Muhsin Şenol-DOĞRUHABER

Türkiye önemli bir seçimi geride bırakırken yeni sistemin ne getireceği ve mecliste oluşan aritmetiğin nasıl işleyeceği merak konusu oldu. Oyların yarısından fazlasını alan Recep Tayyip Erdoğan`ın partisi AK Parti mecliste tek başına çoğunluğu sağlayamadı. Meclis`te yer alan parti sayısının artmasını ve yeni sistemin nasıl işleyeceğini değerlendiren SDAM Başkanı Abdülkadir Turan ve Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, yeni sistemde zorlu bir meclis aritmetiğinin oluştuğunu söyledi.

“CUMHURBAŞKANI İLE MECLİS ARASINDA BİR GERGİNLİK OLUŞTURABİLİR”

Başkanlık sisteminin bürokrasinin iyileştirmesi açısından olumlu yönlerinin olacağını belirten Stratejik Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) Başkanı Abdülkadir Turan, “Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminin sahada yansımalarını nasıl olacağını göreceğiz.  Bununla birlikte daha solcu daha liberal ve daha milliyetçi bir Meclis`le karşı karşıyayız. Türkiye kendini yenilerken, kendisi için yeni bir görünüm oluşturmaya çalışırken kanaatimce bu Meclis aritmetiği bu görünümle uyumlu olmamıştır. Her ne kadar Cumhur İttifakı Meclis`te çoğunluğu sağlamışsa ve her ne kadar Ak Parti tek başına neredeyse çoğunluğu sağlayacak milletvekili çıkarmışsa da listeler tek tek incelendiğinde daha solcu, daha liberal ve daha milliyetçi bir Meclis`le karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Bu, Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında bir gerginlik oluşturabilir. Cumhurbaşkanının, ‘yeni dünya`, ‘yeni nesil`, ‘gönül dünyamızın kucaklanması` gibi söylemleri Meclis`te sözde kabul görse de özde kabul görmeyebilir.” dedi.

Abdulkadir Turan

“MECLİS`TE DAHA LİBERAL VE MİLLİYETÇİ BİR ARİTMETİK VAR”

Yine yasal düzenlemelerde problemlerle yüz yüze kalınabileceğini ifade eden Turan, “Geçen dönem, 16 yıldır Ak Parti iktidarda olmasına rağmen, biz dini nasihati yok sayan, onun yerine psikolog ve sosyologların önerilerini yerleştiren bir aile yasası ile karşı karşıya kaldık. Meclis`te buna muhalefet edecek, bunun mahsurlarını açıklayacak milletvekilleri bulunmadığı için böyle bir musibetle karşılaştık. Eğer Cumhurbaşkanı bununla ilgili tedbirler almazsa bu memleketin gerçekleriyle uyuşmayan yasalarla yüz yüze kalmaya devam edebiliriz. Öte yandan HDP`nin aldığı oy oranı normal değildir. Bu kadar marjinal bir partinin bu kadar yüksek oy alması her yönden sorgulanmalıdır. İYİ partinin aldığı oylar da tepki oylarıdır. Ak Parti de MHP lehinde oy kaybetmiş görünüyor. Ne yazık ki bundan son dönemin milliyetçi söyleminin etkisi vardır, bu söylem, artık terk edilmelidir” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE DÜNYA GÜCÜ OLMAK İÇİN DAHA ÇOK ÇALIŞACAKTIR”

Yeni sistemle birlikte dış politikada da değişimler olabileceğini belirten Turan, “Sayın Cumhurbaşkanının öncülüğünde Türkiye`nin daha da bağımsızlaşması kaçınılmaz bir durumdur. Avrupa`nın içinde bulunduğu durum ve Amerikan`ın gittikçe diktatörlük havasına bürünmesi ayrıca Türkiye`nin bağımsızlaşmaya yönelik adımlarını kolaylaştıracaktır. Ben, dış politikanın Meclis`e bırakılmayacağını düşünüyorum. Türkiye bir dünya gücü olmak için daha çok çalışacaktır. Ama Meclis bu konuda destekleyen değil, köstekleyen bir konumda kalabilir” ifadelerini kullandı.

