M. ERKAN YAVUZ - ENES ÇETİN

FETÖ, JİTEM ve 28 Şubat`ın brifingli yargıçlarının ortaklığıyla karartılan hayatların mağduriyetlerini gidermeye yönelik adımlar maalesef atılmıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın bir süre önceki bir konuşmasında "10-15-20 yıldır hapishanelerde çürüyen vatandaşlarımız var” ve “Bu mağduriyetlerin giderilmesi için talimat verdim” şeklindeki sözlerine rağmen 28 Şubat`ın mahkûmlarına yönelik mağduriyetlerin giderilmesi ve bu yönde herhangi bir adım atılmaması ‘Talimat Nerede Takıldı?` sorusunu akıllara getirdi.

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) 28 Şubat mağdurlarına dikkat çekmek için Çağlayan Adliyesi önünde bir araya geldi. MAZLUM DER Genel Sekreteri Av. Kaya Kartal, "Cezaevlerinde 20-25 yılı aşkın sürelerdir tutulan 28 Şubat mahpusları, başbakanından cumhurbaşkanına hemen her etkili ve yetkili ismin beyanlarına rağmen cezaevlerinde tutulmaya devam ediliyor." dedi.

MANTIK İLKELERİNE BİLE AYKIRI OLAN BU ZULMÜN HALEN DEVAM ETTİRİLMESİNİN BİR İZAHI YOKTUR

MAZLUMDER üyeleri, "Siyasi yargı kararları iptal edilsin", "28 Şubat son olsun", "Siz sustukça biz ölüyoruz" yazılı dövizler taşıyarak Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplandı. Burada, "28 Şubat zulmü devam ediyor" başlıklı basın açıklamasını okuyan Kartal, şunları kaydetti: "Cezaevlerinde 20-25 yılı aşkın sürelerdir tutulan 28 Şubat mahpusları, başbakanından cumhurbaşkanına hemen her etkili ve yetkili ismin beyanlarına rağmen cezaevlerinde tutulmaya devam ediliyor. 28 Şubatın hemen her çevrede darbe olarak adlandırıldığı, bir kısım 28 Şubatçının müebbet hapis cezası talebiyle yargılandığı, brifingli ya da paralel yargının elemanları olup kritik mahkemelerde görev yapan hakim ve savcıların ihraç ve tutuklamalara muhatap olduğu, örgütçülerin başka kişileri örgütçü diyerek soruşturduğunun ve cezalandırdığının ortaya çıktığı bir dönemde 28 Şubat süreci yargılamalarına meşru yargılama muamelesi yapmanın açık bir zulüm olduğunu defalarca vurgulamamıza rağmen bırakın hukuku, mantık ilkelerine bile aykırı olan bu zulmün halen devam ettirilmesinin bir izahı yoktur." Kartal, MAZLUMDER olarak 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek mahpusların serbest bırakılıp adil bir şekilde yeniden yargılanmalarını talep ettiklerini sözlerine ekledi. Grup, basın açıklamasından sonra dağıldı.

JİTEM VE FETÖ HAFIZASI MÜSLÜMANLARI MAĞDUR EDİYOR

Türkiye`deki Müslüman camiaların on yıllardır JİTEM, FETÖ gibi derin odak ve yapıların, dış destekli gruplarbozdaın oluşturduğu hafızayla mücadele ettiğini söyleyen Av. Hasan Bozdaş da, “Bu hafıza, komplolarla, tuzaklarla, sahte delil ve belgelerle, medyanın asparagas gücüyle, kolluk içerisindeki bağlantılarıyla, yargı içerisindeki mensuplarıyla senkronize bir şekilde harici düşmanla savaşır gibi Müslüman camialarla savaşmış, irtica adı altında kırmızı kitaba Müslümanları bölücü ve yıkıcı terörün de tehdit kodunun üstüne çıkararak devletin bütün organlarını bu camialarla mücadeleye yoğunlaştırmıştır. 28 Şubat süreci ki bu süreç irtica ile mücadele adı altında Müslüman camialara yönelik kirli kumpasların, operasyonları zirveye ulaştığı, devletin kırmızı kitabının ülkede Müslüman camia istemediği bir süreçtir.” dedi.

