Mübarek on bir ayın sultanı Ramazan ayının müjdecisi ve Hicri takvime göre Şaban ayının 15'inci gecesi olan Berat Kandili yarın idrak edilecek. Berat Kandili münasebetiyle İLKHA'ya konuşan İlim ve Hikmet Medresesi Müderrisi Molla Ahmet Çelik, bu gecenin af, merhamet ve mağfiret gecesi olduğunu ifade etti.

Berat Kandili'nin Ramazan ayının müjdecisi olduğunu belirten Çelik, bu gecenin bir muhasebe gecesi olduğunu, bu gecenin muhasebe gecesi olduğu gibi hayatımızda yeni bir sayfa açma gecesi olduğunu belirtti.

Bu mübarek gecede Müslümanların kendilerini hesaba çekmeleri gerektiğine de vurgu yapan Çelik, İslam kardeşliğinin yeniden tesisi için ise bol bol dua talebinde bulundu.

"Bu tür gün ve geceler müminler için bir fırsattır"

Bu tür gün ve gecelerin müminler için bir fırsat olduğunu belirten Çelik, "Geçmişi muhasebe etmek ve geleceğe yönelik hayırlı adımlar atmak için Yüce Allah'ın (cc) Müslüman kullarına ikram etmiş olduğu mübarek gecelerdir. Bu geceleri bir fırsat bilerek gafletle geçirmememiz lazım." dedi.

"Ramazan ayı için daha ciddi bir hazırlık içerisine girmeliyiz"

Berat Kandili'nin Ramazan ayı için bir hazırlık olduğunu belirten Çelik, "Ramazan ayı öncesi üç ayların başlamasıyla her kandil gecesi Ramazan ayı için bir mukaddimedir, bir hazırlıktır. Her bir kandil gecesi geldiğinde Ramazan ayı için daha ciddi bir hazırlık içerisine girmeliyiz. Yine bu gece kendi geçmişimizin muhasebesini yapmamız lazım. Yüce Allah'a hamd olsun Ramazan ayı öncesi en son kandil olan Berat Kandili'ne inşallah pazartesi günü kavuşmuş olacağız. Berat Kandili Peygamber Efendimizin bir hadisi şeriflerinde buyurdukları gibi Şaban-ı Şerifin 15'nci günü oluyor. Yani Şaban-ı Şerifin yarısı oluyor. 'O gün geldiği zaman gecesini kıyamla geçirin ve gündüzünde de oruç tutun.' diyor. Tabi kıyam genel bir ifadedir. Yani önemli olan o gece ayakta kalabilmektir, uyumamaya çalışmaktır. O gece hep ibadete yoğunlaşmaktır. O geceye has bir ibadet yoktur. Aslında hiçbir kandil gecesine has bir ibadet yoktur. Müslümanlar bu gece geçmiş kaza namazını kılabilirler, zikir yapabilirler, Kur'an-ı Kerim okuyabilirler. Bu geceyi en güzel bir şekilde geçirmek için Müslümanların günahlarını ve hatalarını da göz önünde bulundurup üzerine bir kalın çizgi çekmesi olacaktır." ifadelerini kullandı.

"Bu gece kalbimizi Allah'ın rahmetine odaklamalıyız"

Müminler için bütün zamanların kıymetli olduğuna işaret eden Çelik, bu zamanların Allah'ın rızasını kazanmak gayesiyle kulluk şuuru içerisinde yaşanması gerektiğine dikkat çekti.

Çelik, "Bu gece ile ilgili Allah Resulü buyuruyor ki; Allah-u Teâlâ dünya semasına nüzul eder. Nüzulün keyfiyetini ancak Allah-u Teâlâ bilir. Allah-u Teâlâ o gece kuluna yaklaşır ve 'Yok mudur günahlarının bağışlanmasını isteyen, onun günahını bağışlayayım. Yok mudur rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mudur bir hastalığa müptela olan, ona sağlık ve afiyet vereyim.' ve buna benzer cümlelerle kulunun isteklerine cevap vermek ister. Yani bu gece Allah-u Teâlâ rahmet kapısını sonuna kadar açmıştır ve önemli olan o kapıyı aralayabilmektir. Allah'tan bir şeyler isteyebilmektir. Bizler de bu gece kalbimizi Allah'ın rahmetine odaklamalıyız." şeklinde konuştu.

"Bu gecelerde en fazla yapmamız gereken ibadet, tövbe ve duadır." diyen Çelik, "Kandil gecesi olan Berat gecesi günahların af olduğu bir gecedir. Ancak Peygamber Efendimiz 'Bazı kişiler müstesnadır.' diyor. Allah'a şirk koşanlar, içki içmeye devam edenler, anne ve babasına asi olanlar, sihirle meşgul olanlar, Müslümanlara kin ve nefret besleyenler bu gecenin mağfiretinden ve Allah'ın affetmesinden mahrum olacaklardır. Bu gibi kardeşlerimiz bu kötülükleri bırakmalıdırlar. Allah-u Teâlâ'nın rahmet sofrasından faydalanmalıdırlar."diye konuştu.

