Miladi 1705, Hicri 1117 yılında Batman'ın Kozluk (Hezo) ilçesinde Garzan Aşiretinden Murtaza Bey'in oğlu İbrahim Bey tarafından inşa edildiği rivayet edilen İbrahim Bey Camii'nde yüzyılların geleneği mukabele sünneti her yıl ki heyecanıyla devam ettiriliyor.

Mimari yapısında üstün bir sanat değeri ve ince bir zarafet taşıyan, bütün bir ihtişamıyla ayakta duran tarihi camide mukabele halkasına katılanlar, tarih gölgesinde yapılan mukabelenin manevi yönden apayrı bir hava teneffüs ettiğini ifade ediyorlar.

Ramazan ayı vesilesiyle camilerinde her ikindi namazından sonra mukabele halkası oluşturduklarını söyleyen cami imamı Molla Abdurrahman İnal, "Cebrail Aleyhisselam Ramazan ayında Peygamber Aleyhisselamla mukabelede bulunmuş ve bu nedenle mukabele İslam âleminde bir adet, gelenek haline gelmiştir. Bizler de Ramazan ayında bu tarihi camimizde mukabele ediyoruz. Bildiğimizden beri bu camide her ikindi namazından sonra mukabele yapılıyor. Cami cemaati de sesli bir şekilde okunan Kur'an-ı Kerim'i dinleyerek iştirak ediyor. Mukabele büyük bir hayırdır. Her gün bir cüz Kur'an-ı Kerim okuyoruz." dedi.

"Tarihi camilerde yapılan ibadet bizlere apayrı manevi bir hava teneffüs ettiriyor"

3 buçuk asırlık tarihi camide ibadet etmenin kendilerine apayrı manevi bir hava teneffüs ettiğini söyleyen İnal şunları söyledi: "Bu mihrapta namaz kıldığımda şu mülahazayı yapıyorum; 330 yıldır büyük âlimler ve zatlar bu camiden gelip geçmişler. Namaz kıldırmışlar. Ve bu camide bugün aynı mihrapta namaz kıldırmak bana da nasip oldu. Burada namaz kılan cemaat de aynen bu mülahazayı yapıyorlar. Tarih bize ölümü de hatırlatıyor. Yokluğu hatırlatıyor. Haliyle camide imamlık yapmış büyük zatların bereketiyle de bu camide kılınan namazın zevki farklı oluyor. Çünkü tüm bu durumlar namazı huşu içinde kılmalarına vesile oluyor. Tarihi camilerde yapılan ibadet bizlere apayrı manevi bir hava teneffüs ettiriyor."

Camide medrese eğitimi de veriliyor

Tarihi camide devam ede gelen ibadetin yanı sıra asırlardır medrese eğitimi de veriliyor. Cami bitişiğinde bulunan medrese talebeler yetiştiriliyor. Talebeler de Ramazanın feyzinden faydalanmak için camide kurulan mukabele halkasına iştirak ediyor.

Tarihi camide yaptıkları ibadetlerle gönüllerinin ferahladığını söyleyen medrese talebesi Muhammed Emin Aslan, "3-4 yıldır bu medreseye gelmişim. İbadetlerimizi yapıyor, ilim öğreniyoruz. Kur'an-ı Kerim öğreniyor, şeriat, hadis derslerini görüyoruz. Derslerimizi okuyor ve dersler de veriyoruz. Bu durum 300 yıldır camimizde devam ediyor. Mukabeleye gidiyoruz, zikir ediyoruz.  Tarihi caminin manevi atmosferinde yaptığımız ibadetlerle gönlümüz ferahlıyor. Tabiiki bu camide imamlık yapmış büyük zatların bereketi de var." diyerek duygu ve düşüncelerini paylaştı.

"Camiler yeryüzünün yıldızlarıdırlar"

Camide yıllardır ibadet eden Kale Mahallesi sakinlerinden Molla Abdurrahman Baltaş, camilerin yeryüzünün birer parlayan yıldızları olduğuna dikkat çekti.

Baltaş, "Bizler nasıl ki gökyüzüne bakınca ışıl ışıl parlayan yıldızlar görüyoruz, meleklerde gökten yeryüzüne bakıyorlar. Onlar da parlayan yıldızlar görmektedirler. İşte bu yıldızlar camilerdir. Yani yeryüzündeki camiler yeryüzünün yıldızlarıdırlar. Hele hele bu tarihi bir cami ise burada yapılan ibadetin hazı bir başka olur. Tarihi camide yapılan ibadetin hayrı daha fazladır. Niçin? Çünkü büyük âlimler, zatlar ve insanlar burada çok çok ibadet etmişler. Belki bu insanlardan bir insan çok büyük bir zattır, Allah dostudur. Bu yüzden eski camilerde ibadet daha hayırlıdır. Manevi yönden zengindir." ifadelerini kullandı.

"Camiler gençlerle şenlenince güzeldir"

Konuşmasının devamında bazı tavsiyelerde bulunan Baltaş, İslam'ın, memleketin ve dünyanın geleceğinin gençlerimize bağlı olduğunu belirterek cami merkezli bir gençlik profili oluşması gerektiğine vurgu yaptı.

Gençlere cami noktasında tavsiyelerde bulunan Baltaş, gençlerin camileri ibadet için doldurmalarını istediklerini ve camiye gelip de gençliğinde ibadet eden gencin Allah katındaki mertebesinin farklı olduğunu söyledi.

Baltaş son olarak şu ifadeleri kullandı: "Biz istiyoruz ki gençler camiye gelsinler, ibadetlerini yapsınlar. Hatta peşimize girip namaz kıldırsınlar. Bizden daha fazla ibadet etsinler. İbadet eden gence Resulullah Aleyhisselam dahi imrenirdi. Gençlerin ibadeti bambaşka bir ibadettir. Benim elim ayağım tutmuyor, yaşlanmışım gelip ibadet ediyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor. Fakat genç, kendisinde olan kuvvetle her türlü Allah'ın istemediği münkaratı yapabilir. Allah'a tövbedar olan genç bunu yapmaz. Allah'tan korkan, tevbe eden ve cami yolunu bilen gençlerin yapacağı ibadet Allah katında daha değerli ve makbuldur. İşte bu tür cami etrafından kenetlenip, ibadete ehemmiyet gösterecek gençlere ihtiyacımız var. Çünkü gençler camilerin gülüdür. Camiler gençlerimizle şenlenince güzeldir." (Muhammed Said Aksoy-İLKHA)