Geçtiğimiz günlerde HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun "Kürd meselesinde adil çözüm" temasıyla düzenlediği basın açıklamasını değerlendiren Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, Kürd meselenin çözülmesi ülkenin huzuru için gerekli olan bir çağrı olduğunu vurguladı.

Cumhuriyet döneminden bu yana İslam kardeşlik düşüncesinden uzaklaşılmasıyla ve yerine ırkçı ve laik bir düşüncenin oluşmasıyla Kürt meselesi gibi problemlerin ortaya çıktığına işaret eden Bozan, karşılıklı hak ve hukukunun tanındığı zaman çözülmeyecek hiçbir meselenin olmadığını dile getirdi.

Bozan şöyle konuştu: "Bilindiği gibi Kürd halkı bu bölgenin asli unsurudur. İslam coğrafyasında, İslam kardeşliği çerçevesinde Kürdler, Türklerle beraber savaşmışlar, bu bölgeyi korumuşlar. Bin yıldır bu şekilde gelmiş. Ama cumhuriyet döneminden bu yana ümmet ve İslam kardeşlik düşüncesinden uzaklaşılmasıyla yerine ırkçı ve laik bir düşünce meydana çıkmasından sonra bu problemler daha çok ayyuka çıkmaya başladı. Özellikle ırkçı politikalar, söylemler daha önce ümmet anlayışıyla, İslam kardeşliğiyle beraber olan Türk'ü, Kürd'ü, Arap'ı, Laz'ı, Çerkez'i bir ümmet ruhuyla beraber iken ırkçı söylemler ve ırkçı uygulamalarla bu sefer Türk ırkçılığı, milliyetçiliği önceleyerek diğer ırklar inkâr edildi. Bundan sonra inkar politikaları bu hastalığı körükledi. Yine İslami düşünceyle ümmet kardeşliği çerçevesinde beraber olan Türk, Kürd kardeşliği laik düşünceyle seküler bir anlayış oluşturmaya çalışıldı. Dolayısıyla burada da ayrı bir parçalanma ve kin oluşmasına ve bu çatışma ortamlarının oluşması zemini oluştu. Demek ki işin temelinde cumhuriyetten bu yana uygulanan ırkçı, ulusalcı politikalar ve İslami kardeşliğin o ruhtan uzaklaşması diyebiliriz."

"Sadece bir kesimin muhatap alınması doğru bir teşhis değildi"

Çözüm sürecinde yapılan yanlışlara da dikkat çeken Bozan, "Bu problem yıllardır devam eden bir problem olduğu için zaman zaman çeşitli raporlar, çeşitli uygulamalar yapılmış, iş doğru teşhis edilip gerçek anlamda hastalığın temeli kavranamadığı için yanlış reçeteler uygulanmıştır. Bu son süreçte de çözüm süreciyle ilgili yapılan çalışmalarda burada da yine yapılan eksiklikler vardır. Sadece bir kesimin muhatap alınması ve kanaat önderlerini, İslami kesimleri, İş adamlarını muhatap almama sebebiyle doğru bir teşhis konulamadı. Barış sürecinde çok güzel bir hava esti, çünkü herkes barışa hasret kalmış bir durumdaydı. Fakat hem devlet hem de muhatap alınan örgüt samimi değiller gibi göründü ve netice olarak durum bu noktaya geldi." ifadelerini kullandı.

"Amerika, Fransa, Almanya ve Rusya Kürdlerle görüşüyor ama bizler görüşemiyoruz"

"HÜDA PAR'ın Kürd meselesine dair olan çağrısı doğru ve yerinde bir çağrıdır. Herkesin benzer barışçıl ve katkı sağlayacak çağrılarda bulunması gerekiyor." diyen bozan sözlerine şöyle devam etti: 

"Çünkü hepimiz aynı bölgede, aynı gemide yaşıyoruz. Türkiye maalesef 40-50 yıllık süreçte 40-50 bin civarı insanı kaybetmiş, belki yeniden Türkiye'yi imar edecek olan bir maddi kaynağı kaybetmiş ve can mal güvenliği kalmamıştır. Dolayısıyla bu meselenin çözülmesi bütün ülkenin huzuru için gerekli olan bir çağrıdır. Bu anlamda bu partilerin, STK ve kanaat önderlerinin bu meselenin doğru bir şekilde çözülmesi konusunda gereken katkıyı sağlaması gerekiyor. Türk'ün veya Kürd'ün bölünmesi hem Türk'e hem de Kürd'e zarardır. Biz yeni bölünmeleri değil var olan sınırları kaldırıp tekrardan İslam anlayışıyla bu bölgede var olan bütün halkların dini mezhebi dili ırkı ne olursa olsun beraber yaşama kültürünü kazanmamız lazım. Hepimizin bu topraklarda emeği vardır. Dolayısıyla karşılıklı hak ve hukuku tanıdığımız zaman ve birbirimizi dinleyip anlamaya çalıştığımız zaman çözülmeyecek hiçbir mesele yoktur. Sıkıntı sistemin veya ırkçı anlayışların meseleye mesafeli olmasıdır. Amerika, Fransa, Almanya ve Rusya Kürdlerle görüşüyor ama bizler görüşemiyoruz. Halbuki en çok bizim birbirimizle görüşmemiz lazımdır." (Mehmet Çelik-İLKHA)