Ramazan ayının sonuna doğru gelinirken, itikâf ibadeti hakkında İLKHA'ya açıklamalarda bulunan Batman İl Müftüsü Turgut Erhan, itikâf ibadeti için vatandaşın istediği camiyi hazırlamak için gayret içerisinde olduklarını ifade etti.
Ramazan ayının insanları manevi kirlerden arındırdığını belirten Erhan, "Öncelikle rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan ayına ulaşmanın mutluluğunu, huzurunu yaşıyoruz. Ramazan ayı, insanın manevi kirlerini temizleyerek insanı adeta yeni doğmuş gibi tertemiz hale getiriyor. Rahmet ve mağfiretinden istifade edildiği zaman geçmiş günahların bağışlanacağı Peygamber Efendimiz (Aleyhisselam) bize haber veriyor. Ramazan'ı dolu dolu geçirebilmek, Ramazan'ın içindeki rahmet ve merhametten istifade edebilmek için de Müslüman olarak bizimde bir takım vazife ve sorumluluklarımız var. Hiç şüphesiz Ramazan ayı oruç ayıdır. Cenabı Hak emrettiğinden dolayı yemiyor ve içmiyoruz. Mükâfatını da Cenabı Hak'tan bekliyoruz." dedi.
"Ramazan ayı Kur'an ayıdır"
Kur'an-ı Kerim'in nazil olduğu Ramazan ayında Kur'an ile daha fazla haşir neşir olunması gerektiğini söyleyen Erhan, "Ramazan ayı Kur'an ayıdır. Çünkü Kur'an-ı Kerim bu ayda nazil olmaya başlamış. Bu ayda insanlığın ve insanların ufkunu aydınlatmaya başlamış. Dolayısıyla bir taraftan oruç tutuğumuz gibi bir taraftan da Kur'an ile haşir neşir olmamız gerekiyor. Kur'an-ı Kerim'i okumamız ve bağımızı daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Kur'an ile bağımızı daha da güçlendirebilmek için bugün camilerimizin tamamında mukabele sünneti var. Ramazan ayını dolu dolu geçiriyoruz. Hem oruç tutup hem Kur'an-ı Kerim okuyup hem de mukabeleler okuyarak Kur'an ayına uygun davranıyoruz." ifadelerini kullandı.
"İtikâf; kulun Rabbiyle baş başa kalmanın adıdır"
İtikâfa girecek vatandaşlar için ellerinden gelen gayret ve cabayı harcayıp istedikleri camiyi hazır hale getirebileceklerini belirten Erhan, "Ramazan ayında yapacağımız itikâf sünneti var. Mukabele sünneti yaptığımız gibi itikâf sünnetini de yapmaya gayret edeceğiz. Bu sünneti yerine getirmek için vatandaşlarımız zaman zaman bize başvurarak itikâfa girmek istedikleri camileri bize bildiriyorlar. Bizde hangi mahallede, hangi camide itikâfa girilecekse o kardeşlerimizin bu sünneti yaşamaları, ihya etmeleri için elimizden gelen gayreti ve çabayı sarf ettiğimiz gibi aynı zamanda istek ve taleplerini de yerine getiriyoruz. İtikâfa girecek kardeşlerimiz aynı zamanda bir nefis tezkiyesi, nefsi tamamen her türlü kötülüklerden arındırma Cenabı Hak ile baş başa kalma ibadetini de gerçekleştirmiş oluyorlar. İtikâf, her türlü perdeyi önünden engel olarak kaldırıp tamamen inzivaya çekilerek yüce Rabbiyle baş başa kalmanın adıdır." şeklinde konuştu.
"İtikâfa giren kardeşlerimiz hakiki anlamda orucun nasıl tutulduğunu bize gösteriyorlar"
İtikâfa girenlerin hakiki anlamda orucun nasıl tutulması gerektiğini en güzel şekilde gösterdiklerini ifade eden Erhan, son olarak şunları kaydetti:
"Oruç sadece mideye tutturulan bir ibadet olmamalıdır. Orucu bütün azalara tutturulan bir ibadet olarak tarif ediyoruz. Dilin orucu kötülükleri söylememek, onun yerine Kur'an-ı Kerim ve iyilikleri terennüm etmek, kulağın orucu kötü söz duymamak iyi ve güzel nasihatlerin yapıldığı söylendiği ortamlarda, arkadaş grupları arasında yer almaktır. Gönlün, kalbin orucunu zihinden, gönülden ve kalpten daima çevreye iyilikler ve güzellikler saçmak olarak nitelendiriyoruz. Orucu bütün bedene tutturmak üzere orucu tarif ediyoruz ki öyle bir orucun mükâfatını Cenabı Hakk'ın vereceğini ve adı Reyyan denilen bir kapıdan girilebilecek bir cenneti vaat edildiğini, Resulullah (Aleyhisselam)'dan öğreniyoruz. İtikâfa giren kardeşlerimiz hakiki manada ve anlamda orucun nasıl tutulması gerektiğini bize en güzel şekilde gösteren ve bunu yaşayan kardeşlerimizdir. Bizde Batmanımızın hangi mahallesinde hangi camisinde, nerede itikâfa girmek ve çekilmek istiyorlarsa müftülük olarak onlara her türlü kolaylığı sağlama ve imkânı vermeye gayret ediyoruz."
İtikâf nedir, nasıl yapılır?
Dini bir terim olarak itikâf akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet Allah'a (celle celaluhu) yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durması demektir. İtikâfa giren kimse, camide yer, içer, uyur ve ihtiyacı olan şeyleri mümkün olduğu takdirde camide tedarik eder. Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerekli olduğunda gusletmek gibi tabii ihtiyaçları için ise camiden dışarı çıkabilir. Bulunduğu camide cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak üzere başka bir camiye gidebilir. Cenaze namazı için ise dışarı çıkamaz. Kendisine veya malına bir zarar geleceği korkusuna kapılması ya da zorla çıkarılması hâlinde başka bir camiye gitmek üzere içerisinde bulunduğu cami veya mescitten çıkabilir. Bu zorunlu hâllerin dışında camiden çıkarsa itikâfı bozulur.
Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ramazan'da ve özellikle bu ayın son on gününde itikâfta bulunduğunu bildiren birçok hadis-i şerif vardır. Nafile olan itikâfın en azı bir gündür. Ebu Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan fazlası olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur. Yukarıda izah edildiği şekli ile camide itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar ise evlerinin namaz kılmak üzere belirledikleri bir yerinde itikâfta bulunabilirler. Şafii mezhebine göre ise, mescit dışında itikâf caiz değildir. Kadın, kocasından izin alarak mescitte itikâf yapar. Zira Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem eşlerinin mescitte itikâfa girdikleri rivayet edilmiştir. Bu mezhebe göre itikâf sırasında oruçlu bulunmak da şart değildir. (Mehmet Sait Çelik - İLKHA)