DOĞRUHABER / HABER MERKEZİ

Peygamber Sevdalıları Platformu Batman Koordinatörlüğü tarafından Otogar yanı Mevlid Alanında "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" temasıyla düzenlenen etkinliğe Peygamber aşığı halk yoğun ilgi gösterdi. Okunan ilahi ve marşlar eşliğinde getirilen tekbirler ve salâvatlarla sabahın erken saatlerinde başlayan programda heyecan doruğa çıktı. "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğine, Peygamber sevdalısı halk, büyük ilgi gösterdi. Mevlid alanında "La İlahe İllallah Muhammed Resulullah" yazılı büyük Tevhid bayrakları asıldı. Rehber ve Kudüs TV Kanallarının canlı olarak yayınladığı etkinliği, çok sayıda basın mensubu takip etti. Mevlid etkinliğine HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcıları, GİK Üyeleri ile il ve ilçe teşkilatları tam kadro katıldı. Etkinliğe ayrıca İttihadul Ulema Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, çok sayıda âlim, Cemaat temsilcileri, kanaat önderleri ile STK temsilcileri katıldı. Katılımcılar için platformun solunda misafirleri ağırlamak için bir tribün hazırlandı. "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" temasıyla tertiplenen etkinlik alanına toplanan halk, Fahr-i kâinata duydukları özlemi bir kez daha dile getirdi. Efendimize olan özlemin doruğa çıktığı mevlit alanında oluşan manevi atmosfer, iliklere kadar hissedildi, insanlar efendimizin aşkıyla kendinden geçti.

BU MEYDANDA BU MİLLETİ PEYGAMBERİN MUHABBETİNDEN UZAKLAŞTIRMAYACAKLARINI GÖSTERDİNİZ

Âlim, Mütefekkir ve Şair Molla Mehmet Beşir Varol, on binlere hitaben yaptığı konuşmada, sünnet karşıtlarına tepki göstererek sünnetin Kur`an'sız, Kur`an`ın da sünnetsiz olamayacağını söyledi. Varol, Müslümanlar olarak Allah`ın ve Peygamberin taraftarı olduklarını belirterek, "Allah ve Peygamber`in taraftarıyız çok şükür. Zalimlerin ve kafirlerin taraftarı değiliz. Zalimler ve kafirler insanları İslam`dan uzaklaştırmak istiyorlar. Ancak bu meydanda bu milleti İslam`dan Peygamberin muhabbetinden uzaklaştırmayacaklarını gösterdiniz." dedi. Alemin rehberi, insanlığın rehberinin Peygamberimiz olduğuna işaret eden Varol, "Bu kainat Allah`ın mülküdür. Peygamber Allah`ın peygamberidir. Bu peygamberin yolundan gidenler maksatlarına ulaşacaklardır. Allah ve Peygamberi sevenleri Allah`ta sever ve Allah onları zafere ulaştırır. Böyle olursak kimse bizi mağlup edemez. Tarih bize bunu göstermiştir. Peygamber ve Allah`tan uzaklaşanlar zafere eremezler. Allah ve Peygambere uyanlar aziz olmuşlardır. Şeref, ilim, medeniyet vs. İslam`a uyduğumuzda ümmetin oldu. Ne zaman uzaklaştıksa bu güzellikleri kaybettik." şeklinde konuştu.

"CAMİLERİ VE SÜNNETİ İHYA EDELİM"

Peygamber efendimizin camileri üzerinde çok durduğunu hatırlatan Varol, "Peygamberimiz camiler üzerinde çok dururdu. Camileri unutursak iflah olmayız. Kurtuluşun adresi camilerdir. Camileri ihya edelim. Peygamberin sünnetini ihya edelim. Bazı insanlar çıkmış hadis ve sünnete karşı çıkıyorlar. Kur`an sünnetsiz, sünnet de Kur`an`sız olmaz. Peygamber ve nurundan mahrum olanlar bedbaht olanlardır." Konuşmasının sonunda cezaevinde olan Yusufîlerin unutulmaması onlara sahip çıkma çağrısı yapan Varol, "Cezaevinde olan kardeşlerimize sahip çıkalım. Onların Allah`ın dinine sahip çıkmak dışında bir davaları dertleri olmadı. Onların hayatlarını biliyoruz.  Onları unutmayalım." dedi. Okunan şiirlerin ardından İttihadul Ulema Yönetim Kurulu Üyesi Molla Mehmet Ali Altun kürsüye çıkarak Türkçe bir konuşma yaptı.

