Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Mardin Şube Başkanı Eyyüp Değer, Kızıltepe'de iş yeri temsilcileri toplantısına katıldı.

Eğitim çalışanlarının haklarının korunması ve geliştirilmesi için mücadele eden, sorunların çözümü için gayret gösteren bir teşkilat olduklarını söyleyen Değer, son dönemde Kızıltepe, Nusaybin ve Derik ilçelerinde yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili açıklamalarda bulundu. 

Yıllardır çözülemeyen elektrik kesintisi sorununun bölgenin kanayan yarası olmaya devam ettiğini kaydeden Değer, "Elektrik sorunu sadece çiftçilerimizin sorunu olmaktan çıkmış, aynı zamanda eğitim ve öğretimi de baltalayan bir hal almıştır. Haliyle birçok sorunla karşı karşıya kalan okulların eğitim ve öğretiminin sürdüğü gündüz saatlerinde özellikle köylerde gün boyunca verilmeyen elektrik nedeniyle hijyenden uzak ve akmayan sular yüzünden okul tuvaletleri kullanılamayacak duruma gelmiştir. Bu durum öğrenci ve öğretmen sağlığını da ciddi bir şekilde tehdit eder hale gelmiştir." dedi.

Özelleştirilen kurumların güçlerini kontrolsüz bir şekilde yönettiğini aktaran Değer, elektrik kesintilerinin 80'li ve 90'lı yıllardaki gibi tekrar rutine dönüştüğünü söyledi.

"Dicle EDAŞ neden Mardin'e bu zulmü reva görmektedir?"

Değer, "Dicle Elektrik Dağıtım Şirketi, diğer illerde bu kadar elektrik kesintisi yapmazken neden Mardin'e bu zulmü reva görmektedir? Özelleştirilen bu kurum, elektriği bir minnetle, ücretsiz ve sadaka olarak vermiyor. 6 yıldır savaşın hüküm sürdüğü Suriye'de bile bu kadar elektrik kesintisi olmamaktadır. Vatandaş bu bölgede terörden çektiği kadar elektrik kesintilerinden de çekmektedir." ifadelerini kullandı.

"Bizi bu şirketlerin zulmünden kurtarın!"

"Êdi Bese (Artık Yeter)! 90'ların parodilerindeki gibi 'Öğretmenim, elektrik yoktu ve sular kesikti.' benzeri bahaneler 30 yıl sonra tekrar gün yüzüne çıkmıştır." diyen Değer, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yetkililere buradan sesleniyoruz: Bizi bu şirketlerin zulmünden kurtarın! Mardin 9 ay güneş gören bir şehir. Bölgenin en kuvvetli rüzgârları burada esiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarımız mevcut. Güneş ve rüzgâr enerjisine ağırlık verilmeli, gerekirse tüm binalar güneş panelleriyle devlet katkısıyla donatılmalı, hem devlet bütçesi hem de vatandaşın bütçesi kâra geçirilmelidir. Evrensel ceza hukukunda ve anayasamızda da suçun şahsiliği ilkesi temel alınmışken DEDAŞ'ın adeta borcunu ödeyen ve ödemeyen herkesi aynı kefeye koyup çocuk, yaşlı, hasta demeden, borçlu ve borçsuz demeden herkesi aynı görüp ana şebekeden gelen elektriği kesmesi kabul edilecek bir durum değildir. İnsan hayatını doğrudan etkileyen ve yaşamın her uzvuna müdahil olan elektrik, kesintilerle yaşamı çekilmez kılmaktadır. Başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, yerel ve diğer tüm paydaşların bir an önce konuya müdahil olmasını, sorunun bütün boyutlarıyla ele alınarak çözüme kavuşturulması gerektiğini kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz." (M. Salih Keskin - İLKHA)