile hayata başlamış olacaklar. Çocuk yaşta hafızaları çok kuvvetli, algıları açık olduğu için ailelerin ve hocaların da desteğiyle çok sağlam milli ve manevi bir alt yapıyla hayata başlamış olacaklar. Özellikle manevi yapı olmaksızın hayata başlamak, insanların ileriki hayatlarında malum bir takım psikolojik sıkıntılara neden olabiliyor. Zararlı akımların tesirinde kalabiliyorlar. İnançsız bir nesil oluşabiliyor. Çocuklarımızın inançlarını, dinlerini, manevi değerlerini iyi bilenler olarak, vatanlarına, devletlerine, ümmete bağlı olarak yetişmelerini istiyoruz."
Geçen yıl yaz Kur'an kurslarında 66 bin öğrenci olduğunu bu yıl ise 100 bin öğrenci hedeflediklerini ifade eden Karabayır "En kısa zamanda bütün camilerimiz, Kur'an kurslarımız, Milli Eğitim Müdürlümüzle yaptığımız protokol gereği, okullarımızın bazılarında açılacak Kur'an kurslarımıza çocuklarımızın katılımını bekliyoruz. Bu vesileyle bütün din adamı arkadaşlarımız, müftülerimiz, vaizlerimiz, Kur'an kursu hocalarımız, imam ve müezzinlerimiz ile birlikte bütün camilerimizde kurslarımızda, bu kursa hazır durumdayız. Hedefimiz bu sene 100 bin olsun istiyoruz." şeklinde konuştu.
"Çocuklarımıza dini bilgileri ve manevi duyguları aktarmaya çalışırken örnek olacağız"
Çocuklara dini bilgiler ile manevi duyguları aktarmaya çalışırken örnek olacaklarını söyleyen Karabayır, konuşmasını şöyle noktaladı:
"Çocuklarımıza dini bilgileri ve manevi duyguları aktarmaya çalışırken örnek olacağız, çünkü çocuk ilk eğitimini anne ve babadan alacaktır. 'Benim çocuğum okulda eğitimini alır.' diye düşünmek yeterli değildir. En ciddi eğitimi çocuk, annesi, babası ve dedesinden alır. Yani yuvasından alır. Bunu biz ihmal ediyoruz. Lütfen buna dikkat edelim. Çocuklarımız bizden aldıkları enerji ile yetişecekler. Bizim konuşmamızı, davranışımızı taklit edecekler. Bütün bilgileri öğretmek de olduğu gibi dini bilgileri verirken de korkutarak değil sevdirerek vermek gerekir. Çünkü çocuklara bir iş yaptırırken 'Seni Allah çarpar. Cehenneme düşersin. Çarpılırsın.' gibi hatalı bir tavır ve üslup çocuklarımızın yanlış dini bilgilere ve duygulara kapılmalarına sebep olur. Çocuklarımızı kaybederiz. Lütfen bunu yapmayalım. Bazen çocuklarımıza yanlış bilgi verildiğinde çocukların kafasında her şeyi yakan, azap eden bir Allah inancı oluşabiliyor. Din deyince dar bir çerçevede yaşantıyı emreden, özgürlükleri kısıtlayan bir din anlayışı oluşabiliyor. Bu yüzden de hem din eğitimi veren öğretmenlerimize hem de ailelere bu hususta dikkat etmelerini tavsiye ediyoruz. Çocukları yetiştirirken eğlendirmelerini de bekliyoruz. Çünkü yaz tatilidir. Çocuklarımız ciddi bir eğitim döneminden çıkmış. Tatil yapmaları, eğlenmeleri, dinlenmeleri gerekiyor. Onlara sunacağımız bu hizmetin onların eğlenmelerini, dinlenmelerini ve öğrenmelerini sağlayacak şekilde olmasını tavsiye ediyoruz." (Emrah Deniz, Mehmet Çelik-İLKHA)