Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, "Dünya Aşı Haftası" dolayısıyla bilgilendirme yaptı.

KOAH hastalarının zatürreye yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu ve bu kişilerde zatürrenin daha ağır sonuçlara neden olabildiğini belirten Kılınç, KOAH hastalarının zatürre aşılarını ihmal etmemeleri gerektiğini söyledi.

Kılınç, "KOAH; gaz, buhar, duman gibi maddelerin uzun süreli solunması sonucunda hava yollarında ve akciğerin süngersi kısmında ortaya çıkan kalıcı değişiklikler sonrasında oluşan bir hastalıktır. Bu hastalığın birincil nedeni, tütün mamullerinin aktif ya da pasif olarak solunmasıdır. Bunun yanında odun, kömür, çalı çırpı, tezek açık ocakta yakılırsa ve bunların dumanı evin içine girerse de KOAH'ı tetikleyebilir. Hava kirliliği çok önemli faktörlerden birisidir. Özellikle kış aylarında organik fosil yakıtların kömür, doğal gaz gibi organik yakıtların kullanılmasıyla havanın kirlenmesi ve bunun solunması KOAH'a zemin hazırlıyor. Temel şikâyetleri nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Bu öksürük gelip geçici bir öksürük değildir. Üç haftadan uzun süren öksürükler şüphe uyandırmalıdır. Eğer KOAH erken teşhis edilip müdahale edilmez ve bu etkenlere maruziyet devam ederse nefes darlığı da tabloya eklenerek hastalık ilerleyici bir forma dönüşür." dedi.

KOAH'a neden olan etkenler ortadan kaldırılmalı

Dünyada ve Türkiye'de her 5 kişiden birinde KOAH olduğunu bildiren Kılınç, tedavi hakkında şunları söyledi: "İlk tedavi prensibi, hastalığı oluşturan sebebi ortadan kaldırmaktır. Mesela tütün kullanan birisi ise sigara kullanmayı bırakması gereklidir. Pasif içicilik var ise bunun engellenmesi çok önemlidir. İkinci olarak da KOAH kaynaklı oluşan şikâyetlerin azaltılmasına yönelik tedaviler vardır. Bunun için de nefes yoluyla kullanılan, hava yolundaki darlığı açıp nefes darlığı hissini azaltan etkili tedaviler söz konusudur. Ayrıca, nefes darlığı nedeniyle hareket zorluğu yaşayan hastaların günlük yaşamdaki hareketlerini kolaylaştırmaya yönelik nefes açıcı ilaçlar da bulunmaktadır."

KOAH'ın akciğeri yaşlandıran bir hastalık olduğunu kaydeden Kılınç, "KOAH, vücudun savunma mekanizmalarını da negatif etkiler. KOAH ağırlaştıkça pnömoni dediğimiz zatürre riski artar. Dolayısıyla ne kadar iyi korunursa korunsun kişiler zatürre olmaktan kurtulamaz ve zatürre bazı kişilerde daha ağır seyrederek ölümcül sonuçlara neden olabilir. Ne kadar iyi tedavi ederseniz edin, akciğer hasarlı olduğu için zatürre beklenenden daha şiddetli yaşandığından, yaşamsal tehlike oluşturma riski daha yüksektir." ifadelerini kullandı.

KOAH hastaları zatürre aşılarını ihmal etmemeli

KOAH hastaları için asıl önemli olanın zatürreye hiç yakalanmamalarını sağlamak olduğunu vurgulayan Kılınç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kalp yetmezliği, astım ve bronşit gibi hastalıklarda olduğu gibi, KOAH hastalarının aşı olması da onların zatürre olma riskini azaltıyor. Böylece ölümcül, hastaya sıkıntı verebilecek, yaşam kalitesini bozacak ya da KOAH'ın daha da kötüleşmesine neden olacak zatürrenin oluşmasını engelleyerek bir koruyuculuk ortaya çıkıyor. Bu nedenle biz KOAH'ı olan hastaların hem zatürre (pnömokok) hem de grip (influenza) aşılarını olmalarını şiddetle öneriyoruz. Artık iki yıldır kurumlarda, aile sağlığı merkezlerinde KOAH'lı hastalar ya da hiçbir hastalığı olmamasına rağmen 65 yaş üstü kişiler ücretsiz olarak aşılanabiliyor. O nedenle hastaların bunları talep etmeleri sonucunda ilgili hekim onları gerekli yerlere yönlendirerek aşılanmalarını sağlayabiliyor." (İLKHA)