Hüseyin Kaya / haber-yorum
Eğitimde yeni bir döneme girilirken siyasetin polemiklerinin devam ettiğini görüyoruz.
Komisyonlardaki tartışmalar hatta kavgaya varan itiş kakışlar bir nebze unutuldu.
Muharrem İnce’nin külhanbeyi edasıyla “Bundan sonra meclise silahla gireceğiz” demesi bile fazla yer bulmadı basında.
Zaten kendisi de hemen geri adım atarak ‘Kastının silahla meclise gelmek olmadığını’ söyledi.
Kavga, gürültü ve tartışmalar…
Belden aşağı vurmalar…
Böylece 4+4+4 düzenlemesi meclisten geçti. Mecliste görüşülürken seçmeli Kur’an ve Siyer dersi de düzenlemeye dahil edildi.
Laik kemalist kesim kendi kendini yiyor tabii.
Kemal Bey ve kurmaylarında bir öfke patlaması yaşanıyor.
Düzenlemeye karşı çıkıyorlar, ama meselenin halk arasında “Kur’an’a karşı çıkıyorlar” şeklinde anlaşılabileceğini göz önünde bulundurarak hükümeti yolsuzluk üzerinden vurmak istiyorlar.
Kemal Bey önce şunları söyledi:
“Kutsal kitabımız, hepimizin baş tacıdır, evlerimizin en güzel yerine asarız, annelerimiz oyalı kılıflarla süsler, elimize besmeleyle alırız. Sen tutuyorsun bunu 20 milyar dolarlık hırsızlığın kılıfı olarak sunuyorsun.”
Başbakan Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na, ‘’Kur’an-ı Kerim bir süs eşyası değildir, en güzel kılıflarda süsleyerek, püsleyerek vitrine konulacak bir obje değil, o bir ilham kaynağıdır’’ diye cevap verdi.
Erdoğan, er meydanında acemi bir güreşçiyle karşılaşıyormuş gibi elenseler çekerek rakibini yıpratmaya başladı. Mehmet Akif’ten okuduğu dizelerle hedefi on ikiden vurdu: ‘’Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına/Ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına/İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin/Ne mezarda okunmak, ne de fal bakmak için’’
Kemal Bey “hesap uzmanlığından” yola çıkarak vurmaya çalıştı Erdoğanı.
“Bunların bildiği dört işlem şunlardır: Toplama, çıkarma, bölme ve çalma”
Bana kalırsa hiç olmadı.
“Çalma”nın matematikte bir karşılığı yok! Yine “Çarpma” deseydi de argodaki ‘Kandırarak elindekini avucundakini alma” anlamındaki karşılığına getirseydi, sözleri bir anlam ifade ederdi.
Ama “çalma”nın dört işlem içinde bir anlamı olmadığı için esprinin de bir anlamı kalmıyor.
Kemal Bey, eğer Erdoğan’ın polemikçilik ve hitabetine karşı koymak istiyorsa daha çok çalışması gerekecek.
Vazgeçsin faşizmden, matematikten. Arşivlere girildiğinde CHP’nin faşistliği ile yüz yüze kalıyor sonra.
Spordan bahsediyor, yılların efsane Lefter’ini kaleci yapıveriyor.
Üstelik karşısında futbolcu bir başbakan varken…
Kur’an’dan ise hiç bahsetmesin, elinde patlıyor çünkü.
Erdoğan’ın bilmediği bir alana girsin orada rahatça at koştursun.
Mesela magazinden söz etsin. Erdoğan magazin için danışmanlar tutup konuyu etüt edinceye kadar, Kemal Bey işin uzmanı oluverir.
Bu fikir de benden muhalefet liderinin muhalefetine bir katkı olsun.