Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Nüfus ve Göç Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, "Göçlerle Bitlis ve Yöresi" temasıyla bir panel düzenlendi.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen panele, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Panelin selamlama konuşmasını yapan BEÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabir Rüstemli,  düzenledikleri "Göçlerle Bitlis ve Yöresi" temalı panele katılımlarından dolayı herkese teşekkür ederek, bundan sonra dünyada hep sulhun olmasını ve göçlerle ilgili paneller düzenleme temennisinde bulundu.

Moderatörlüğünü Prof. Dr. Sabir Rüstemli'nin yaptığı panelde, panelistler birer sunum yaptılar.  Panelde bir sunum yapan Ulupamir Mahalle Muhtarı Eyüphan Koşar, Afganistan'ın kuzeyinden Pamir yaylasına, Pakistan'dan da Türkiye'ye göç eden Kırgızların yaşadığı sıkıntılara dikkat çekerek, yaklaşık 100 yıllık göç serüveninin tarihi sürecini anlattı.

Pamir Kırgızların göç etme sebebine değinen Koşar, Çarlık döneminde ve ondan sonraki Sovyetler döneminde insanların inançlarına yapılan baskıdan dolayı olduğuna dikkat çekerek, "Kırgızların göç sebebi, Çarlık döneminde ve ondan sonraki Sovyetler döneminde insanların inançlarına, önde gelenlerine ve bilim adamlarına yapılan baskından dolayıdır. 1903 yılından 1916 yılına kadar Çin'e doğru bir göç yaşanmış. Orada Komünizm başladıktan sonra manevi olarak, İslami değerlerini, örf ve adetlerini, inançlarını yaşamak üzere atalarımız; Afganistan'ın kuzeyindeki Pamir yaylasına göç ederler. Atalarımız burada hiçbir şekilde meyve yemeden sadece et ve sütle beslenen bir yaşam sürdürmüşlerdir." dedi.

"Kırgızlar, inançlarını yaşamak için sürekli göçe maruz kaldılar"

1978 yılında Sovyetlerin,  Afganistan işgaline kadar Pamir yaylasında kaldıklarını dile getiren Koşar, Türkiye'ye göç edene kadar geçen Süreyi ve yaşadıkları sıkıntıları ise şöyle anlattı: "1978 yılında Sovyetlerin,  Afganistan işgaline kadar Pamir yaylasında kaldık. Ondan sonra silahsız ve savunmasız kalınca aksakallılarımızın aldığı kararla Pakistan'a göç ettiler. Burada da 4 yıllık bir hayat sürerler. Burada ABD ve Türkiye konsoloslarına iltica talebi için başvururlar. Eksi 40 derece soğukta yaşayan Kırgızlar, biranda 35 derecedeki sıcaklığa gelince dayanamıyorlar. Coğrafi şartlarına ayak uyduramıyorlar. Yaklaşık 250 insan ishal nedeniyle hayatını kaybediyor. Başvuruyu hem ABD hem de Türkiye kabul ediyor. ABD'nin vaatleri ve şartları çok uygun olmasına rağmen örfümüz, dinimiz, geleneğimiz, kanımız bir olan Türkiye'ye yerleştik. 1982 yılında geçici olarak Malatya'ya yerleştirildik. 220 hanemiz de Van'ın Karagündüz köyüne yerleştirildi. Şu anda Van'ın Erciş ilçesinin Ulupamir köyüne yerleştik. Şu an mahalle oldu. Göçün şartları her zaman insanlara ağır olmuştur. Kendimizi kabullendirme sıkıntısından, eğitime, güvenlikten insanlarla diyaloğa kadar birçok sıkıntı yaşadık."

Son olarak Koşar, 1990'lı yıllarında PKK'ye karşı köylerini korumak için mücadele ettiklerini, PKK tehdidinden dolayı köyün yüzde 90'nının güvenlik korucusu olduğunu hatırlatarak, köyde 5 güvenlik korucusunun PKK'ye karşı mücadelede hayatını kaybettiğini dile getirdi.

Panel, diğer panelistlerin sunumlarıyla sona erdi.  (Şükrü Tontaş- İLKHA)