Hazreti Muhammed'in önemli sünnetlerinden biri olan itikâfa girilmesinin önemli olduğunu belirten Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, itikâfın, insanın kendisiyle hesaplaşması ve Allah'a yönelmesi için bir fırsat olduğunu ve Ramazan'ın son 10 gününde itikâfa girmenin sünnet olduğunu belirtti.
On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayının sonuna doğru gelinirken, Hazreti Muhammed'in her sene Ramazan ayının son 10 gününde uyguladığı itikâf sünneti hakkında İLKHA'ya açıklamalarda bulunan Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, itikâf ibadetinin kişinin kendini muhasebe etmesi için önemli olduğunu ifade etti.
Ramazan'ın son 10 gününde itikâfa girmek isteyenler için kentte 142 caminin hazırlandığını söyleyen Çelik, şu an bu camilerde itikâfa girildiğini belirterek, itikâf ibadetinin bir insanın kendi nefsini hesaba çekme, kendini muhasebe etme olduğunu, en azından bir gün bir saat bile olsa bu ibadetin yapılması gerektiğini belirtti.
Ramazan ayının son günlerinin daha iyi geçirilmesi ve ibadetlere daha çok zaman ayrılması gerektiğini belirten Çelik, "Zaman çok çabuk geçiyor. Ramazan ayı ise daha çok çabuk geçiyor ve Ramazan ayında Ramazana göre planladığımız bir hayat var. 'Şuna koşturayım, şuna yetişeyim' derken bir de bakıyoruz ki Ramazan 15 oluyor, son 10 güne geliniyor. Kadir Gecesi geliyor, Bayram hazırlığına başlıyoruz. Her sene olduğu gibi bu sene de böyle oldu. Rabbimize ne kadar şükretsek az. Rabbimiz, imanla, sağlıkla, afiyetle, affımızı umarak bizi bir Ramazan ayına kavuşturdu. İlk yirmisini hayırlısı ile ihya ettik. Cenab-ı Hak son günlerini de daha bir aşkla şevkle; 'Bir daha yetişir miyim, yetişemez miyim?' heyecanıyla kalan günleri ihya etmeyi nasip etsin. Çünkü Peygamberimiz, 'Her Ramazanı, son Ramazan'ınızmış gibi değerlendirin, kıymetini bilin ve ona göre o mübarek vakitleri o bereketli vakitlerden alacağınızI alın, kazanacağınızı kazanın.' buyuruyor." dedi.
Bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'nin Ramazan ayının son on gününde gizli olduğuna dikkat çeken Çelik, bundan dolayı Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu geceyi yakalamak için Ramazan ayının son on gününde itikâfa girdiğini belirtti.
Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mescitte, eşlerinin ise evde itikafa girdiğini ifade eden Çelik, "İtikaf bir mescitte Allah'ın (Celle Celaluhu) rızası için niyet ederek kendinle ve Rabbin ile baş başa, tövbe istiğfarla, muhasebeyle, tefekkürle, tezekkürle, zikirle ve şükürle inzivaya çekilmektir. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) son on gün itikafa çekilince bütün Müslümanlara müstehap şeklinde anlaşılmış ve böyle kabul edilmiş. Hatta Hanefi mezhebinde Sünnet-i Kifaye olarak kabul edilir. Yani eğer ki bir belde de itikafa giren bulunmazsa o sünnet bütün o beldenin boynunda kalır.' şeklinde ifade edilir. Yani bir kısım ümmetin yerine getirmesi ile diğerlerinin üzerlerinden sakıt olan bir sünnet. Peygamberimiz, Medine döneminde hep itikâfa çekilmiştir." ifadelerini kullandı.
"Bugün itikâfa girmeye ihtiyacımız var"
Hazreti Muhammed'in önemli sünnetlerinden olan itikâfa girilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Çelik, "Aslında bugün bizim de itikâfa girmeye ihtiyacımız var. Çok yoğun bir hayat yaşıyoruz. Çok hızlı, çok meşguliyetli ve hareketli bir hayat yaşıyoruz. 'Nereye gidiyorum, ne yapıyorum.' diye düşünmeye bugün insanlığın ihtiyacı var. Müslümanların ise daha çok ihtiyacı vardır. Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle 'Nereye gidiyorsun?' diye kendimize sormak gerek. İnsanın durmaya, dinlenmeye ve tefekkür etmeye geriden bugüne bugünden yarına bir muhasebe yapmaya ihtiyacımız var. İşte itikâf bize bunu veriyor. Bunun için itikafa önem vermeliyiz." şeklinde konuştu.
İtikâfın, müminler için kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğunu, insanın kendi nefsini hesaba çekmek için bu sünnetin önemli olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
"Bütün varlık hesap, kitap üzerine dönüyor. Tedbir ve önlem üzerine dönüyor. Cenab-ı Hak bir düzen koymuş ve insanoğlu bundan saptığı zaman felaketlere, sıkıntılara, acılara, kederlere maruz kalmıştır. İnsan hesabı, kitabı bırakınca yani muhasebeye bir zaman ayırmayınca belalara uğramış sapkınlıklara müptela olmuştur. İtikâf, Cenab-ı Hakkın çizdiği sırat-ı müstakimden yeniden hiç sağa sola sapmadan, sapıtmadan yaşama azmidir, ahdidir. Onun için elbetteki muhasebesizlik yani düşünmemek, tefekkür etmemek zıvanadan çıkacak şımarıklık içerisinde bir hayat yaşamak bu toplumu felaketlere götürür. Bugün insanlık olarak biz bu felaketlerin bir kısmının acısını tadıyoruz. Bunun bu dünyası var ve bir de diğer dünyası var. Bu bakımdan kendimizi düşünmeye çok ihtiyacımız var."
"Ramazan ayı kalabalıklara karışıp, koşturma ayı değildir." diyen Çelik, "Mübarek Ramazan ayı yalnız başına kalıp kendimizi dinleme ayıdır. Peygamberimiz, peygamberlik verilmeden önce her Ramazan ayında Hira Dağına çıkar tefekkür ederdi, kendini dinlerdi. Kendi nefsi ve Rabbi ile baş başa kalırdı. Yani itikâf bütün peygamberlerin de bir sünnetidir. Bütün peygamberler tefekkür etmişler, tezekkür etmişler. Geçmişin muhasebesini geleceğin planlamasını yapmışlardır. Anı değerlendirmişlerdir."diye konuştu.
Gaziantep genelinde 142 Camide itikafa girildiğini belirten Çelik, "Hangi camilerde itikâf yapıldığı belli. İtikâfa girecek kardeşimiz en yakın müftülüğe başvursun, dilekçesini versin. Vakti, mesaisi müsait olan özelikle emekli kardeşlerimiz veya Ramazandan dolayı tatil vermiş olan kardeşlerimizin bizim adımıza, ümmet adına, halkımız adına ve çalışanlar adına itikâfa girmelerini tavsiye ediyoruz." dedi.
İtikâf süresince bol bol Kur'an-ı Kerim okunması ve zikir yapılaması gerektiğinin altını çizen Müftü Çelik, 10 gün boyunca itikafa giremeyenlerin kendi imkanları nispetince bir saat bile olsa bu sünneti yerine getirmesini tavsiye etti. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)