"İSLAM ÂLEMİNİN KURTULUŞ REÇETESİ HZ. MUHAMMED`İN (SAV) SÜNNETİ VE HAYAT BAHŞEDEN DAVASIDIR"

Peygambersiz bir dünyanın asla olamayacağını aktaran Altun, "O`nun güneşi doğmadan karakışlar bitmiyor, onsuz baharlar gelmiyor, insanlık bahçesinde güller açmıyor, onsuz yüzler gülmüyor, onsuz her yer matem, her yer mahzen ve hüzündür. Bu dünya Muhammed siz olmuyor. Onsuz barış ve kardeşlik gelmiyor. Onsuz göklerden Nusret inmiyor. Toplumumuzu yakıp kavuran manevi buhranlar içerisinde can çekişen, kan kaybeden İslam âleminin biricik ve tek kurtuluş reçetesi Hz. Muhammed`in (sav) sünnetidir, O`nun ahlakı ve hayat bahşeden davasıdır. Bu ümmetin hekim ve tabibi Hz. Muhammed Mustafa`dır (sav). O`nun kutlu ahlakıdır. O`nun dışında çareler aramak beyhude çırpınışlardır. Onsuz huzur gelmiyor. Vallahi bizler O`nun sünnetine sarılmadıkça, O`nun ahlakıyla ahlaklanmadıkça, O`nun etrafında kenetlenmedikçe dert ve sıkıntılarımızın bitmesi mümkün değildir. İki cihanın saadet ve selameti Efendimizin sünnetidir." ifadelerini kullandı.

ETKİNLİĞİN MESAJINI İÇEREN 10 MADDE

Ardından Peygamber Sevdalıları Platformu adına Platform Koordinatörlerinden Nurettin Teymur, "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğinin mesajını içeren 10 maddelik bir metin okudu.

Program, İttihadul Ulema Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdurrahman İçlek`in yaptığı dua ile son buldu.

Platformdan 10 maddelik ‘Peygamberi anlama` mesajı

-Peygamberi anlamak; Kur'an-ı Kerim'i özü ve hikmetiyle kavramaktır. İlahi mesajın amaçlarına ve gayelerine katıksız, duru bir şekilde ulaşmaktır. Bu yol, Efendimizin(sav) açıklayıcı, öğretici ve terbiye edici vasıflarını fehmetmektir. Sünneti yaşamak; tüm amel ve davranışların merkezine rızay-ı ilahiyi yerleştirmektir. Allah'ı (cc) sevmek peygamberi(sav) sevmektir. Onu (sav) sevmek ona (sav) uymaktır.

-Peygamberi anlamak; inanç, amel, fikir ve duruşumuzu İslam ile uyumlu hale getirmektir. Beşeri ideolojilerin, İslam dışı düşüncelerin, bid'at, hurafe ve sapkınlıkların şerrinden Allah'a (cc) sığınılmalıdır. Sünneti yaşamak; doğru istikameti ve nebevi yöntemi yol edinmektir. İslami sorumluluk, her şart ve zeminde Müslümanlarla birlikte yol almak ve asla zalimlere meyletmemektir.

-Peygamberi anlamak; "Ey Allah'ın kulları kardeş olun" ilkesinin hakkını ikame etmektir. Bu kardeşlik ancak ve ancak İslam kardeşliğidir. Sünneti yaşamak; Müslümanlar arasında muahat (Kardeşleşme) kurumunu tekrardan inşa etmektir. Muahat; muhaciri-ensara, siyahı-beyaza, fakiri-zengine ulaştırmaktır.

-Peygamberi anlamak; onun(sav) ahlakı ile süslenmektir. Onun muhteşem ve muazzam ahlakını her alanda ilke edinmektir. O`nun ahlakı Kur'an'dı. Sünneti yaşamak;  savaşta ve barışta, dostlukta ve düşmanlıkta, sevgide ve nefrette ölçülü olmaktır. ‘Muhakkak Allah aşırı gidenleri ve haddi aşanları sevmez` ( Bakara 190) düsturu ile ahlaklanmaktır.

-Peygamberi anlamak; ırkçılığa dayalı menfi asabiyetten arınmaktır. Peygamberin (sav) ayakları altında olan ırkçılığı başımıza çıkarmak asabiyyet-i cahiliyedendir. İslam'ın ‘millet` anlayışı saf ve berrak haliyle ‘ümmet` anlayışıdır. Sünneti yaşamak;  insanlığın onur ve gayretine sahip çıkmak, hududullahı muhafaza etmektir. Hz Muhammed`in(sav) ‘Ey İnsanlar!  Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır.` nidasını en gür bir şekilde haykırmayı insani görev olarak bilmektir.

