BERLİN - (AA) Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman Haber Ajansına (DPA) röportaj verdi.
Almanya'nın, AB üyesi olmayan ülkelerden gelen makam sahibi kişilere, seçim mitingleri yapma yasağının kendileri için sorun olup olmayacağına yönelik soru üzerine, tam aksine bunun kendi seçmenlerini daha fazla motive edeceğini belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu, Toplantı Yasası'na aykırıdır ancak Almanya seçim mitingi yapılmaması kararı aldı ve biz de buna saygı duyuyoruz ancak aynı zamanda terör örgütü PKK ve PKK yanlısı bir partinin yandaşlarının seçim mitingi yapabildiğini görüyoruz. Almanya'nın geçen yıl PKK'ya karşı aldığı önlemlerden her ne kadar memnuniyet duysak da Alman makamların bu konuda yapabilecekleri daha fazla şeyler olabilir ve olmalı gibi görünüyor."
"Türkiye'de başkanlık sisteminin getirilmesi konusunda yapılan referandumda, Almanya'da yaşayan Türklerin yüzde 63'ünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önerilerini desteklediğinin" hatırlatılması ve "gelecek seçimlerden nasıl bir sonuç beklediğinin" sorulması üzerine Çavuşoğlu, Almanya ve Avrupa çapında yaşayan Türklerden yine benzer bir destek beklediklerini, hatta bunun daha da fazla olabileceğini ifade etti.
Çavuşoğlu, "Yurt dışında ve Almanya'da da yaşayan Türklerin büyük çoğunluğu bizi destekliyor çünkü geçen 16 yıl içinde Türkiye'nin ne kadar değiştiğini gördüler." dedi.
Almanya ile yaşanan krizin bitip bitmediği şeklindeki soruya karşılık, krizin tümüyle aşıldığını söyleyemeyeceğini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bakın biz Almanya'yı eleştirmemiz gerektiği zaman bunu yaparız. Bu, Almanya'dan nefret ettiğimiz ya da Almanya'nın düşmanı olduğumuz anlamına gelmez. Bazen gerilimler fazla olabilir ancak bizim rolümüz bunları azaltmaktır. Geçen yıl büyük ilerlemeler sağladık. Sigmar Gabriel ile başladık ve Heiko Maas ile de aynı anlayışla devam edebileceğimize inanıyorum."
''Siyasi nedenlerle cezaevinde olan yok''
"Almanya Dışişleri Bakanlığının görüşleri doğrultusunda Türkiye'de 7 Alman vatandaşının siyasi nedenlerden dolayı cezaevinde olduğu" şeklinde yorum yapılması üzerine Çavuşoğlu, bunun hiçbir şekilde doğru olmadığını söyledi.
Çavuşoğlu, "Şunu tüm açıklığıyla söylemem lazım: Türkiye'de hiç kimse siyasi nedenlerden dolayı cezaevinde değildir ancak yasalarımız var ve suç işleyen hiç kimsenin dokunulmazlığı yoktur." diye konuştu.
Türkiye'de tutuklu bulunan gazetecilerin durumunun sorulması üzerine Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye'de hiçbir gazeteci, sadece gazetecilik yaptığı için gözaltına alınmış ya da tutuklanmış değildir." ifadesini kullandı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün, Türkiye'yi basın özgürlüğü konusunda 178 ülke arasında 157'nci sırada göstermesinin adil olup olmadığı sorusuna Çavuşoğlu, bunun adil olmadığı karşılığını verdi.
Çavuşoğlu, "Zanlıları ve bu kişilerin işledikleri suçları hiç araştırmadılar. Bunlardan bazıları gerçekten de banka soydular. Bazıları da terör örgütü PKK'ya silah taşıdı. Ayrıca bazı ülkeler, sözde gazetecileri Türkiye'deki ajanları olarak kullandı. Yakalandıklarında baskı yapmak kolay: 'Türkiye gazetecileri tutukladı' diyorlar ancak aslında gizli servis için çalıştılar." değerlendirmesinde bulundu.
