İstanbul Aydın Üniversitesi`nde düzenlenen ``Demokratikleşme Süreci ve Yeni Anayasa`` konulu konferansta konuşan Arınç, bu anayasanın yarısından fazlasının bugüne kadar değiştiğini ifade etti.

Arınç, ``Yani farklı bir anayasa elimizde var. Yarısı 1982`den beri geliyor, yarısı da şu veya bu sebeple değişmiş. Akordu bozulmuş bir anayasa var. Birbirinden farklı hükümler ortaya çıktı. Dili bozuk bir anayasa var. Dayandığı temel esaslar bugün artık geçerli olmayan bir anayasa elimizde var. Her fıkrası gündeme geldiğinde anlamak mümkün değil. Milletvekillerin ant içmesinden başlayınız, herhangi bir konuda uyuşmazlık çıktığı zaman yorumlanmaya ihtiyaç duyan, ama herkesin farklı yorumladığı bir anayasa ile karşı karşıyayız. O zaman yeni bir anayasaya ihtiyacımız var`` diye konuştu.

Türkiye`nin AB ile ilişkisinin ``sözleşmeye dayanan bir ilişki`` olduğunu belirten Arınç, ``Bir kara sevda değildir. Zamanında yapılan anlaşmalarla biz, AB`nin kriterlerine uymayı kabul etmişiz, bu kriterlere uyduğumuz takdirde de bize tam üye olacağımız taahhüt edilmiş. Ama bir ileri geri derken iş ciddiye bindi, 2005`ten bu yana müzakere ediyoruz`` dedi.

Arınç, devletçi ve otoriter bir bakışla hazırlanan 1961 ve 1982 anayasalarının karşısında şimdi artık yeni anlayışların, yeni düşüncelerin, daha çok özgürlüğü ve daha çok birey hakkının hedef alındığını söyledi.

Çok eskiden bu yana anayasaların değişmesi gerektiği konusunda siyasi partilerin çalışması olduğunu, taslaklar hazırlandığını, üzerinde çalışmalar yapıldığını, ancak netice alınamadığını anımsatan Arınç, bu konuda meslek kuruluşları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademik kuruluşların çalışmalar yaptığını, hepsini takdirle karşıladığını, hepsinde ``yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu`` özlemi bulunduğunu anlattı.


AA