-Peygamberi anlamak; İslami nasların ruhuna bağlı kalarak mezhepsel yorumları ve fikri ayrıntıları kültürel zenginlik saymaktır. Mezhepler birer vasıtadır. Aracı amaç kılmak cehalettir. İslam ümmetinin en büyük sorunlarından biri mezhepçilik ve iç çekişmelerdir. Sünneti yaşamak; tarihi olaylardan ibretler alarak geleceğimizi ihya ve inşa etmektir. Mezhepsel tefrikanın ve ayrılığın tedavisi ‘Sakın ha, benden sonra tekrar küfre dönüp de birbirinizin boynunu vurmaya kalkışmayın.` nebevi ikazına uymaktır.

-Peygamberi anlamak; İslam'ın şiar ve kutsallarına vefa göstermektir. Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa Müslümanların tartışılmaz kutsalıdır. İlk kıblemiz olan Mescidi Aksa ve Kudüs şehri, Siyonist işgal altındadır. Sünneti yaşamak; İslam'ın fetih ruhunu ve izzetini diri tutmaktır. Çevresi Allah (cc) tarafından mübarek kılınan Beytül Makdis'i kurtarmak, özgürlüğüne kavuşturmak her Müslüman`ın vefa borcudur.

-Peygamberi anlamak; ‘Sizin en hayırlınız ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.` nebevi mesaja gönül açmaktır. İslam'ın aile ve kadına bakışı; ‘Kıymet ve sevgiye dayalı gözden sakınılan değerli birer emanettir` fikriyatıdır. Sünneti yaşamak; cahiliye bataklığında istismar edilen emanete sahip çıkmaktır. Bu değerli emanet toplumu inşa eden annedir. Annenin değeri ise cennettir.

-Peygamberi anlamak; her zaman ve her şartta en doğru duruşu sergilemektir. Olağanüstü durumlarda bile insanın fıtri haklarını karşılamak Peygamber adaletinin gereğidir. Sünneti yaşamak; insanların can, mal, namus ve diğer yaşam haklarını muhafaza etmektir. ‘Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sevk etmesin` (Maide 8) ilahi mesajını tekrardan diriltmek her Müslüman`a farzdır.

- Peygamberi anlamak; Kur`an ve sünnet emanetine sahip çıkmaktır. Bu emanet İslam dininin özüdür. Dini naslar bellidir, açıktır ve şeffaftır. Bu naslar sahabenin içtihat ve yorumları ile zenginleşmiş, âlimlerin gayret ve çabaları ile günümüze kadar ulaşmıştır. Sünneti yaşamak;  nebilerin, sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yolundan gitmektir. Bu yol İslam dininin özüdür. ‘Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm`ı seçtim` (Maide 3) mesajı değişmez ilkedir.

























































































































































































































































VAN SEMALARI MUHAMMEDİ-İ SEVDAYLA YANKILANDI

Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından, “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” temasıyla Van`da Mevlid etkinliği düzenlendi. Kale Miting Alanı`nda düzenlenen etkinliğe siyasi parti, kanaat önderleri ve STK temsilcilerinin yanı sıra on binlerce Vanlı katıldı.

“PEYGAMBERİN EMRİNE VE GETİRDİKLERİNE MUHALEFET EDENLER, KORKSUN VE KORUNSUNLAR”

Programda Türkçe bir konuşma yapan Alimler ve Medreseler Birliği Üyesi Molla Osman Teyfur, felaketlerden kurtulmamız için Peygambere tabi olmak, onu dinlemek, gönlümüzü ona açmak, onu düşünmek, onu anlamak ve onu yaşamakla mümkün olabileceğini belirtti.

Teyfur, “Peygamberin emrine ve getirdiklerine muhalefet edenler, korksun ve korunsunlar. Onlara bir fitnenin dokunacağından, isabet edeceğinden korksunlar ve korunsunlar. Onlara elem verici bir azabın isabet etmesinden korksunlar ve korunsunlar.” dedi. “Zan ediyor musunuz ki, bu coğrafyada ırkçılık yaparak, Avrupalıları tatmin ederek, çağdaşlık adına insanları İslam`dan uzaklaştırarak, yaşayabileceğinizi mi zannettiniz?” diyen Teyfur, “Vallahi bu coğrafyanın insanı Peygamberi tanımadıkça, yekvücut bir şekilde onun gölgesine sığınmadıkça, onu önder ve rehber edinmedikçe, bu coğrafya daha çok işgal edilecek, imha edilecek. Biz o zaman gölgeler altında bir saat bile piknik yapacak zamanı bulamayacağız.” diye konuştu.