YÜZLERCE MÜSLÜMAN MAHPUS, ADİL BİR ŞEKİLDE YENİDEN YARGILANMAYI BEKLİYOR

Av. Bozdaş, “Bu süreç on binlerce Müslümanı fişlemiş, işlerinden, okullarından, sağlıklarından, ailelerinden ve özgürlüklerinden etmiştir. Yargılamalarda delilsiz ve dayanaksız hükümler, bir noter işlemi gibi iddianamelerin onaylanmasına dönüşmüş ve adeta İstikal Mahkemeleri`ndeki “sanığın idamına, delillerin bilahare toplanmasına” mantığı yürütülmüştür. Bugün yüzlerce Müslüman mahpus, adil bir şekilde yeniden yargılanmayı, özgürlüğüne kavuşmayı ve itibarlarını iade almayı beklerken, adaletli olduğunu iddia eden bir yönetim hala bunu sağlayamamaktadır. Bir hukukçu gözüyle baktığınızda bu dosyaların büyük çoğunluğunun yasa dışı koşullar altında, sahte delillerle oluşturulduğunu, işkenceler altında zorla beyanlar alındığını, avukatsız yargılamalarda mahkemelerin en ağır cezaları verdiğini görürsünüz. Hayatı boyunca eline silah almamış insanlar Abdullah Öcalan`la bir tutularak aynı ceza infaz rejimine maruz bırakılmaktadır.” şeklinde konuştu.

CUMHURBAŞKANININ TALİMATLARI İDARECİLER TARAFINDAN SÜMENALTI MI EİDLİYOR?

“Sayın cumhurbaşkanı zaman zaman 28 Şubat mağdurlarından söz etmekte ve mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin yakın zamanda talimat verdiğini belirtmektedir.” diye konuşan Av. Bozdaş, “Yıllardır aynı söylemleri bürokrasinin ve siyasetin çeşitli kademelerinden duymakla, bu talimatın da gereğinin yerine getirilmeyeceğini biliyoruz. Zira 1990`lardaki devlet aklının bir benzeri Müslüman kesimleri tekrardan operasyon hedefine getirmek için uğraşmakta, güvenlik soruşturmaları, haksız ihraç, soruşturma vb. durumlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Oysa bugün mağduriyeti olan kişiler bir lütuf beklememekte, adil bir şekilde, hukukun gerektirdiği ilke ve ölçülerle yeniden yargılanmak istemektedir. Bu kişileri terörist olarak yaftalayanlar, bugün 28 Şubat davası, FETÖ davaları sanıkları içerisinde, yine geçmiş yıllarda Ergenekon ve Balyoz davalarının bazı sanıkları içerisinde yer almışlar ve kendi ideolojilerini devlet politikası gibi uygulamaya kalkmışlardır. Devlet, vatandaşının sosyo-kültürel kimliğinin farkında olmalı, halkının inanç ve ahlaki değerlerine saygı duyan, bu değerlerle savaşan değil bu değerleri güvence altına alan bir konuma gelmelidir. Bugün toplumu ayrıştıran operasyonlar kaynağını bu dini ahlaki temellere düşmanlıktan almaktadır. Yöneticiler bunun farkında olmalı, yeni stratejilerini bu temellerden güç alan bir düşünceye dayayarak birlik temeli atmalıdır. Aksi takdirde sayın cumhurbaşkanının talimatları hala halkın kimliğiyle barışmamış bürokratlarının sümenaltında uzun yıllar yerine getirilmeyi bekleyecektir.  Bunun takibini de idareciler yapacak, kimlerle çalıştıklarının ve kimlerin amirleri durumunda olduklarının farkında olacaklardır.” ifadelerini kullandı.