Muş Alparslan Üniversitesinde (MŞÜ) İyilik ve Bilgide Dayanışma Topluluğu tarafından "Suriye'de İnsan Hakları İhlalleri" başlıklı bir konferans gerçekleştirildi.

MŞÜ Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen konferansta öğrencilere hitap eden İHH Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avukat Gülden Sönmez, bazı şirketlerin üretilmesi yasak olan silahları üretip engellere takılmadan istedikleri yere sevk ettiklerine dikkat çekti.  

Filistin'de Toprak Günü eylemlerine değinerek sözlerine başlayan Avukat Sönmez, önceki yıllarda Filistin'de bir saldırı olduğunda Türkiye halkının sokaklara indiğini fakat bu ruhun artık kaybedildiğini söyledi.

Sönmez, "Gazze, Kudüs ve Filistin; solcusu, İslamcısı, ülkücüsü hangi fikirde olursa olsun bu ülke halkının yüzde 95'inin ittifak ettiği bir konudur. Böyle bir konu olmasına rağmen iki haftadır sınırdan içeri doğru koşarken sırtından vurularak şehit edilen gençleri seyrettik. Üzerinde press yazdığı halde, gazeteci olduğu belli olduğu halde keskin nişancı tarafından hedef alınarak katledilen genç Filistinli gazeteciyi seyrettik. 2 haftadır 30 şehit verdik. 100'ün üzerinde ağır yaralı var. Benim bildiğim en son 2 bin 700 kişi yaralandı. Mevcut manzaraya baktığımızda umurumuzda değilmiş gibi bir fotoğraf ile karşı karşıya kalıyoruz. Geçen cuma değil bir önceki cuma yani 'Toprak Günü' eyleminde bunlar yaşandı. Bizim bildiğimiz Türkiye'nin üniversiteleri olsun, sokaklar olsun, solcusu ve İslamcısıyla sokağa fırladı. İsrail, Filistin'de gençlere ateş açacak ve bütün dünya bunu seyredecek! Demek ki pratik tablomuz da müthiş bir şekilde gerileme var. Çözüm merkezli konuşmamın sebebi de budur." şeklinde konuştu.

"Silahlanma yarışının hat safhaya vardığını görüyoruz"

Dünya genelinde güçlülerin büyük bir kavga içerisinde olduğunu ve silahlanma yarışının hat safhaya vardığını belirten Sönmez, "Suriye ile biz iç içe yaşıyoruz. Artık biz Suriye'deyiz Suriye bizde. Sorunlarımız bütünleşti, dertlerimiz bütünleşti. Sadece ümmet olmakla, aynı dinden olmakla, aynı ırktan veya sınır birliğinden değil. Bu savaş sürecinde iç içe yaşamakla bütün sorunlarımız birleşti. Dünyanın genel fotoğrafına baktığımızda güçlülerin büyük bir kavga içerisinde olduğunu, silahların yarıştırıldığını, silahlanma yarışının hat safhaya vardığını görüyoruz. Bir taraftan internet ve sosyal medya imkânlarıyla maddi imkanlar olmadan da insanların kendilerini çok rahatlıkla ifade edebildiği, devletlere ait sadece tek bir medyanın değil her türlü medya ve iletişim ortamına sahip olduğumuz bir zamanda yaşadığımız halde hakların sözünün çok söylenmediği, duyulmadığı daha çok devletlerin güç dengeleri ve politikalarına bağlı konuşmaların yapıldığı bir zaman yaşıyoruz." dedi.

Guta'dan insanların çıkarılıp güvene taşınması gerektiğinin söylendiğini ancak Doğu Guta'da ki hiç kimsenin oradan çıkmak istemediğini söyleyen Sönmez, "Suriye savaşı ile ilgili normalde Suriye ile alakası olmaması gereken hemen hemen 20'den fazla aktör konuşarak veya bunun gereği olan politikalarını yürüterek bir şeyler söylüyorlar. Dünyanın başka yerlerinde de çok farklı değil. Suriye'de sıcak savaşı görüyoruz. Dünyanın başka yerlerinde soğuk savaşın getirdiği ihlalleri görürsünüz ya da sömürgecilikten kaynaklı eşitsizlik, adaletsizlikten kaynaklı problemleri görürsünüz. Fakat nihayetinde Suriye fotoğrafı bizim gözümüzde çok açık. Son bir haftaya baktığımızda kimyasal silahlar kullanıldı. Kullanılması yasak olan silahlar kullanıldı. Üretilmesi yasak olan silahlar var. Ama şirketler bu silahları üretiyorlar. Bu silahları üretmekle kalmıyorlar bunların hammaddelerini ve silahları da gayet başarılı bir şekilde hiçbir engele takılmadan istedikleri yere sevk ediyorlar. Bu silahları taşıyan uçaklar havaalanlarından uçuyor. Dünya da bu uçakları uçurmaması gereken pilotlar da bu uçakları çok rahat bir şekilde uçuruyor. Nihayetinde biz Doğu Guta'da yine çırpınarak ölen çocukları izliyoruz. Birileri sürekli olarak ölüyorlar. İnsanlar da tıpkı Gazze'deki gibi Doğu Guta'ya insanı yardım koridorunun açılmasını söylüyorlar. Guta'dan insanların çıkarılıp güvene taşınması gerektiğini söylüyorlar. Doğu Guta'da ki hiç kimse oradan çıkmak istemiyor. Biz koridor açalım çıksınlar diyenlerden daha fazla Guta'da insanlar öldürülmesin diyen yok. Böyle bir fotoğrafla karşı karşıyayız." ifadelerini kullandı.

Akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı konferans, soru cevap kısmının ardından sona erdi. (Ayetullah Tarhan-İLKHA)