DOĞRUHABER/MERYEM KİRAZ

KUTSAL YOLCULUK-4

Sevr mağarası Hira`dan sonra Efendimize(SAV), kucak açmış ve bir süreliğine ev sahipliği yapmıştı.

Misafirlerin en kıymetlisine ev sahipliği ile Sevr ayrı bir mana âlemidir.

Tarih senin ile Sevr`i tanır Ey nebiler nebisi! Senin gelişin ile Sevr`in mutluluğunu…

Seni(SAV) mutlu etmek adına bağrını nasıl açtığını örümceği güvercini kâinatın nurunun hizmetine nasıl çağırdığını müşriklere inat nasıl seferber olduklarını…

Hicret etmek çok zor belki bir insan için malını mülkünü evladını eşini akrabalarını en önemlisi memleketini terk etmek yani vazgeçmek vazgeçmeye zorlamak.

Elbette zordu bu zorluk Efendimiz`e de(SAV) hissettirmişti kendini. Mekke`den çıkarken dönüp

“Ey Mekke, vallahi sen Allah katında yeryüzünün en hayırlı yerisin. Bana da en sevimli yersin. Vallahi eğer senden çıkmaya mecbur bırakılmasaydım, çıkmazdım.” (İbn Mâce, Menâsik,103, 3099) demiş ve hüzün bürünmüştü çehresini…

Mekke`yi terk etmesi için birçok eziyet ettiler. Bu eziyetler sonrasında Sevr kucak açtı Kâinatın Efendisi`ni(SAV) bastı bağrına müşriklere inat zalimlere inat. Şeref bulmuştu Efendimiz`in(SAV)  teşrifiyle. Bu şeref çağlar boyu sürmüş ve sürecekti Sevr`de.

Kafile bu duygularla tırmanmaya başladı; Sevr her adımda hicret coşkusu, her adımda hicret hüznüydü.

İstikamet Medine idi ama müşrikleri yanıltmak için Sevr ilk yardım olmuştu, sığınma mekânı oldu; Ebu Bekir ile Efendiler Efendisi`ne(SAV).

Tırmanırken müşriklerin inadı sorgulandı neden bu kadar acımasız ve kindar idiler? Onların kendi davalarındaki samimiyeti var mı acaba bu çağın Müslümanlarında?

Zalimlerin kararlılıkları dağa tırmanan ziyaretçilerin dikkatinden kaçmadı, inatları kinleri sanki yazılmıştı kayalara hece, hece sarp ve yokuşlu idi Sevr zorluk ve meşakkat idi.

Müşrikler dağın zirvesine kadar gelmiş kesinlikle pes etmemiştelerdi eğilseler göreceklerdi ama bir perde indi gözlere güvercin yuva yaptı örümcek ağını ördü bir mesaj verdiler tüm insanlığa Allah dilerse kafir ordusuna bir örümceği galip kılacağını. Bu mesaj Müslümanlara ümit oldu İslam`ın meşalesini hiç bir ideolojinin söndüremeyeceğinin bir yansıması oldu.

Esma`nın azmi her Sevr`e çıkan için bir fedakârlık bir samimiyet mesajı veriyordu. İslam davasında kadının rolünü haykırıyordu. İslam davasında kadın ve erkeğin omuz omuza verdiği ve hiç bir karesinde erkeğin tek başına olmadığının şahididir Sevr.

Davada kadın erkek kadar fedakâr olmalı. Hiç bir zaman eşini, babasını, kardeşini, yalnız bırakmamalı. Esma misali, müşriklere inat, azığı yüklenip sarp dağlara tırmanıp Efendimizin(SAV) “Zatü`n-nitakayn” “cennette iki kuşaklı “ sözüne muhatap olmalı.

Dava kadın ve erkeğe ayrı ayrı sorumluluklar vermiştir. Her zaman ve zeminde çalışmadan geri durmamanın çığlığıdır Sevr. Mazeretlerin, korkuların son bulup ve manasız olmasının adıdır Sevr.

Ebu Bekir`in sadakati hicret ve Sevr de unutulmaz. Hicreti, Sevr`i yazan, Ebu Bekir`i yazmadan geçemez. Yolculuk boyunca yapılan fedakârlık, gösterilen azim, her adımda varsa bir saldırı bana gelsin diyen bir öne bir arkaya sıçrayan Ebu Bekir, Kâinatın Efendisi`ne (SAV) gelen saldırılar siper olmak için çabalayan Ebu Bekir...

Mesaj oldu, İslam davasındaki neferlere dava kardeşliğinin mesajı oldu ölümüne gayret ölümüne sevdaydı Sevr. Unutmadı kafile Ebu Bekir`in sadakatini sevdasını Sevr de. Müşrikler eğilseler göreceklerdi; tedirginlik, korku had safhadaydı, bitti sandı ama gönüllere su serpen nida geldi; “ikinin üçüncüsü Allah olanlara korku yoktur…”

Korku yoktu, Rabbi korumuştu kendisini ve dava kardeşi sadık dostu Ebu Bekir`ini.

Kâbe`ye yönelip kılınan namazın gönüllere verdiği haz ise bambaşkaydı…