Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Katar'da gazetecilerin sorularına yanıtladı.
Gazetecilerin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Suriye saldırısı ile Türkiye ile Rusya'yı ayırdık" sözlerini hatırlatması üzerine Bozdağ, "Suriye politikamız, herhangi bir ülkenin yanında veya karşısında olma politikası değildir, hakkın ve doğrunun yanında olma politikasıdır. Suriye'de sivillerin yerinden yurdundan edilmesine karşı, bölgede yuvalanan terör örgütlerine karşı mücadele ediliyor. Rejimin sivil masum insanları öldürmesine yerinden yurdundan edilmesine karşı çıkıyoruz. Rejimin desteklenmesine terör örgütlerinin desteklenmesine karşı çıkıyoruz." diye yanıt verdi.
"Türkiye ne Rusya ne İran ne de ABD ile aynı hedeflere koşan bir ülkedir"
Suriye rejiminin kayıtsız şartsız desteklenmesine Türkiye'nin karşı olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Bazı ülkeler Esad rejimini kayıtsız şartsız desteklemektedir. Türkiye bu noktada rejimin değişmesine bu kadar suçu işleyen bu rejimin ayakta durmasının yanlış olduğunu ifade ediyor. Biz bu politikamızda da Rusya'yla İran'la farklı bir noktada duruyoruz. Türkiye ne Rusya ve İran'la aynı hedeflere koşan bir ülkedir. Ne de ABD ile aynı hedeflere koşan bir ülkedir. Biz bölgedeki doğrular, Rusya İran'la birlikte hareket etmemizi gerektiğinde onlarla beraber hareket etmekten çekinmedik. Amerika ile hareket etmemiz gereken durumlarda Amerika ile birlikte hareket etmekten çekinmedik. Türkiye burada doğru ve ilkelerden yana bir tavır koymaktadır. Bu doğru ve ilkeleri kim savunuyorsa onlarla yan yana gelmekten çekinmemektedir. Bizim burada yaptığımız tamamen budur. Doğru ne diyorsa biz onu savunuyoruz. Onlarla beraber oluyoruz. Bölgede yaşanan sorunlardan en fazla zarar gören ülke olmamız da bunu zorunlu kılmaktadır." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bölgede yaşanan çatışmaların daha fazla sürmesinden rahatsız olduğunu ve bölgenin, uluslararası güçlerin bazı devletlerin güç, çıkar, nüfuz kavgasına kurban edilmesinden rahatsız olduklarına dikkat çeken, "İç politik dengeler değiştirmek için bölgede farklı farklı atraksiyonlar yapılmasından rahatsızız. Bizim istediğimiz şey artık kanın durması göz yaşının bitmesi, çatışmaların sona ermesi, huzur barış ve istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi siyasi çözümün hayata geçirilmesidir." diye belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Esad'a iyi ki bomba attılar diyenin yüreğinde insanlık yoktur. İnsanın öldürülmesinden zevk alınmaz." eleştirilerine de tepki gösteren Bozdağ, şunları söyledi:
"Sayın Kılıçdaroğlu'nu anlamakta gerçekten zorluk çekiyoruz. Suriye'de milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi. Yaklaşık 3 buçuk milyonu Türkiye'de bulunuyor. Başka ülkelerde de var. On milyonu aşkın insan yerinden yurdundan edildi. 800 bini aşkın sivil masum savunmasız ve çaresiz insanda Esad'a bağlı güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Esad'ın kurduğu gayrimeşru milisler tarafından öldürüldü. Ben Sayın Kılıçdaroğlu'ndan Esad'a karşı bölge bir laf söylendiğini duymadım."
Şu anda Suriye'de mevcut pek çok ülke var. Esad'ın, kendi ülkesinde, pek çok yerinde hakimiyeti yok. Kendi ülkeni başka ülkelerin bu kadar at oynatmasına imkan verir hale nasıl düşürdün diye keşke Esad'a karşı kükreseydi. Ama bakıyoruz bunu yapmıyor. Ne yapıyor. Kendi milletvekillerini Esad'a gönderiyor. Onunla fotoğraf çektiriyor. Öte yandan da Esad'ın bütün yaptıklarını yok sayarak adeta Esad'a üstü kapalı destek vermektir. Şu anda yaptığı budur. Ben buradan soruyorum. Esad'ın kimyasal silah kullanması insanlık suçu mudur değil midir? Eğer bu bir suçsa kabul edilemez bir durumsa o zaman Esad'a karşı yaptırım uygulamanın neresi yanlıştır?"
Cumhuriyet tarihi boyunca anayasada çok köklü değişiklikler yapıldığını, bu değişikliklerin içerisinde en önemlisinin Parlamenter Hükümet Sisteminden, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi sağlayan anayasa değişikliği olduğunu ifade eden Bozdağ, "Bu tarihi bir değişim ve dönüşüm olmuştur ve Cumhuriyetin ilanından yaklaşık 100 sene sonra Türkiye yeni yüzyıla, yeni bir yüzyıla kapı aralarken parlamenter hükümet sisteminden vazgeçerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile girmeye karar vermiştir. Tabii Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Yasama ve yürütmenin birbirinden tam ayrı olması birbirine karşı tam bağımsız olmasını sağlamaktadır. Ayrıca güçlü yasamayı, güçlü yürütmeyi ve millet iradesinin her ikisini de güçlü bir şekilde tahinli zorunlu kılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi istikrarı kalıcı ve güçlü iktidarı sürekli bir şekilde sistemin doğal sonucu olarak ortaya koymaktadır." diye konuştu. (İLKHA)