Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, "Amerikalılar beni aradı, Türkiye FETÖ'yü ABD'den usulüne göre istememiş." açıklamasında bulunmuştu. İnce'nin iddiasına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İspata davet ediyorum. Dürüstsen, samimiysen, ABD'den bunu sana kim söylemiş? Adalet Bakanlığı'na bunu belgesiyle vermen lazım. Vermesi lazım ki MİT'in cevabı olsun. Ben kendisini ispata davet ediyorum. ABD'de hangi yetkili bunu aramıştı?" diye sordu.

"Eski statlar ve havaalanları bahçelere dönüştürülecek"

Erdoğan konuşmasında birçok ilde eski statların bahçelere dönüştürüleceğini söyledi. "Biz çevreciyiz. Bugüne kadar diktiğimiz ağaçlarla nam salmış iktidarız." diyen Erdoğan "Şimdi yeni bir adım daha atacağız. Bazı illerde millet bahçeleri kuracağız. Konya'da Konya stadı vardı. Yerine millet bahçesi yapacağız. Aynı şekilde Eskişehir'i, eski stadın olduğu yere millet bahçesi kuracağız. Aynı şekilde İstanbul. En büyük müjde bu. Acele ettim. Beklemem lazımdı; inşallah hava limanının olduğu yere millet bahçesi yapacağız. Atatürk Havalimanı millet bahçesi olacak. 29 Ekim'de dünyanın sayılı hava limanını açacağız. Atatürk Havalimanını da dev bir millet bahçesi yapacağız. 29 Ekim'deki açılışla birlikte çalışmalar başlayacak. Ankara'da eski statların yeni statlara dönüşmesiyle yeni alanları buna dönüştüreceğiz. Gaziantep'te eski stadı millet bahçesine dönüştüreceğiz. Halkımızın gideceği yemyeşil yerler olsun. İstanbul maslakta bir alan var. Orasını da millet bahçesine dönüştüreceğiz. Halk rahatlıkla çocuklarıyla yesin içsin yuvarlansın. Buna ihtiyaç var. Hep beton beton. Belediyecilikten geldik. Bunlar bizim işimiz." ifadelerini kullandı.

"Bir araya gelemeyenler bizim sayemizde yan yana geliyor"

Erdoğan "Türkiye kutuplaşıyor" iddiaları hakkında ise "Bir araya gelemeyenler bu fakirin sayesinde yan yana geliyorsa demek ki Erdoğan ayrıştırıcı değilmiş. Biz de meydandayız, arada sırada nüktelerimiz olabilir. Biz bunlarla uğraşmayacağız. Ne yapacağız, nasıl, ne kadar zamanda yapacağız. Hafıza-i beşer nisyanla malumdur. Biz yaptıklarımızı söylemezsek unuturlar. Onun için anlatacaksın. Yüksek hızlı treni sorun bilmezler. Binmemişler, binseler belki. Biz yüksek hızlı trenle yolculuklar başladı. Her geçen gün yeni illeri birbirine bağlıyoruz. Bundan daha güzel yatırımlar olabilir mi. Şehir hastanelerini çoğu bilmez. Şehir hastaneleri modern hastanelerde batının bile erişemediği sağlık merkezleri. Mersin, Isparta, Yozgat'ta açtık. Muhteşem. Diğerleri de şu anda yapılıyor. Her büyük şehre bir tane şehir hastanesi yapacağız. Bunlar çekim alanı oluşturacaklar. Bun projeler güzel. Kayseri'yi açtık, muhteşem. Oradaki hastanede tedavi olan yaşlı amcalar, neneler nasıl dua ediyorlar. Para almıyorsun, güçlü devlet bu. Halktan aldığını halka döndüren bir anlayış. Biz bunları yaptık.  Eğitime geliyorsun. Eğitimde biz okulları, üniversiteleri evlatlarımızın ayağına getirdik. 75 üniversitene yeni açılanlarla sayı 200'ün üzerine çıktı. İsterse kendi vilayetinde istediği üniversiteye gidebilir. Bu imkânı yakaladı. Derslik sayısı Türkiye genelinde ciddi manada arttı. Hatırlayın kitap bulamazdık. Kırtasiyeci kuyruğa giderdik kitap yok. İlköğretimde, ortaöğretimde okullar açılınca kitapları sıranın üstüne koyuyoruz. Benim sınıfımda 75 kişi vardı. Şimdi 30'u aşan sınıf yok. Bu kaliteyi artırıyor. 300 bin öğretmen aldık. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısını düşürdük. Kanal İstanbul. Maalesef verilmiş sözümüzdü gecikti. Kanal İstanbul'u yaptığımız zaman her iki yanda adeta yeni şehirler kuracağız. İstanbul onlarla daha bir güzel olacak. Sadece yeni havalimanının yakın mesafesine yaklaşık 10 bin konutluk yer yapıyoruz ki oranın personeline zemin+4 kat yapıyoruz. Otomobiliyle, bisikletiyle üçüncü havalimanına gidip gelsin. Şehircilik budur. Kuru kuruya çalışmakla olmuyor.