"Bazı kamuoyu yoklamalarına göre 24 Haziran'da cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura gidileceği" şeklinde yorum üzerine Çavuşoğlu, buna inanmadığını ifade ederek, "İkinci tura kalacağımızı düşünmüyorum. Erdoğan'a destek gittikçe artıyor." dedi.
''Seçimlerde en az yüzde 55 oy alacağımızı düşünüyorum''
Seçimlerde ne kadar bir oy oranı bekledikleri sorusunu da Çavuşoğlu, "En az yüzde 55 alacağımızı düşünüyorum." şeklinde cevapladı.
Çavuşoğlu, AK Parti'nin meclisteki çoğunluğunu koruyacağına inanıp inanmadığı sorusuna karşılık, buna da inandığını belirterek, "Yaklaşık olarak 2015 kasım ayındaki meclis seçimlerinde olduğu kadar bir desteğimiz var." ifadesini kullandı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimleri kaybetmesi durumunda ne yapacağı" sorusu üzerine Çavuşoğlu, Erdoğan'ın, sadece Türkiye halkının kendi geleceğine karar verebileceğine inandığını dile getirerek, "Eğer Türk halkı onu, Cumhurbaşkanı olarak ülkeyi yönetmesi konusunda desteklerse, o zaman bunu yapacaktır. Eğer Türk halkı onu desteklemezse, demokrasi olduğu için Cumhurbaşkanı olamayacaktır." dedi.
Çavuşoğlu, seçilememesi durumunda da siyasi bir rol oynayıp oynamayacağı sorusu üzerine, bunu şimdiden bilemeyeceğini kaydederek, "Seçimi kazanacağından şüphe duymuyorum ancak demokrasi var, sonuçta halk buna karar verecek ve geçmişte de yaptığımız gibi biz buna saygı duyacağız." diye konuştu.
Türkiye'deki OHAL ortamında özgür ve adil seçimlerin yapılıp yapılamayacağı sorusuna karşılık Çavuşoğlu, bunun, seçim mücadelesini olumsuz yönde etkilemeyeceğini belirterek, "OHAL, her gün izlediğiniz parti mitinglerinin sayısını kısıtlamayacaktır. Bu, özgür ve adil bir seçim olacaktır." ifadesini kullandı.
''Tarafların çıkarına olacak her şeyin normalleştirilmesini bekiyoruz"
Almanya'da yeni oluşturulan koalisyon hükümetinin Türkiye'ye yönelik hemen hemen hiçbir silah ihracatını onaylamamasına yönelik soruya üzerine Çavuşoğlu, NATO müttefiklerinin bu tür kısıtlamaları yapmamaları gerektiğini söyledi.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bunun için hiçbir neden yok. Afrin harekatı sırasında özellikle PKK'yı destekleyen partilerin politikacılarının, örneğin Sol Parti, Yeşiller Partisi ve hatta bazı Sosyal Demokrat Partili milletvekillerinin de Federal Mecliste olay çıkarttıklarını gördük. Belki de o yüzden bu çekimser tavır ortaya çıkmıştır ancak biz Sigmar Gabriel ile ilişkilerimizdeki tüm kısıtlama ve engellemelerin ortadan kaldırılmasını kararlaştırdık."
Gabriel'in artık Almanya Dışişleri Bakanı olmadığının hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, eski ya da yeni hükümetlerin fark etmediğini kaydederek, "Hükümette aynı partiler var. Silahlanma ve ekonomi alanındaki iş birliği dahil olmak üzere Almanya ile tarafların çıkarına olacak her şeyin normalleştirilmesini bekiyoruz." dedi.
Türkiye'ye giden Alman turistlerin burada istekleri dışında alıkonulabilecekleri şeklinde Almanya Dışişleri Bakanlığının uyarılarıyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Solingen ziyareti sırasında bu konuyu Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile görüştüğünü kaydetti.
Çavuşoğlu, "Bu, Türkiye'deki gerçekleri yansıtmıyor ve bir anlam ifade etmiyor. Birçok Alman dostumuz geliyor ve ben otellerin her yerde Almanlarla dolu olduğunu görüyorum." diye konuştu.