"Tövbe ederek Ramazan ayına girmemiz lazım"

Beraat Kandili'nin Ramazan ayının müjdecisi olduğunu belirten Çelik, "Bütün günlerin ve ayların zirvesi Ramazan ayıdır. Müslümanların da Ramazan ayına odaklanması lazım. Ramazan ayı gelmeden önce iş yerimizi biraz düzene koymamız ve işlerimizi hafifletmemiz lazım. Müslümanlar olarak bu ayın feyiz ve bereketinden faydalanmamız lazım. Ramazan ayını ihya etmemiz için Peygamber Efendimizin, Hazreti Muhammed'in (sav) buyurduğu gibi 'Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur.' diye buyurmaktadır. Allah-u Teâlâ Ramazan ayında rahmet kapısını açıyor ve yine günahlardan arınmış bir şekilde tövbe ederek Ramazan ayına girmemiz lazım." dedi.

"Kur'an-ı Kerim'i gönüllerimize indirmeliyiz"

Ramazan ayının Kur'an ayı olduğunu söyleyen Çelik, "Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de buyurduğu gibi 'Ramazan ayı öyle bir aydır ki; bu ayda Kur'an-ı Kerim inmiştir. İnsanlara yol gösteren, hak ve batılı da birbirinden ayırt eden Kur'an-ı Kerim inmiştir. Bu ayda Kur'an-ı Kerim'e odaklanmamız lazım. Bu ayı şereflendiren, Kur'an-ı Kerim'in bu ayda indirilmesidir. Bizler de Müslümanlar olarak Kur'an-ı Kerim'i gönüllerimize indirmeliyiz. Kur'an-ı Kerim'i dilimize indirdiğimiz gibi hayatımıza da indirmeliyiz. Yani hayatımızın her alanında Kur'an-ı Kerim olmalıdır. Bu ayda yine bol bol mukabelelere katılacağız. Tek başına Kur'an-ı Kerim okuyabilenler de en az bu ayda Kur'an-ı Kerim'i bir defa hatim etmelidir. Yine okuduğumuz Kur'an ayetlerini mümkün olduğu kadar mealine ve tefsirlerine bakmamız gerekiyor. Bu ayda teravihlerimizi kaçırmamalıyız. Çünkü Peygamber Efendimiz (sav) yine bir Hadis-i Şerifinde 'Kim Ramazan ayının orucunun sevabını Allah'tan bekleyerek, gecesini kıyamla geçirirse Allah-u Teala onun geçmiş günahlarını af etmiş olur.' diyor. Ramazan'da zekatlarımızı vermeye çalışalım. Müslümanlar bir adet haline getirmişler Ramazan ayında yapılan hayır ve hasenatlar kat kat fazlasıyla mükafat olarak bize dönüştüğünden dolayı çok zekatlarını da bu ayda vermişlerdir. Bu ayda zekâtlarımızı vereceğiz. Fakirleri gözeteceğiz." diye belirtti.

"Kur'an-ı Kerim hayatımızda söz sahibi olursa tüm problemler ortadan kalkar"

Beraat Kandili ve Ramazan ayının aynı zamanda Müslümanların vahdeti için bir fırsat olduğuna da dikkat çeken Çelik, şunları söyledi:

"İslam ümmetinin başına gelen bu olaylar acaba neden gelmiştir, bizler nerelerde hata yaptık, neden Müslümanlar bu kadar kopuktur?' Bunların muhasebesini de yapmalıyız. Zaten bu kopukluğun da asıl sebebi ise Kur'an-ı Kerim ile ilgili bir hayatımızın olmamasından kaynaklanıyor. Eğer Kur'an-ı Kerim'i hayatımıza hâkim kılarsak, Kur'an-ı Kerim hayatımızda söz sahibi olursa bütün problemler de ortadan kalkar. Yani insanlar Ramazan ayı girdiğinde günahlarına tövbe etmelidirler. Hayatları için de yeni bir beyaz sayfa açmış olacaklardır. Kandil gecelerinde gördüğünüz gibi ve Ramazan ayının öncesinde boş olan camiler bu tür gecelerde tıklım tıklım sonuna kadar doluyor. Müslümanlar caminin dışına taşıyor. Kırık gönüller ve küskün olan insanlar bu mübarek gecelerde camide buluşuyorlar. Yani demek ki bu Müslümanların kopukluğunu onların vahdete ve birliğe dayanışmaya dönüştürecek olan ise manevi duygularımızdır, ibadetlerimizdir ve camilerdir." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)