Siirt'te İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde, Naci Kutlu Üçgen Parkı'nda verilen iftarda, misafirler kendilerine ikram edilen simit, su ve hurma ile oruçlarını açtı.

İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunan İHH Kadın Kolları Başkanı Fatma Erdemci, Aliya İzzet Begoviç'in söylediği bir sözü hatırlatarak 'Eğer bir buçuk milyarlık ümmet ebabil kuşlarını çağırıyorsa korkun, o ebabiller bizim için gelecek.' sözüne atıfta bulundu.

"Ebabiller bizim için gelmiyorsa kendimizi şanslı saymalıyız"

"Ümmetin iyi beslenen ve nimet içerisinde yüzen fertleri olarak su, simit ve hurmayı empati aracı olarak kullanıyoruz, eğer bizim için ebabil kuşları gelmiyorsa kendimizi şanslı hissetmeliyiz." diyen Erdemci, "Malumunuz olduğu üzere ümmet iftarı adı altında burada bulunmaktayız. Ümmet iftarı derken, ümmetin acısını, sevincini, derdini düşünmek ve dertleri ile dertlenmek anlamında ümmet iftarı diyoruz. Biliyorsunuz ki ümmet coğrafyasında açlık, susuzluk belki de kulakları tırmalıyor ama susuzluk had safhada bulunuyor. Ümmet iftarımızın menüsü; su, simit ve hurma. Neden su, simit ve hurma? Su hayatın olmazsa olmazı, kirlisi ve temizi ile hayatta kalabilmek için mutlaka içebilmek gerekiyor. Hurma, Hazreti Peygamber Efendimizin sünneti olarak sofralarımızda bulunuyor. Simit de ekmeği temsil ediyor." dedi.

Somali ve İslam ülkelerinin birçok kentinde bulunan mültecilerin günde bir öğün yemeğe bile çok zor ulaşabildiğine dikkat çeken Erdemci, "Ümmetin neredeyse 3'te biri iftarda bunu bulamıyor. Su, simit ve hurma bulan ümmetin diğer 3'te biri ise kendini zengin ve doymuş hissediyor. Ama biz ümmetin iyi beslenen ve nimet içerisinde yüzen fertleri, su, simit ve hurmayı empati aracı olarak kullanıyoruz. Rabbim ümmetin derdi ile dertlenmeyi nasip etsin. Dün TRT'de bir belgesel izledim, Somali'nin Mogadişu kentinde bir mülteci kampında bazı görüntüler vardı. Spiker şu soruyu soruyordu mültecilere; siz günde kaç öğün yemek yiyorsunuz? Onlarda cevaben 'Bir defa, o da bulabilirsek.' cevabını veriyordu. İçtikleri suyu görecektiniz, çamurdan hallice ve biz ümmetin derdi ile dertlendiğimizi, ümmetin vahdetinden, ümmetin sıkıntısından bahsediyoruz." şeklinde konuştu

"Umarım Hazreti Ömer'in yolundan gitmek nasip olur"

Son olarak yapılan bu tür organizasyonları bir sosyal faaliyet olsun diye değil, gerçekten İslam ülkelerinde yaşanan sıkıntıları içselleştirmek ve onların dertleri ile dertlenmek için yaptıklarını söyleyen Erdemci, "Çeşmelerimizden şarıl şarıl su israfı, sofralarımızda ekmek ve yemek israfı yapıyoruz. Birbirimizi çağırdığımızda yemeklerden yemek beğenmiyoruz. Kendi çocuklarımızın önüne bir yemeği koyup diğerini kaldırıyoruz ve ümmetin derdi ile dertlendik diyoruz. Oysaki Aliya İzzet Begoviç'in bir sözü vardır. Diyor ki 'Eğer bir buçuk milyarlık ümmet ebabiller çağırıyorsa korkunki ebabiller bizim için gelecek.' Emin olun ki 2 milyarı geçmiş ümmetin üçte biri eğer simit ve hurma bulunca kendini şanslı sayıyorsa ve ebabiller bizim için gelmiyorsa kendimizi şanslı saymalıyız. Rabbim ümmetin derdi ile dertlenenlerden eylesin. Sadece bu etkinliği sosyal bir faaliyet olarak yapanlardan değil gerçekten bunu içselleştiren ve bu problemi ümmetin içinde açlığın, yokluğun kalkması için gayret edenlerden eylesin. Biliyorsunuz ki Hazreti Ömer 'Ümmetin dağlarına buğdaylar serpin ki İslam ümmetinin coğrafyasında kimse kuşlar açlıktan ölüyorlar.' demesin diyordu. İşte bizler de Hazreti Ömer'in takipçisi olduğumuzu söylüyoruz. Umarım Hazreti Ömer'in yolundan gitmek nasip olur." şeklinde konuştu. (Murat Orhan-İLKHA)