"Muhalefetin vaatlerinin ayakları yere basmıyor"

"Muhalefetin vaatlerinin ayakları yere basmıyor." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan "Benim ayaklarım yere basıyor. Kaç tane ağaç diktin diye sormak lazım. ÖTV'yi kaldırıyorsun. Onun yerine neyi koyacaksın. Böyle saçmalık olur mu? Vergisi olmayan, KDV'si olmayan devlet mi olur. Azaltırsın, ama kaldıramazsın. Sırtında küfe yok tabi. Yerine ne koyacağını söyle. Benim vatandaşım bunu bunlardan daha iyi biliyor. Onun geçmişindeki o zihniyet bunu yapamadı. O nasıl yapacak? CHP'nin o eski temsilcileri bize karneyle ekmek veriyorlardı. Bize sana yağını, gazyağını karnelerle veriyorlardı. Kime yutturacaklar. Ben o değilim, ister ol ister olma. Sizin cemaziyelevveliniz bu. Sırtınızda küfe yok. Kurusıkı at." şeklinde konuştu.

"Anketler ne diyor; durmak yok, yola devam diyor"

"Anketler ne diyor; durmak yok, yola devam diyor." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "14 Ağustos'ta ilk turda bu fakir seçildi. Yüzde 52 küsuratı vardı. Karşımda 14 parti vardı. Milletim bu evladını 14 ağustos seçiminden biliyor. O günden yapılanları da biliyor. Benim milletim bu evladını yanıltmadığı için bu evladına sahip çıkacaktır. Bu defa yeni bir sistemle geleceğin Türkiye'sini yeni şekilde ihya ve inşa edeceğiz. Anketler ne diyor; durmak yok, yola devam diyor. Şu anda nükleer enerjiyle ilgili Mersin Akkuyu adımı var, çalışılıyor. Bununla birlikte yeni akkuyu adımlarını atacağız. Şimdi temiz enerjiyi kovalıyoruz. Temiz ve yenilenebilir enerjinin peşindeyiz. Rüzgâr enerjisinde çok iyi bir noktadayız. Güneş enerjisinde 1000 megawatlık adımı Konya'da attık. Bunlar yenilenebilir enerji oldukları için kirliliği davet etmiyor. Tertemiz bir enerji. Bu da Türkiye'nin geleceğine yönelik gücünü artırıyor. Çin, Japonya'yla görüşmelerimiz var. Onlarla görüşmeler devam ediyor. Enerji bakanımız Çin'deydi. Görüşmelerin neticelerini alacağız. Şu anda bizim devamlılığımız buradan geliyor. Uluslararası bir marjınız var. O marj, güç sizi kabullenmiş. Sizinle öyle anlaşmalara giriyor ki 'Ben sizinle bu işe girerim.' diyor. Niye, inandığı için. İnanmadığı, güvenmediği işe Rusya, Çin, Japonya girer mi? Biz güven veriyoruz. Her şey parayla olmuyor. Biz göreve geldiğimizde bütçeyi çeşitlendirdik. Kurusıkı atmaya gerek yok. Bugünlere başarılı bir şekilde geldik. 18 Mart Çanakkale köprüsünü yapıyoruz. Bu köprü de aynı sistemle yapılıyor. 2013 veya 2022'ye çekiyoruz. Bunlar başlanmış projeler. Biz yapamayacağımızı değil yaptıklarımızı konuşuyoruz. Adıyaman da unutmadık. Nisipi köprüsünü yaptık. Van depreminde, gecesinde Van'a gittik. 20 bin konut yaptık. Neden? Ben o halkımı açıkta bırakamazdık. Sakarya depreminde devlet yoktu. Ara ki bulasın. Simav'da deprem biz ordayız. Aklınıza neresi gelirse."

