Gaziantep'te yaşayan Emine Polat, hayatını bedensel engelli olarak dünyaya gelen oğlu Kerem Polat'a (14) adadı. 14 yıldır engelli oğluna adeta bir bebek gibi bakan anne Polat, fedakârlığıyla herkese örnek oluyor.

Engelli oğlunun her türlü bakımının yıllardır şefkat ve özenle kendisinin yaptığını belirten anne Polat, bu durumundan hiçbir zaman şikayetçi olmadığını, her zaman Allah'a tevekkül ettiğini belirtti. Sabırla, tevekkülle ve şefkatle gözü gibi engelli oğluna bakan anne Polat'ın bu fedakarlığı anneliğin de ne denli büyük bir fedakârlık olduğunu gösteriyor.

Ortaokul 6'ncı sınıfa giden oğlunu 5 yıl boyunca sırtında okula götürüp getirdiğini belirten Polat, oğlunu dersleri bitinceye kadar başında beklediğini, teneffüslerde dahi başına bir şey gelmemesi için okulda da hiç yalnız bırakmadığını söyledi. Polat, bu yıl ise oğlunun sürekli hasta olması ve akülü aracı olamamasından dolayı okula gönderemediğini söyledi.

Hayatını yaklaşık 14 yıldır engelli oğlu Kerem'e adadığına işaret eden anne Polat, dünyadaki en büyük servetinin oğlu olduğunu belirtti.

Oğlunun bu durumuna üzülse de onu bağrına bastığını ifade eden Polat, "Oğlum doğuştan engellidir. Onu bu yaşa ben getirdim. 7 yaşına geldiğinde okula başladı. Oğlumu okula sırtımda götürüp, getiriyordum. Onunla birlikte okula gider, okulda onun başında beklerdim, okuldan çıktıktan sonrada sırtıma alır eve getirirdim. Küçükken oğlumun bakımını rahat bir şekilde yapabiliyordum. Ama büyüdükçe sorunları da bakımı da çoğaldı. Şimdi ben üçüncü katta oturuyorum. Oğlumu aşağı indirip çıkarmakta çok zorlanıyorum. Yani ne sıkıntı çektiğimi ancak Allah bilir. Çünkü büyüdükçe bakımı da zorlaşıyor. Ama yine de Allah'tan (celle celaluhu) gelene şikâyetçi değiliz." dedi.

"Allah'tan gelen başım üstüne"

Oğlunun engelli olarak dünyaya geleceğini bildiğini ve "Allah'tan (celle celaluhu) gelen başım üstüne" diyerek dünyaya getirdiğini belirten anne Polat, "Oğlum beş aylıkken ben engelli olduğunu öğrendim. 'Allah'tan (celle celaluhu) gelen başım üstüne' dedim. Engelli diye oğlumu sokağa atamazdım. Çünkü onu bana Allah (celle celaluhu) verdi. Bu benim en son çocuğumdu. Bu Allah'ın (celle celaluhu) takdiridir. Ne akraba evliliği var ve ne de herhangi bir hastalık vardı. Ama Allah'ın (celle celaluhu) takdiri oğlum engelli olarak dünyaya geldi. Allah'a hamdolsun hiç şikayetçi değiliz. Çünkü bu Allah'ın Allah'ın (celle celaluhu) takdiridir."ifadelerini kullandı.

Ortaokul 6'ncı sınıfa giden oğlunu 5 yıl boyunca sırtında okula götürüp getirdiğini belirten Polat, bu yıl ise oğlunun sürekli hasta olmasından ve akülü aracının olmamasından dolayı da okula götürüp getiremediğini belirterek, oğlunu okula daha rahat bir şekilde götürüp getirebilmek için yetkililerden ve hayırseverlerden akülü bir araç istediğini söyledi.

"Oğlum için akülü bir araç istiyorum"

Çocuğu büyüdükçe bakımının da zorlaştığını belirten anne Polat, "5 sene boyunca oğlumu sırtımda okula götürüp, getiriyordum. Şimdi büyüdüğü için onu sırtımda taşıyamıyorum, bundan dolayı okula götüremiyorum. Bu sene tam ağırlaştı. Bu bir aydır da hasta sürekli rahatsız. Bundan dolayı da okula götüremiyorum. Sadece bir akülü araba istedik. Ama vermediler. Bu sene 7'nci sınıfa gidecekti. Akülü arabası olmadığı için bu sene onu düzenli olarak okula götüremedim. Okulumuz tam tepede tekerlekli sandalye ile ben onu nasıl okula götüreyim? Bazen kendisini parka çıkartıyorum ve bütün arkadaşları geliyor, onu tekerlekli sandalye ile gezdiriyor. Akülü araba alabilmek için üç defadır heyete giriyorum. Kolları sağlam olduğu için akülü araba vermiyorlar. Evet, oğlumun kolları sağlam ama yokuşa geldiği zaman tekerlekli sandalyesini kendisi kullanamıyor. Çünkü kendisini tam tutamıyor. Evde bile sürekli kendisinin sırtı yastığa dayalı olması gerekiyor. Yastığı sırtından çektiğimiz zaman devriliyor."şeklinde konuştu.

"Oğlumun bakımını yaparken kesinlikle 'öf' bile demiyorum"

14 yıldır oğlunun her türlü bütün bakımının kendisinin yaptığını da anlatan Polat, çocuğunun bu bakımlarını yaparken bir kere bile olsun "öf" diyerek halinden şikâyet etmediğini ve Allah'a tevekkül ettiğini belirterek, şunları söyledi:

"Çocuğumun bütün ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Mecbur ben karşılayacağım, yoksa kim yapacak? Babası da bana yardımcı oluyor. 24 saat sürekli onun bakımını ben yapıyorum. Çünkü ben anneyim! Kendisi de bensiz olmuyor. Bazen bana 'anne Allah (celle celaluhu) korusun sana bir şey olursa beni yurda mı verirler? diye soruyor. Ben de, 'hayır oğlum İnşallah Rabbim o duruma getirmez' diyorum. Kerem zaten doğduğunda onu eve getirmedik. Çünkü sürekli hep ameliyat oldu. Bundan dolayı da sürekli hastanelerdeydi. Bu da Allah'tan (celle celaluhu) gelen bir sabırdır. Kesinlikle onun bakımını yaparken 'öf' bile demiyorum. Bu çocuğu bize Allah (celle celaluhu) verdi, bizi onunla imtihan ediyor. Çünkü Allah'ın (celle celaluhu) takdiridir. Benim gözümde de zaten bu çocuğum diğer çocuklarımdan daha kıymetlidir. 14 yıldır bu şekilde olma ben bakıyorum, mecbur ben bakacağım. Evlat hiç atılır mı? Allah (celle celaluhu) bana güç verdikçe çocuğuma bakacağım." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)