“ARAPLAR, KÜRTLER, TÜRKLER İSLAM İLE ŞEREF BULDU”

Daha sonra Kürtçe bir konuşma yapan Alimler ve Medreseler Birliği Üyesi Emrullah Uysal, Arapların, Farsların, Kürtlerin ve bütün insanlığın İslam ile şeref bulduğunu vurgulayarak, İslam davasına sahip çıkılması gerektiği mesajını verdi. Üstad Bediüzzaman`ın Van`daki mücadelesini hatırlatan Uysal, “Üstad Bediüzzaman şu gördüğünüz Kale`den düşerken ‘ah davam` dediği, davasının şakirtleri bu gün meydanı doldurmuş. Allah, insanı yeryüzünün en şereflisi kılmıştır.” dedi. Arapların, Kürtlerin, Türklerin İslam ile şeref bulduğunun altını çizen Uysal, şu ifadeleri kullandı: “Araplar İslam ile şeref buldular. Biz Kürtler İslam dinini tutmasaydık, neyimiz vardı? İslam ile Kürtler şeref sahibi oldular. Selahaddin Eyyubi Allah davasını tuttuğu için kâinat var oldukça, insanlar ondan bahsedecek. Türkler İslam ile şeref sahibi oldular. Yıllarca hüküm sürdüler. Kıtalarda İslam bayrağını dalgalandırdılar. Farsılar Mecusi`ydiler. Allah İslam`ın şerefini Farisilere de nasip etti. İnsanlar İslam ile şeref bulurlar.”



















 

GAZİANTEP`TE ON BİNLER HAZRETİ MUHAMMED`İ ANDI

Gaziantep'te Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” etkinliğine on binlerce kişi katıldı. Etkinlikte, Hazreti Muhammed`in (Aleyhisselam) hayatının örnek alınması ve O`nun sünnetine sımsıkı sarılması gerektiği vurgulandı. Peygamber Sevdalıları Platformu Gaziantep İl Koordinatörlüğü tarafından Mehmet Akif Ersoy Endüstri Meslek Lisesi yanındaki Yeni Miting alanında düzenlenen “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” etkinliğine Peygamber aşığı halk yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğin açılış konuşmasını Peygamber Sevdalıları Platformu Gaziantep İl Koordinatörü Mustafa Kaya yaptı. Peygamber Sevdalıları Platformu olarak her yıl geleneksel hale getirdikleri ve Türkiye`nin de dört bir tarafında nisan ayında yüzlerce merkezde Kutlu Doğum etkinlikleri düzenlediklerini hatırlatan Kaya, bu yıl ise Kutlu Doğum etkinliklerini, geçen yıl Kasım ayında yine Türkiye`nin dört bir tarafında birçok il, ilçe ve köylerde olmak üzere yüzlerce merkezde “Mevlid-i Nebi” adı altında, Peygamber Efendimiz (Aleyhisselam)`ın veladetine yakışır şekilde düzenlediklerini anımsattı.

BİZE GETİRDİĞİ BU DAVAYI BİZ GÖTÜRECEĞİZ. ONUN İÇİN DIŞARILARDAYIZ

Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş, Gaziantep`te on binlere hitaben yaptığı konuşmada, Hazreti Muhammed'in insanlık tarihi boyunca bütün milletler ve devirler için bir hidayet kaynağı olduğunu söyledi. Belli çevrelerin Peygamber sevdasını ısrarla meydanlarda görmek istemediğini belirten Göktaş, “Biz Peygamber Efendimizi camilerden, evlerden dışarı çıkarmak istiyoruz. Çünkü bunun ile yükümlüyüz. Bu bir görevdir. O âlemlere rahmet olarak bütün insanlığa gönderildi. O halde O, kendiliğinden de bir yere gidecek değil. O`nu biz taşıyacağız. O`nun rahmetini, merhametini ve bize getirdiği bu davayı biz götüreceğiz. Onun için dışarılardayız. Onun için artık Allah'a hamdolsun karar verdik ki bu Peygamber sevdası evlere sadece ihtiyar ninelerimizin ve dedelerimizin dillerinde bir odaya hapsolmayacak. Artık meydanlara, stadyumlara, büyük şehirlere ve özellikle dünyanın batısına her yerine bu sevdayı ve bu davayı götürmekle mükellefiz. Biz bu etkinlikleri bu şuurla yapıyoruz ve bununla biz yükümlüyüz. Bu böyle fazladan bir görev değildir. Hepimizin üzerine düşen bir görevdir. Eğer bu dava, bu Peygamber âlemlere rahmet olarak gönderilmişse biz bunu nasıl ulaştıracağız? İşte her şeyi ve her olayı bahane edeceğiz. Peygamberin doğum gününü ve ölüm yılını bahane edeceğiz. Uhud`u, Bedir`i, Hendek`i biz bahane edeceğiz. Ama ondan bahsedeceğiz. Onun davasından bahsedeceğiz. Bu bir görevdir.” dedi.