KUDÜS - On binlerce Filistinli, Gazze Şeridi'ne uygulanan gayri meşru ablukanın kaldırılması ve topraklarından zorla sürülen 5 milyondan fazla Filistinli mültecinin yurtlarına dönüşüne izin verilmesi talebiyle 30 Mart'tan bu yana Gazze'de beş farklı noktada barışçıl gösteriler düzenliyor.
"Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerinin başlangıç tarihi olarak 30 Mart seçildi. Bu tarihin seçilmesinin nedeni 30 Mart 1976'da Celile bölgesinde yaşayan Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koyduğu ve Filistinliler tarafından "Toprak Günü" olarak ilan edilen olayın yıl dönümü olması.
Binlerce Filistinli, 65 kilometrelik Gazze sınırındaki, Gazze'nin kuzeyi, Gazze şehri, Gazze'nin ortası, Han Yunus ve Refah olmak üzere 5 ayrı bölgede gösteriler düzenleniyor.
Filistinliler, gösterilerini işgalci İsrail'in kuruluş yıl dönümü ve "Büyük Felaket" adını verdikleri "Nekbe"nin tarihi olan 15 Mayıs'a kadar sürdürmeyi planlıyor.
Gösterilerin mayıs ayı ortasına kadar devam ettirilmesinin bir diğer nedeni de ABD'nin 14 Mayıs'ta Tel Aviv'deki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma planına tepki göstermek.
Filistinlilerin iki önemli talebi var
"Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerine katılan Filistinlilerin birinci talebi, Hamas'ın 2006'daki seçimi kazanmasının ardından bu yana devam eden işgalci İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı gayri meşru ablukanın kaldırılması.
İşgal güçlerinin hava, kara ve denizden uyguladığı gayri insani abluka sebebiyle Gazze'de yaşayan yaklaşık 2 milyon kişi zor şartlar altında hayatlarını sürdürmeye çalışıyor.
Abluka nedeniyle Gazze ekonomisi zor günlerden geçiyor. İşsizliğin yüzde 44'e ulaştığı Gazze'de halkın yarısından fazlası da yoksul. Günün sadece dörtte birinde şehre elektrik verilebiliyor. Enerji krizi nedeniyle fabrikaların bazıları kapanırken, bazı fabrikalarda kapasitesinin çok altında üretim yapıyor.
Göstericilerin dile getirdiği bir diğer talep ise işgalci İsrail'in kuruluş yılı olan 1948'den bu yana zorla yerlerinden edilen 5 milyondan fazla Filistinli mültecinin topraklarına geri dönüşüne izin verilmesi.
İşgalci israil yönetimi, 1948'den bu yana milyonca Filistinliyi zorla topraklarından çıkardı. Bugün itibarıyla yarısından fazlası ülke dışında olan 5 milyondan fazla Filistinli mülteci bulunuyor. Bu mültecilerin, 1,3 milyona yakını Gazze'de, 800 bine yakını ise işgal altındaki Batı Şeria'da yaşarken, geri kalan Filistinli mülteciler ise komşu ülkeler Suriye, Lübnan ve Ürdün'de bulunuyor.
Filistinli mülteciler, İsrail işgali nedeniyle uzun yıllar önce zorla çıkarıldıkları topraklarına geri dönemiyor.
Özgürlük için ölümü göze alıyorlar
İşgal güçlerinin göstericilere karşı gerçek mermiyle ateş açma da dahil olmak üzere uyguladığı orantısız güç kullanımına rağmen binlerce Filistinli özgürlüklerini kazanmak ve seslerini dünyaya duyurmak umuduyla başlattıkları barışçıl gösterilerinden vazgeçmiyor.
Göstericilerin özgürlükleri için ölümü bile göze alması işgal güçlerinin daha da saldırganlaşmasına sebep oluyor.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 30 Mart'tan bu yana devam eden gösterilerde aralarında 2 gazeteci ve 18 yaş altındaki 5 kişinin de bulunduğu 46 Filistinli işgal güçlerinin saldırıları sonucu şehit oldu.
İşgal güçlerinin orantısız güç kullanımı yüzünden 6 binden fazla Filistinli de yaralandı. Yaralılardan bin 700'e yakını işgal güçlerinin gerçek mermilerinin hedefi oldu.
Gazze'deki hastanelerden alınan bilgiye göre, işgal güçlerinin gerçek mermiyle vurduğu 17 Filistinlinin kolu veya bacağı kesildi.
Gösterilerin "İsrail'in güvenliğine tehdit oluşturduğunu" ileri süren Tel Aviv yönetimi, Gazze Şeridi'nin karşısında yaşayan siyomist İsraillilerin "güvenliğini sağlamak" amacıyla sınıra yaklaşan Filistinlilere yönelik gerçek mermi kullanıldığını iddia ediyor.
Ancak Filistin tarafı, gösterilerde işgal güçleri tarafından vurulan bazı Filistinlilerin sınırdan işgal rejiminin belirlediği mesafeden çok daha uzakta olmalarına rağmen keskin nişancılar tarafından vurulduğunu dile getiriyor.