“YOLSUZLUK ORTALIĞI KASIP KAVURUYOR”

Yen bir neslin yetişmesi için çalışılması gerektiğini belirten Turan sözlerini şöyle noktaladı: “Dış güçler Türkiye`nin bağımsızlaşma adımlarını engellemeye çalışacaktır ama Türkiye, buna direnecek güçtedir. Bununla beraber Türkiye`nin içeriye de yönelmesi gerekir. Ekonomideki sorunların çözülmemesi için hiçbir sebep yoktur. Yeter ki bu yönde bir irade ortaya konulsun. Ekonomide en büyük sorun bugün itibariyle yolsuzluk ve rüşvettir. Açık ve net bir şekilde yolsuzluk ortalığı kasıp kavuruyor, bu da işleyişte ciddi aksaklıklar meydana çıkarıyor. İş adamları, yolsuzluk ve rüşvet yüzünden sermayeleri ve akılları ölçüsünde yol alamıyorlar. Maalesef rüşvet ve yolsuzluk onların akıl ve sermayeleri nispetinde yol almasını engelliyor. Adalet konusunda herkesin malumu sorunlar var. Bu sistem, bu şekilde yürümez. Hiç kimse adaletin sağlandığına dair ikna olamıyorsa sorun var demektir.  Hükmü veren de hüküm alan da şayet adaletten memnun değilse burada bir problemle karşı karşıyayız. Öncelikle bu problemim varlığını kabul etmeliyiz ve mutlak bir şekilde üzerine gitmeliyiz. Zira adaletin olmadığı yerde huzur yoktur. Adaletin olmadığı yerde her başarı geçicidir.”

Abdurrahman Babacan

“MUHALEFET PARTİLERİ SİSTEMİN TIKANMASINA DA SEBEP OLABİLİR”

Yasama ve yürütmenin birbirinden ayrı olarak işleyecek olmasının kıymetli olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, “Sayın Erdoğan`ın yönetim biçimiyle ilgili bir belirsizlik yoktur. Çünkü halk bunu biliyor. Belirsizlik şu olabilir; nasıl bir meclis ortaya çıkacak? Bir diğeri, yasama ve yürütme arasında nasıl bir kompozisyon işleyecek? Ak Parti tek başına yasama yetkisini almaya hak kazanmadı bu şu demek Cumhur İttifakıyla Ak Parti, MHP`yle ortak olacak belki ama anlaşamadığı noktalarda başka bir partiyle uzlaşma noktasına gitmelidir. Siyasal kültür açısından değerlendirilmesi gerekiyor. Şunu söyleyemeye çalışıyorum bunu siyasal bir olgunluğa çevirmek lazım. Demokratik standartların yükseltilmesinde bir avantaj olabilir. Bunun tam tersi bir ihtimalde var. Bir blokaj yoluyla kaos ortamı da oluşabilir. Ülkemizde bu iki seçenekten hangisinin yükseleceğini zamanla göreceğiz. Benim endişem şudur; derin devletle hesaplaşmada, Kürt meselesine bakışta ya da başka başka konularda MHP`nin yeteri kadar özgür davranıp Ak Partiye yardım edip etmeme konusudur. Bu konuda Ak Parti MHP`ye gebe kalma durumu olmuştur. MHP burada 49 Milletvekili üzerinden 295 Milletvekilli Ak Parti üzerinde tahakküm kurmaya çalışması sistemi bloke eder. Denge ve denetleme hakkına sahip olan MHP ve diğer muhalefet partileri sistemin tıkanmasına da sebep olabilir.” şeklinde konuştu.

“BLOKLAR KENDİ ARALARINDA DEĞİŞKEN”

Sadece MHP değil Ak Parti bazı konularda diğer partileri de ikna edebilir diyen Babacan, “Yeni sistemde iki blok var ama bloklar kendi aralarında değişkendir. Yani istişarelerle herkes herkese destek çıkabilir yol alınabilir. Türkiye`de yeni süreç sancılı geçebilir çünkü siyasal kültür açısından henüz hazır değil Türkiye.” ifadelerini kullandı.