"Suikast ihbarı konusunda tedbirlerimizi aldık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine yönelik suikast ihbarı konusunda ise "Bu ilk ihbar değil. Bundan önce de bu tür ihbarlar bize gelmiştir. Biz böyle ihbar olunca burayı iptal et, yok. Biz bir defa kader planına inanmışız. 'Gitmeseniz iyi olur.' dediler, 'Yok gideceğiz.' dedik. Avrupa'dan binler oraya gelecek. Ben gitmesem olmaz. Sağ olsun cumhurbaşkanıyla görüşmelerimi yaptık, tedbirlerimizi aldık. Ufak tefek çatlaklar olabilir. Muhteşem bir ilgi alaka. Salonun dışında Bosna Hersek o gün muhteşem bir hareket yaşadı. Bakir izzetbegoviç; bugün otellerimizin tamamı dolu dedi. Gideceğiz, kader. Gereği neyse o olacak. Rakamlar, salonda 12 bin kişi vardı. Çarşıdan geçerken teveccüh bir başkaydı. Bunlar bizleri gururlandırıyor. Bilge insan Aliya İzzetbegoviç'in kabrine giderken ilgi bambaşkaydı. Hem liderler arası çalışma programı yaptık. Bir basın toplantısıyla görüşmelerin neticesini orada neticelendirdik." ifadelerini kullandı.

"Savunma sanayinde ciddi bir sıçramadayız"

"Savunma sanayiyle ilgili İngilizlerle ilişki ağı oluşturduk. Savunma sanayinde ciddi bir sıçramadayız." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesela bizim İtalyanlarla yapmış olduğumuz ATAK helikopterleri, şu an itibariyle 30 kadar ürettik. Bu bizim büyük bir açığımızı kapattı. Vurucu gücü ileri derece helikopterler. Bunların üretimini daha da artırmak için adım atıyoruz. Bunu yaptığımız takdirde 3. piyasalara satma fırsatımız olacak. Bunun yanında diğer adım bizim Altay tankları meselesi. Çalışmalarımız devam ediyor. Seri üretime girdik diyemem. Şu an 600 civarı leopar tankı aldık. Bakımını artık kendi tesisimizde yapıyoruz. Bizim şu iç terör olayında İHA'lar ve SİHA'lar işimizi çok gördü. İHA'larla koordinatlar, F-16'larla vuruşlar. israil Amerika bize vermedi. israil 10 tane verdi. Tamiri bize can çekiştirdi. Şimdi onların derdinden kurtulduk. Şimdi kendi ülkemizde özel sektör üretiyor. Bu bakımdan da çok önemli. Kendi piyade tüfeklerimizi yaptık. İngiltere'yle savaş uçakları anlaşması yaptık. Savunma sanayi müsteşarımız muhataplarıyla görüşüyor. Diğer önemli bir adım yine İngilizlerle savunma adımlarıyla bizi ortak kabul ediyorlar. Bizim tek şartımız şu; biz yaparız ama birilerine bağımlı olursanız bu mümkün değildir. İç terör konusunda güçlüyüz. Kuzey Suriye'deki olaylarda güçlüyüz. Artık biz zırhlı taşıyıcılarımız güçlendirdik. Birkaç firma üretiyor. Öyle zırhlı taşıyıcılarımız var ki 14-15 asker alıyor. Onlarda pek zayiat yaşamadık." (İLKHA)