Maas'ın, bu uyarıyı kaldırmak isteyip istemediği sorusuna karşılık Çavuşoğlu, Alman bakanın, bunun düşünülebileceğini kendisine söylediğini aktardı.
Alman Rheinmetall şirketinin Türkiye'de Altay tanklarını birlikte üretme isteğine nasıl baktığının sorulması üzerine de Çavuşoğlu, Türkiye'deki şirketlerin bu tankların yapımını Rheinmetall şirketi ile yapmak istediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Yani böyle bir iş birliğinin cazip olduğunu düşünüyorum. Bakın biz Türkiye olarak müttefiklerimizle ve dostlarımızla ortak üretmek ve teknoloji transferleri yapmak isterdik ancak birçok alternatif var. Bu nedenle, bu çeşit bir iş birliğini birbirimize karşı baskı aracı olarak kullanmamalıyız. Örneğin şimdi İngiltere ile silahlanma iş birliğimizi geliştiriyoruz ve buna Rolls-Royce da dahil."
Çavuşoğlu, özellikle Rheinmetall şirketi ile tank üretmek isteyip istemedikleri sorusuna karşılık, bunu istediklerini ve Türk şirketlerinin bu iş birliğinden çok memnun olduklarını bildirdi.
Bakan Çavuşoğlu, "Ben Türkiye'de Rheinmetall temsilcisi ile de görüştüm. O, bir Alman dostum. Rheinmetall Türkiye'de olmaktan çok memnun. Bu, her iki taraf için de avantajlı. Bu konuda siyasi engellerin olmaması gerekir." dedi.
"AB ile anlaşmayı tümüyle uyguluyoruz''
AB Komisyonunun, Türkiye üzerinden AB ülkelerine giden sığınmacıların sayısının bu yılın ilk aylarında yeniden arttığını açıkladığının hatırlatılması ve Türkiye'nin bu konuda sınır kontrollerini azaltıp azaltmadığının sorulması üzerine Çavuşoğlu, bunun doğru olmadığını ifade etti.
Çavuşoğlu, "Anlaşmayı (AB ile) imzalamadan önce yasa dışı sınır geçişleri her gün 7 bin civarındaydı. İmzalamamızdan sonra bu sayı 2 bin 500 civarındaydı. Daha sonra da ortalama olarak 50'ye geriledi. Yani büyük bir başarı elde ettik. Yaz aylarında bu sayı 70, bazen de 80 civarında oluyor. Bu mu belirgin artış? Bu çok abartılı. Biz AB ile olan anlaşmayı tümüyle uyguluyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'ye giden Alman turistlerin sayısının yeniden ne zaman eski rekor seviyelere ulaşmasını beklediklerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, geçen yıla göre bu yıl şu ana kadar Alman turistlerin sayısında yüzde 35 oranında bir artış görüldüğüne işaret etti.
Çavuşoğlu, "Bu yıl, 4 milyondan fazla Alman bekliyoruz. Herhalde 2015 yılının seviyesine ulaşmak için belki de bir yıla daha ihtiyacımız var ancak bu gerçekleşecek. Gittikçe daha fazla Alman geliyor." dedi.
''Erdoğan bu ülkeye tüm özgürlükleri getirdi''
"Bazı Almanların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı diktatör olarak gördüğü" şeklinde yorum yapılması ve bu kişilere nasıl yanıt vermek istediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Erdoğan'ın diktatör olmadığını ve ülkeyi yenilediğini kaydetti.
Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Erdoğan bu ülkeye tüm özgürlükleri getirdi. Basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğü hakkını ve insan haklarını. Geçen 16 yıl içindeki reformlara bakacak olursanız, onların hepsini Erdoğan yaptı. Erdoğan, geçen 16 yıl içindeki tüm seçimleri kazandı ancak geçen 3 yıl boyunca terör örgütlerine karşı mücadele ettik. Darbe girişimlerini bastırdık. Bizim için kolay bir dönem değil. Örneğin böyle bir darbe girişimini önlemek için önlemler alındığında ise Erdoğan diktatör damgası yiyor. Reform günlerine yeniden döneceğiz ancak öncelikle teröristlerin yenildiğine emin olmamız lazım."