Geçtiğimiz günlerde HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun yaptığı çağrıyla tekrar gündeme gelen Kürd meselesine ilişkin İLKHA'ya konuşan HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Metin Kaya, hükümet yetkililerine önemli çağrılarda bulundu.
'Çözüm Süreci' adı altında devletin Kürd haklarını, silahlı unsurların inisiyatifine terk ettiğine işaret eden Kaya, Kürd hakların bir lütuf ve pazarlık konusu olamayacağını vurguladı.
Lozan antlaşmasıyla birlikte Kürdlerin bütün hakları ellerinden alındığını söyleyen Kaya, Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde de Kürdlerin yok sayıldığını ifade etti.
Kaya, "Cumhuriyet tarihi boyunca bu devletin asli unsurlarından, bu devleti birlikte kuran, yine bu devlet ile birlikte Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda omuz omuza savaşıp, düşmanlara karşı mücadele eden Kürdler süreç içerisinde resmi ideoloji, özellikle Kemalizm tarafından yok sayıldılar. Zaman zaman böyle küçük kırıntılarla bazı haklar verilmeye çalışılsa bile yeni gelen iktidarlar tarafından bu haklar ellerinden alındı. Bu süreç içerisinde bir dönem, bölgede bu süreci kullanmak isteyen, devletin yumuşak karnı olarak görünen bu meseleyi, batılılar üzerinden kullanarak Türkiye'yi kontrol altına almaya çalışan batılı güçler, bunu kullanarak özellikle bölgede yani Kürdlerin ağırlıklı yaşamış olduğu bölgede, farklı sorunlara sebep olmaya başladı. Resmi ideoloji, verilen hakları gasp ettiği için bir baskına doğru gitti. Buna karşılık bu hakları isteyen insanlar veya farklı yollarla almak isteyenler farklı mücadelelere sevk edildi. Sisteme karşı bir tepki oluşturuldu. Bu tepkiyi herkes, bildiği şekli ile kullanmaya çalıştı. Bununla birlikte bunu baz alarak bazı silahlı unsurlar oluştu. Ve bu silahlı unsurlar sözüm ona Kürd haklarını almaya çalıştılar ama süreçte Kürd haklarını bir tarafa bırakarak kendi örgüt haklarına dönüştürdüler." dedi.
"Çözüm süreci, Kürdlere zarar veren bir sürece dönüştü"
Çözüm süreci adı altında devletin; Kürd haklarının bu silahlı unsurların haklarıymış gibi bir süreç başlattığını hatırlatan Kaya, "Çözüm Süreci denen bu süreç, süreç olmaktan çıktı, Kürdlere zarar veren bir sürece dönüştü. Çünkü devlet, Kürdlere verilen hakları silaha bağladı. Silahlı isteklerin unsurlarına bağladı. Bölgede yaşayan etkin veya ağırlığı olan bu Kürdler ile hiçbir temasa bulunmayan, sadece silahlı unsurlarla bu süreci yürüttüğü için de silahlı unsurlarla araları bozulunca da süreç akamete uğradı. Sanki, 'artık bu diğer Kürdlerin hakkı yok' gibi bir sürece getirildi. Yanlış başlayan, sadece bir grubu muhatap alan, bütün Kürdleri dışlayan bir süreç; bir grubun devlet arasındaki sıkıntılardan dolayı sonuçsuz kaldı." ifadelerini kullandı.
"HÜDA PAR olarak üstü örtülmeye çalışılan bu (Kürd) hakların yeniden gündeme gelmesi için bir çalışma başlattık." diyen Kaya, hükümet ve devlet yetkililerine seslenerek, "Kürdlere verilmesi gereken haklar bir lütuf, bir pazarlık konusu değil. Bu topraklar üzerinde yaşayan bir Türk'ün nasıl hakkı var ise bir Kürd'ün de o kadar hakkı vardır. Bir Türk, ana diliyle eğitim görüyorsa, ana dili ile istediği şekilde konuşabiliyorsa, bir Kürd'ün de o kadar da hakkı vardır. Kürdler de Türkler gibi asli unsurlardır. Bir çalışma başlattık. Genel Başkanımız, hükümet yetkililerine bir çağrıda bulundu. Bu anlamda ilk adımı atmış bulunuyoruz. Bunun arkası da inşallah gelecek. Geçmişte yanlış iliklenen o düğmenin tekrar yeniden düzgün bir şekilde iliklenerek Kürdlerin haklarının verilmesi ve bu anlamda adım atılması açısından bir çalışma başlattık." diye konuştu. (Mehmet Çelik- İLKHA)