TEKNOLOJİ SERVİSİ
İngiltere'deki University of Essex'in uzun süredir üzerinde çalıştığı bir araştırma, sosyal medyadan kaynaklanan olumsuzlukları ortaya koyuyor. Buna göre sosyal medya hesabı bulanan 10 yaşındaki çocuklar, sonraki beş yıl içinde sürekli şekilde kendilerini daha kötü hissediyor.
Araştırmacıların dikkatini çeken en önemli hususlardan biri de, kız çocuklarının erkeklere göre daha mutsuz olması. Rapora göre çocuklar sokakta oynamak ve bire bir sosyalleşmek yerine, sosyal medyada vakit harcıyor. Araştırmayı kaleme alan Cara Booker, bu durumu şöyle açıklıyor:
"10 yaşında bir çocuk, sadece olumlu paylaşımlar yapan insanların kötü günler de geçirebileceğini anlayacak düzeyde değil. Yani sadece başkalarının paylaştığı güzel ve heyecanlı olayları görüp, kendi hayatlarını sıkıcı buluyorlar ve bu da mutsuzluğa neden oluyor."
YENİ TAKİPÇİLER "ÖDÜL" OLARAK ALGILANIYOR
Wiedtal Lisesi'ndeki öğrencilerin bu konudaki görüşlerini öğrenmek üzere onlara bir form dağıtıp, sorduğumuz sorulara yazılı olarak cevap vermelerini istiyoruz. Ancak yazılı cevap onları tatmin etmiyor. Parmak kaldırıp meramlarını sözlü olarak da anlatmak istiyorlar. 12 yaşındaki bir erkek öğrenci
"Yeni takipçi kazanmak beni mutlu ediyor” diye cevap veriyor. Yaşıtı bir başka öğrenci ise "Takip edilmek ve ilgi görmek için Instagram'da paylaşım yapıyorum” diyor.
Rapor özellikle kız çocuklarının internet ve sosyal medyanın olumsuz etkilerine daha açık olduğunu belirtiyor.
BASKI VE STRES ARTIYOR
Çocuklar konuştukça, sosyal medyanın aynı zamanda bir baskı ve stres kaynağı olduğu da ortaya çıkıyor.
Örneğin hemen cevap verilmeyen bir WhatsApp mesajı, arkadaşlar arasında gerilim ve güvensizliğe yol açabiliyor. Çünkü herkesin her zaman ve her yerde ulaşılabilir vaziyette olduğu varsayılıyor.
Çok sayıdaki WhatsApp grubundaki tartışmalara anında dâhil olmayanlar, önemli gelişmeleri kaçırma ve grup dışına itilme endişesi yaşıyor.
Sonuçta hiç kimse, dışlanmayı göze alamıyor. Kız öğrencilerden biri, bazı kızların bu baskıdan bunalarak kendi kendini yaraladığını anlatıyor.
ANLIK FOTOĞRAF PAYLAŞIMLARI 14-15 YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR ARASINDA YAYGIN
Sosyal bilimci Cara Booker, özellikle kızlar arasında kıyas ve rekabetin had safhada olduğunu belirtiyor. Arkadaşı kadar takipçi elde edip onun gibi ilgi çekme çabası, son derece yıpratıcı olabiliyor. Bu da büyük bir mutsuzluk faktörü haline geliyor.
Nörobilimciler arasında yaygın olan bir teze göre, sosyal ağlarda süren beğenilme yarışı, tıpkı uyuşturucu gibi bağımlılık yapabiliyor.
MÜSTEHCEN ÖZ ÇEKİMLERİN VAHİM SONUÇLARI
Öğrencilerin çoğu, özel hayatıyla ilgili bir paylaşımda bulunan birinin, sadece beğeni ve övgü alamayacağını, olumsuz yorum ve değerlendirmeleri de göğüslemeye hazırlıklı olması gerektiğini söylüyor. Bu nedenle pek çok öğrenci, özel yaşantısıyla ilgili bir paylaşım yapmadan önce iki kez düşünüyor.
Ancak özellikle bazı kız öğrencilerin bu konuda yeterince özenli davranmadığı, Wiedtal Lisesi'nde geçmişte yaşanan vahim olaylarla acı bir şekilde tecrübe edilmiş. Onarılması mümkün olmayan hasarlar oluşmuş ve utancından okuldan ayrılmak zorunda kalan kız öğrenciler olmuş.
Okul Müdürü Wolfgang Latz, tüm uyarılara rağmen buna benzer olayların yılda en az bir-iki kez tekerrür ettiğine dikkat çekiyor.
Çeşitli etkinliklerle hem öğrencileri hem velileri, sosyal medyadan kaynaklanabilecek zararlara karşı uyarmaya çalıştıklarını belirten Latz, konunun aynı zamanda ders müfredatına da alındığını kaydediyor.
Kaynak, Deutsche Welle